Türkiye'de ilk kez GPS'li el terminali kullanılarak 81 il, 159 ilçe ve 130 köyde yüz yüze görüşme yöntemiyle kapsamlı bir anket gerçekleştirildi. Ankette AK Parti'nin oyu yüzde 48, CHP'nin oyu yüzde 28, MHP'nin oyu ise yüzde 15 olarak çıktı.
Başlarken...
Türkiye'de ilk kez GPS'li el terminali kullanılarak 81 il, 159 ilçe ve 130 köyde yüz yüze görüşme yöntemiyle kapsamlı bir anket gerçekleştirildi. 15-21
Şubat tarihleri arasında Türkiye'yi coğrafi olarak ve
seçmen nüfusu bakımından temsil eden 4 bin kişi üzerinde yapılan kamuoyu yoklaması,
12 Haziran seçimleri yaklaşırken,
toplumun siyasi haritasının doğru okunması bakımından önem taşıyor. GPS teknolojisi kullanılarak yapılan ve sonuçların anında merkeze iletilebildiği araştırmanın arkasında her ikisi de lisanlarını
Orta Doğu Teknik
Üniversitesi'nden almış iki kardeş var.
New York Üniversitesi'nden Doç. Dr.
Selçuk Şirin ile
Okan Üniversitesi'nden Yard. Doç. Dr. Çağdaş Şirin'in kurdukları İKSara, ABD Başkanı Barack Obama'nın seçim kampanyasında da kullanılan deneysel koşullama yöntemi ile olması muhtemel siyasi oluşumlara da seçmenin vereceği tepkileri ölçüyor. Amaç, siyasetçilerin sonuçları önceden görerek, yeni siyasi açılımlar geliştirmeleri. Bugün ilk bölümünü sunacağımız kamuoyu araştırmasının sonuçlarına yarın da devam edeceğiz.
Türkiye'nin 81 ilinde 4 bin kişiyle yüz yüze görüşülerek yapılan kamuoyu yoklamasına göre AKP en fazla oyu ev kadınlarından, CHP memurlardan, MHP ise işsiz seçmenden alıyor.
İlk kez GPS'li El Terminali teknolojisi kullanılarak 15-21 Şubat arasında yapılan araştırma çerçevesinde seçmen
tercihleri mercek altına alındı.
Araştırmaya katılan kişilerin yüzde 8.98'i memurlardan, yüzde 32.34'ü
işçi/özel sektörden, 9.39'u işsizlerden, 8.38'i emeklilerden, 24.91'i serbest meslek sahiplerinden, 16'sı ise ev kadınlarından oluşuyor. Bu kişilerin yüzde 17.99'u 18-24, yüzde 32.86'sı 25-34, yüzde 26.53'ü 35-44, yüzde 22.62'si 44 ve üzeri yaş aralığında. Eğitim durumları açısından ise dağılım şöyle: yüzde 22.15'i ilkokul ve daha alt düzeyde, yüzde 16.76'sı
ortaokul, yüzde 45.68'i lise ve yüzde 15.41'i
üniversite mezunu.
MESLEKLER VE TERCİH
Araştırma, partilerin oy aldıkları grupların mesleki açıdan farklarını detaylı bir şekilde ortaya koydu. Buna göre, AKP'nin en fazla oy aldığı grup, yüzde 58.83 ile ev kadınları oluyor. CHP en çok oyu memurlardan, MHP ise işsiz seçmende alıyor. Buna paralel olarak AKP orta gelir grubundan daha az
destek alıyor. Bu grupta en fazla oy alan ise CHP.
CHP-BDP İTTİFAKI SORUSU
Araştırmanın en can alıcı noktalarından biri de seçmene deneysel koşullama yöntemi ile yöneltilen CHP-BDP
ittifakı sorusu. Kendi başına oy potansiyeli yüzde 4.5 civarında olduğu belirlenen BDP, CHP ile ittifaka giderse dengeler AKP aleyhine değişiyor. İttifak halinde AKP'nin oyu yüzde 3 puan azalırken, CHP'de 6, MHP'de ise
1 puanlık artışa yol açıyor.
