Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin ''İstikrar sürsün, Çankırı büyüsün'' sloganını hatırlatarak, şunları söyledi: ''Çankırı büyüdü mü? Nasıl oluyor bu? Hem istikrar devam edecek, hem Çankırı büyüyecek. Buraya gelip konuştuğu zaman, bütün Çankırılı kardeşlerime söylüyorum, elinizi vicdanınıza
koyun ve Recep
Tayyip Erdoğan'a şu soruyu sorun: Bu ne biçim
büyüme, milletvekili sayısı düştü, memleket göç verdi, işsizlik diz boyu. Nereden çıkıyor bu büyüme? Onların istikrarını anlatacağım şimdi. Devletin resmi rakamını vereceğim şimdi. 2002,
Türkiye'deki bütün vatandaşların borcu 6 milyar 605 milyon lira. 2010'da 6 milyarlık borç, 175 milyar 633 milyon liraya çıkmış. Vatandaş borç batağında. Bu borçla şimdi sizi tehdit ediyorlar. '
CHP gelirse faizler yükselir' diyorlar. CHP gelirse faizler düşecek,
halk üretecek,
işçi çalışacak, halk çalışacak, herkes çalışacak, üretecek. Halkın iktidarında herkesin karnı doyacak.''
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 2002'de hapiste 59 bin 429
tutuklu ve hükümlü bulunduğunu hatırlatarak, 28
Nisan 2011 tarihi itibariyle hapisteki hükümlü ve tutuklu sayısının 123 bin 916 olduğunu söyledi. ''Hortumcular dışarda, içeride değil'' diyen Kılıçdaroğlu, 2002'den 2011'e kadar 49 yeni
hapishane yapıldığının altını çizdi.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, ''49 hapishane yerine bu güzel memlekette 49
fabrika yapılsaydı, insanlarımız orada çalışsaydı, alın teri dökseydi, hapishaneye değil de evine
akşam helal ekmek götürseydi, suç mu olurdu? Günah mı olurdu? Biz bunu yapacağız. Bir baş
bakan hapishane sözü vermez, gitti 'Size hapishane yapacağız' dedi. 49 tane yapmış, yetmemiş, yenilerini yapıyor'' diye konuştu.
''KARŞIMA ÇIKMASI İÇİN MANGAL GİBİ YÜREK LAZIM''
Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin ezberini bozacağını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ben konulara girdikçe, Recep Bey'in ezberi bozuluyor. Geçen gün bir yolsuzluktan söz ettim, ÖSYM'ye, hiç isim vermedim, bir bakan
mail atmış, bunu söyledim.
Başbakan, 'O bakanın adını açıklamazsan, sen namertsin' dedi. Ben adını açıklamadım, o kendisi açıkladı, 'Benim o' dedi
Hayati Yazıcı. Şunu söyledi arkasından, 'Ben o bakanları tutmam. Milletvekilleri listesine bakın, geçmişte
bakanlık yapıp da milletvekili listelerine girmemelerinin bir nedeni var' dedi. Yani, 'Onlar yolsuzluk yaptı, ben onları listelere almadım' dedi. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı, bakanların yolsuzluk yaptığını ve o gerekçe ile listeye giremediklerini
itiraf etti.
Yolsuzluk yapan bir bakanı ya da bakanları açıklamazsan namertsin. O bakanların adı var bende, hepsini ben biliyorum. Ey
Recep Tayyip Erdoğan, namusluysan, düzgün adamsan, şerefli adamsan yolsuzluk yapanları açıklarsın.
Mukaddesince,
eleştiri getiriyor. Genel Müdürlük yaptığım dönemle ilgili olarak. Hiç
itiraz etmiyorum, eleştiri olabilir, saygıyla karşılarım ama beni dinlemesi lazım. Dedim ki, 'Devletin bütün imkanları senin elinde, arşivleri sende, müsteşarlar, bakanlar, genel müdürler sesin emrinde.' Beni eleştiriyorsun, eyvallah. O zaman sana bir imkan sağlıyorum, senin istediğin bir televizyon kanalında, senin istediğini gazetecilerle gel beraber baş başa, sen bana soru sor, ben sana soru sorayım. 80 milyon dinlesin, kararını versin. Karşıma çıkabilir mi? Recep Tayyip Erdoğan, sizin Kemaliniz olan
Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşısına çıkabilir mi? Benim karşıma çıkması için, bir
kul hakkı yememek lazım, iki geçmişinin
temiz olması lazım, üç
mangal gibi yürek lazım.''