Batum, partisinin
Etimesgut ilçe teşkilatınca düzenlenen ''
Anayasa Referandumu Sonrası Türk
Yargı Süreci'' konferansında, küresel sermayenin, Türkiye'de 1980 ve 1990'lı yıllardan sonra yeni bir
ülke yaratmak istediğini, bunun için de kendilerine uygun kişileri seçerek
yönetime getirdiklerini ileri sürdü.
Uluslararası sermayenin talepleri doğrultusunda Türkiye'de 15-20 yıldır sanayicinin sanayi ile uğraşmadığını, üretimin yerine tüketimin
teşvik edildiğini ifade eden Batum, sanayi tesislerinin yerini
alışveriş merkezlerinin aldığını kaydetti. Batum, bu güçlerin, ülkenin kaynaklarını paylaşabilmek için hukuk ve yargıyı ortadan kaldırılmak istediğini, AK Parti'nin seçilerek iktidara getirilmesinin de bu sürecin bir parçası olduğunu iddia etti.
Türkiye'nin kaynaklarını sömürenlerin, amaçları doğrultusunda otoriter bir
sistemi teşvik ettiğini savunan Batum, şöyle dedi:
''Demokratik taleplerde bulunan gençleri dövdürüyorlar, 'onlar illegal örgütlere mensup' diyorlar. Dürüst, namuslu yargıçlarına 'onlar
YARSAV üyesi' diyorlar. Otoriter rejimlerde yönetim, yalan bir dünya yaratır, bütün otoriter ülkelerde aynı şey var. O yalan dünyada hukuk yoktur, iş, işsizlik yoktur. Sadece lider vardır, liderin verdiği sadaka vardır. Bütün dünyada bu böyledir, Türkiye'de de sistem aynen böyle.
Hükümetin amacı
adalet, hukuk, ekonomi, ülkeyi kalkındırmak değil yalanlar uydurmak. Öyle yalanlar uydurdular ki kendileri de inandılar. Bütün diktatörler 'ben bu
halka bu kadar iyilik yaptım, neden tepki gösteriyorlar' der. Bizde de böyle.
Başbakan gerçekten zor durumda, tepkileri anlayamıyor. AKP 8 yıldır ülkede yargıyı allak bullak etti. Şimdi
yandaşlar, kabahatin yargıda olduğunu söylüyor. Bunların amacı hukuk devletini tamamen ortadan kaldırmak ve Başbakan'ın iradesinin
egemen olacağı bir sistemi yerleştirmek; amaçları bu.''
AK Parti'nin kendine bağlı bir yandaş yargı yaratmayı amaçladığını savunan
Süheyl Batum, ''Ben
CHP'nin hukuktan ve seçimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı olarak size söz veriyorum; biz
Cumhuriyet Halk Partisi olarak işleyen, bağımsız, adil bir yargı sistemini, bir hukuk devletini ve bunun demokratik, çağdaş, bağımsız bir devlete yakışan anayasasını mutlaka yapacağız. Hep beraber, toplumun bütün katmanlarıyla yapacağız'' dedi.
Konferansa katılan YARSAV Başkanı Emine
Ülker Tarhan da yargıda tam bir
kaos yaşandığını ileri sürdü. Tarhan, ''Ülkede şu anda yaşadığımız ortam, aslında darbenin ta kendisidir; bu, ikinci bir 12
Eylül darbesidir'' dedi.
Düşman bir unsurmuş gibi yargıya saldırı yapıldığını iddia eden Tarhan, ''Sel felaketinden bile neredeyse yargıyı sorumlu tutacaklar'' diye konuştu.