KARARSIZLAR AZALDI
İKSARA'nın şubat ayında yaptığı Siyasal Tercihler araştırmasında seçmene 'Bugün seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz?' sorusu yöneltildi. Bu soruya 'AKP'
yanıtını verenlerin oranı yüzde 44 olurken, 'CHP' diyenlerin oranı yüzde 24, MHP diyenlerin oranı ise yüzde 14'te kaldı. Toplumun yüzde 10'u halen kararsız olduğunu belirtiyor. Kararsızlar dengeli dağıtıldığında ise AKP'nin oyu yüzde 48'e, CHP'nin oyu yüzde 28'e, MHP'nin oyu ise yüzde 15'e yükseliyor. Bu verilere göre, MHP hiçbir durumda
baraj sorunu yaşamayacak.
MHP GENÇ ERKEKLERDE İKİNCİ PARTİ
Araştırmada dikkati çeken bir başka konu ise
gençlerin tercihlerinde AKP'nin hem kadın, hem de erkek seçmende birinci sıraya oturması. MHP ise, erkek seçmenler kategorisinde, CHP'yi geçerek, ikinci parti konumuna yükseliyor. Öte yandan, Türkiye'nin genç seçmenleri
ülkenin genel olarak kötüye gittiği kanısında. Her ne kadar AKP'li gençlerin yüzde 86'sı 'Ülke iyiye gidiyor' dese de, toplamda bu yanıtı verenlerin oranları yüzde 46. 53'te kalıyor. 'Kötüye gidiyor' diyenler ise yüzde 51.74 civarında.
5 AKP'LİNİN BİRİ ÜSLUBU BEĞENMİYOR
Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri de,
Başbakan Erdoğan'ın
heykel,
içki yasakları ve
stat açılışındaki protestolara karşı gösterdiği tavırların genç seçmenleri rahatsız ettiğinin ortaya çıkması. Parti farkı gözetmeksizin gençlerin yüzde 51.74'ü Başbakan Erdoğan'ın bu üç konudaki tavırlarını desteklemediğini, yüzde 45.75'i ise desteklediğini söylüyor. AKP seçmenleri arasında Başbakan Erdoğan'a destek verenlerin oranı yüzde 78.28 olurken, desteklemeyenler ise yüzde 20 civarında. Bu, her 5 AKP seçmeninden birinin Erdoğan'ın çıkışlarından rahatsız olduğunu gösteriyor. Diğer partilere oy veren genç seçmenlerde ise, Erdoğan'ın tavırlarından rahatsızlık duyma oranı bir hayli yüksek. Buna göre, CHP seçmeninin yüzde 83.93'ü, MHP seçmenin yüzde 65.52'si, BDP seçmenin yüzde 64.29'u, kararsızların ise yüzde 65.75'i, Erdoğan'ın son çıkışlarından rahatsızlık duyuyor.
Secmen ortadan ikiye bölünüyor
Yukarıda çarpıcı sonuçlarını okuduğunuz anketin arkasında iki kardeş yer alıyor. Araştırmayı yöneten New York Üniversitesi'nden Doç. Dr. Selçuk Şirin ve Okan Üniversitesi'nden Yard. Doç. Dr. Çağdaş Şirin ile önceki gün
İstanbul Beşiktaş'ta bir araya geldik ve önemli verileri yorumlamalarını istedik:
- BDP-CHP ittifakı neden AKP aleyhine sonuçlanıyor?
İttifak sonucu CHP Batı bölgelerinden kaybediyor belki ama, BDP'nin güçlü olduğu yerlerden aldığı ek oylarla bu açığı fazlasıyla kapatıyor ve 30 puan sınırını rahatlıkla aşıyor. Bir de muhtemelen AKP'ye
Kürt açılımı nedeniyle verilen oyların bir kısmı CHP'ye geçiyor diyebiliriz. Çünkü ittifak durumunda AKP'de gözle görülür bir oy düşüşü söz konusu. Ayrıca, ittifak senaryosunun sonuçlarını sadece puan olarak değil, net milletvekili olarak da ölçmek gerek. Asıl o noktada bir ittifak en çok AKP'yi etkileyecektir. Zira, AKP en az oyla en çok milletvekilini bu bölgeden çıkarıyor. 2007 yılında Diyarbakır'daki sonuçları incelersek, bunu net şekilde görebiliriz.
