Amerika ekonomisi 2010 yılının üçüncü çeyreğinde, yıllık bazda, yüzde 2 oranında büyüdü.Bir önceki dönemde yüzde 1.7’lik
büyüme gerçekleşmişti. Büyüme, özel sektörun envanterilerini arttırmasıyla güç kazandı. Envanterilerin büyümeye katkısı 1.4 oranında oldu. Envanterilerin dahil omadıgı
büyüme oranı, bir önceki dönemdeki 0.9 büyüme oranı rakamına göre gerileyerek yüzde 0.6 oldu.
İhracat rakamları yüzde 5 artarken ithalatta yüzde 17’lık artış dikkat çekti. Tüketici harcamaları, yüzde 2.6’lık artış ile 2006 yılından sonraki en büyük artışa
imza attı. Büyüme oranları, ekonomide sıkıntı olan istihdama çözüm olacak güçte değil. Son 80 yılın en büyük resesyonundaki toparlanma süreci, oldukca kırılgan durumda.
Enflasyonun yüzde 2’nin
altında olması hem
tüketici hemde ekonomiyi yönetenler için büyük bir
kazanç. Piyasaların büyüme raporuna tepkisi çok cılız oldu. Gerçi
Ekim ayında borsaların getirisi oldukça iyi oldu. Dow Jones endeksinin getirisi yuzde 3.06 oldu.
Dolar ise kan kaybını sürdürdü.
Euro karşısında yüuzde 2.4 ve
Japon yeni karşısında yüzde 5.3 değer kaybetti.
Piyasalar
Kasım ayına girerken oldukça tedirgin.
Yılın en önemli haftasına girdik.
Karar haftası!!!!
Hem ekonomi hem
siyaset icin çok önemli bir hafta olacak. Yarın yapılacak olan ara
seçimler, sadece
ülkedeki siyasi denegeleri değiştirmekle kalmayacak, aynı zamanda; ekonomide uygulanan ve uygulanması istenilen politikalarıda değistirecektir. Temsilciler Meclisi'indeki üyeliklerin tamamıyla ve Senato'nun üçte birinden fazlasının yenileneceği seçimlerde, Demokratların ciddi kayıplara uğrayabileceği belirtiliyor. Demokratların son iki yılı, çok farklı bir şekle bürünecek. Cumhuriyetçiler, Temsilciler Meclisi’nde ve Senato’da üstünlüğü ele geçirip büyük bir avantaj sağlayabilir. Özellikle bu üstünlüğe, ekonomideki tablo neden olacaktır. Başkan Obama, sonuçları, kendine çeki düzen vermek açısından uyarı olarak alabilir. Karar güçü ciddi anlamda zayıflaycaktır. Ne sağlık
reformu, ne de mali reform bu halkın yüzünü güldürdü. Yüzü gülen varsa o da; paralara boğduğunuz Wall Street’in dev şirketleri olsa gerek.İşsizler ordusunda bir azalma yok.
Çarşamba günü ise ekonominin baş aktörü olan
Merkez Banskası’nın (FED) toplantı sonuçları, Dünya piyasalarına damgasını vuracak. Piyaslara gerekirse her türlü yardımı yapabileceğini dile getiren FED’in parasal genişleme poltikasının detaylarını merakla bekliyoruz.
Programın büyüklüğü piyasalar için büyük bir soru isareti. Büyüklüğünden çok, bu programın işe yarayıp yaramagacağını sorgulasak daha doğru olacak. 500 milyar dolardan 1 trilton dolara kadar çıkabilir rakam. Ara seçim sonuçlarının bu karara etkisi kaçınılmaz olacaktır. Cumhuriyetçilerin seçimlerde büyük üstünlük sağlaması durumunda, politikanın büyüklüğü hafif kalabilir. Aylık 100 milyar dolar ile 6 ay süresince uzun vadeli tahvil alımına karar verilebilir.
Bazı ekonomistlere göre rakamın
küçük kalması programın başarısız olamasına neden olabilecegi yönünde. Bazı ekonomistler ise, eğer rakam 1 trilyon olursa; bunun önüne geçilemez bir enflasyon tehlikesine neden olacağı endişesi içindeler. Bilinen tek gerçek, ilk program 1.7 trilyon olmasına rağmen işsizlik konusunda ciddi bir duzelmenin olamadığı ve büyümenin genele yayılamadığı.
Enflasyonun
kontrol dışına çıkmasından dolayı yükselecek faizler, toparlanmaya çalışan ekonomiyi, son yaşadığımız resesyondan daha ağır bir resesyona itebilir.
Daha basitinden dile getirirsek, Japonya’nın son çeyrek asırdır yaşadığı çaresiz ekonomiye adım adım ilerliyoruz.
Merkez Bankası ( FED) Başkanı
Ben Bernanke !!!!!
Wall Street’in ne istediğine değil ekonominin ne istediğine göre karar ver artık…. Ama onlarıda üzme. Ne de olsa sizleri hızaya getirebilecek güce sahipler. Bunu, 150 yıllık şirketlerin bir gecede batmasına neden olduklarında gördünüz. Unutmayın..
Bu hafta sadece karar vermeler ile stress altında olmayacağız. Ayrıca yoğun veri trafiğiyle, piyasalarda oluşacak yüksek işlem hacimi başımızı döndürebilir. Ülke geneli imalat ve
hizmet endekserinin yakından takip edileceği haftanın kapanışını, en önemli verimiz istihdam raporuyla yapacağız. Beklenti, ekonomiye yaklaşık 65 bin
işgücü kazandırılması yönünde. Geçen ay 95 kişi isten çıkarılmıştı. Özel sektörün 80 bin isgücü oluşturması bekleniyor. Bu rakamın daha büyük olması toparlanma için o kadar iyi olacaktır. Issizlik orani 9.6 olarak aynı kalması bekleniyor.
Son günlerin en çok tartışılan konusu kur savasları için büyük bir hafta. Özellikle Merkez Bankasının kararı, bu savaşı daha da kızıştırabilir. Programın küçük rakamla telafuz edilmesi, doların diğer para birimleri karşısında
prim yapmasına neden olacaktır. Temmuz ayından beri düşüş trendinde olan dolardan güçlenme sinyalleri alıyoruz. Son 4 aydır borsa endeksleri ile dolar arasında, 1970 yılından beri görülmeyen, negatif bir korelasyon söz konusu. Doların güçlenmesi, hem altin hemde borsalar için olumsuz olabilir.
Son yılların en önemli haftasında, temkinli olmakta fayda var.....