- Genç seçmenlerin daha kaygılı olmasının sebebi ne olabilir?
Gençler ülkenin geleceği konusunda biraz somut kriterler silsilesine bakarak bu sorularımıza yanıt veriyorlar. Onların önünde hayata atılmak, iş bulmak, ev kurmak gibi ciddi ve çözülmemiş meseleler olduğu için ülkenin gidişatı en çok onları etkiliyor. Ben geçmişinde psikoloji eğitimi olan bir kişi olarak, bu kadar kaygılı bir kuşak yetiştirdiğimiz için bizlerin de endişe etmesi gerektiğini düşünüyorum.
- 'Türkiye iyiye mi, kötüye mi gidiyor?' sorusuna AKP seçmeni dışındakilerin yüksek oranda kötüye gidiyor yanıtını vermelerinin sebebi nedir?
Türkiye'deki kamplaşmanın en çok kendisini gösterdiği yer burası. Türkiye'de seçmen tam ortadan ikiye ayrılıyor. AKP'ye oy veren kesimle, vermeyen kesim aynı resme bakıp bambaşka sonuçlar çıkarıyor. Birinin 'iyi' dediğine öteki 'kötü' diyor. Türkiye'deki kutuplaşmaları aşan yeni bir vizyon, yani üçüncü yol önümüzdeki dönemde başarılı olabilir. Çünkü hiçbir toplum bu kadar süreyle iç gerilimi kaldıramaz.
Yeni nesilde milliyetçilik
- MHP'nin genç erkekler arasında ikinci parti olduğunu görüyoruz. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Benim diğer bir çalışmamda ortaya koyduğum gibi milliyetçilik gençler arasında oldukça üst bir noktada.
Nilüfer Narlı'nın gençler arasında yaptığı mülakatlardan da bu sonuç çıkıyor. Milliyetçiler, gençler arasında ve özellikle üniversiteli olmayan erkekler arasında yükselişte.
- Kararsızları neye göre dağıtıyorsunuz?
Kararsızları, 'dengeli' yöntemiyle dağıtıyoruz. Özetlemek gerekirse bu, kararsız seçmenlerin araştırmamızdaki diğer sorulara verdiği yanıtları devreye sokan bir formülasyon. Kararsızların, Türkiye'nin gidişatı, lider beğenisi, hükümetin icraatları ve eğitim/yaş gibi demografik sorulara verdiği yanıtlara bakarak olası oy oranlarını tespit ediyoruz. Bu anlamda, İKSara şubat anketinde kararsızların üçte ikisinin AKP'ye oy vermeyeceklerini biliyoruz. O nedenle, kararsızları dağıtırken, seçmenlerin oy oranından farklı, yani dengeli bir oran kullanıyoruz.
Sert üslup seviyoruz
Biz bu araştırmada heykel,
içki yasağı ve stat protestolarını sorduk. AKP'liler çok seviyor ama AKP'ye oy vermeyen diğer kesimler hoşnut değil. AKP içinde de gençler bu konuda biraz sıkıntılı. Her 5 gençten biri bu durumdan hoşnut değil ama verilerin ötesinde bir saptama yapabilirsek, Türkiye'de herkesin geçtiği bir ideolojik eğilim vardır. Bu, erkekler için askerlik, evde ve siyasette otoriter lider. Dolayısıyla bu kültürde sert üsluplu adamı seviyoruz biz. Erdoğan da o anlamda bu şablona uyuyor: sert, bağıran, kızan, gerektiğinde sınırları aşan bir lider profili.
Şenay YILDIZ - AKŞAM
GENAR Araştırma şirketinin yaptığı anketten de benzer sonuçlar çıkmıştı: