Ağırdır'ın
analizi birbirinden çarpıcı başlıklarla dolu.
'Tayyip Erdoğan'ın oyu
AK Parti'den fazla, başka
seçmen de Erdoğan diyor'
"Herhangi bir anket yaptığımızda AKP'ye oy vereceğim diyen 100 kişi varsa, gönlündeki başbakan kimdir dediğinizde o başbakan 101 Tayyip bey, yani partisinden fazla
tercih ediliyor. Dolayısıyla sadece partisinde değil partisinin dışından da Tayyip beyi gönlündeki
Başbakan olarak söyleyenler var. Bir de partisinin içinde insanların yüzde 90'ı diğer partilerden ve liderlerinden farklı olarak yüzde 90'ı Tayyip
beyin ülkenin sorunlarını çözeceği gönlündeki başbakan olacağı gibi bir inançla hareket ediyor."
'
CHP'ye oy verenlerin yüzde 50'sinin gönlündeki Başbakan Kılıçdaroğlu değil'
"Halbuki bazı partiler var ki kendi liderini başbakan olarak söyleme yüzde 50'lerde. Mesela bu CHP'de, AKP'ye göre bu oran daha düşüktür. Çünkü CHP seçmeninin 3'te 2'si neredeyse en azından yarısından fazlası ideolojik olarak, fikri olarak partisiyle bir uyum içinde veya parti tercihinde.
Rıdvan Memi:Yani CHP seçmen kitlesinin yüzde 50'si gönlündeki başbakan olarak Kemal Kılıçdaroğlu'nu görmüyor mu?
Bekir Ağırdır: Yani
evet, bu daha önce Kemal beyden önce çok daha düşük oranlar vardı. Kemal beyle ile beraber parti seçmeninin de kendine güveni biraz daha arttı. Bu oran bir miktar daha yukarılara çıktı."
'Seçmenin CHP listesine bakarak değişti demesi zor, gelgitler yaşayacak'
"
Sinan Aygün, Mehmet
Haberal ve
Balbay gibi
aday var. Ayrıca yine 10 civarında yanlış Genel Başkan'ın, Sayın Kılıçdaroğlu'nun bir açıklaması var. DYP'nin ve Demokrat Parti'nin oylarına talibiz diye. Bu neyi gösteriyor? Demek ki bu bilinçli bir tercihti. O yüzden de seçmen bir yandan değişim isteyen, değişen bir liste ama bir yandan da bir tarafıyla 2000 öncesi
siyaset dili, tarzına hakim olmuş, hatta bazıları tümüyle sol karşıtı, hatta sola karşı nefret söylemlerinin simgeleri olmuş birtakım isimleri yeniden şimdi solda yenilenme diyen bir parti listesinde görüyor olması dolayısıyla seçmen henüz CHP'nin bu listesine bakarak "CHP değişti" veya "değişmedi" diyemez. Değişen tarafları var ama o değişmeyi "başka türlü bir değişim bu galiba" dedirtecek başka unsurlar var. O yüzden seçmen hala CHP konusunda mütereddit beklemeye yani gitgeller yaşamaya bir süre daha devam edecek görünüyor."
'CHP
Güney Doğu'yu AK Parti ve BDP'ye terk etti,
açılım görülmüyor'
Rıdvan Memi:
Kürt sorunu açısından sembolik bir isim olması hasebiyle,
Sezgin Tanrıkulu Diyarbakır yerine İstanbul'dan aday gösterilmiş vaziyette. Doğu ve Güney
doğu adaylarına bakıldığında da bu soruna dönük özel bir tavrı görünmüyor CHP'nin.
Bekir Ağırdır: Evet henüz bu konuda bir
açılımı görünmüyor.
Rıdvan Memi:Yani burayı bütünüyle BDP ve AK Parti'ye terk ettiği yorumu doğru bir yorum mudur?
Bekir Ağırdır: Evet, doğru. CHP en azından
Güneydoğu'ya dair olan ve Kürtlerin kültürel problemlerine dair olan kısmını yani bölgeyi hala kendine açmak, oradaki oylara ve problemin çözümüne talip olmak gibi bir iddiası yok diye okuyorum ben.
'Ergenenkon sanıkları CHP'yi negatif etkileyecek, yüzde 23'lük bantta tutabilir'
Rıdvan Memi:
Ergenekon sanıkları
Mehmet Haberal, Mustafa Balbay'ın,
Sinan Aygün'ün adaylıkları... Bunlar CHP'yi nasıl etkileyecek?
Bekir Ağırdır: Valla benim kişisel kanaatim negatif etkileyecek. Hem de çok ciddi negatif etkileyecek. Bir, bu iki isim 550 kişinin herhangi ikisi değil, 550 kişilik bütün desene, renge, rengini veren, damgasını vuran iki isim olacak bir kere. Dolayısıyla bütün o eski yönetimi bertaraf etmiş olmak, eskileri aday göstermemiş olmak bir anda yenilikçi tavrı nötralize ediyor.
Rıdvan Memi:Sıkıştığı söylenen yüzde 23-24'lük bant CHP'nin. Bu bantta takılı kalmasına neden olacak bir şey midir bu?
Bekir Ağırdır: Olma potansiyeli çok yüksek bir problemdir.
'Yüzde 58, Ergenekonu çetelerle mücadele görüyor, CHP'nin işi bu adaylarla zor'
"3 ayda bir, Ergenekon'a, Balyoz'a vb. dair sorular soruyoruz. Bu sorularda neredeyse oturmuş bir biçimde yüzde 55-60 arasında bir seçmen kitlesi, bu davaları devletin, hükümetin ve yargının çetelerden arınması, mücadele etmesi olarak algılıyor. 45 civarındaki yüzde de, zaman zaman 41-42'ye de düşüyor, bütün bu operasyonları hükümetin muhalifleri cezalandırması olarak görüyor. Yani yine aynı kutuplaşma handikabını görüyoruz. CHP o zaman kendini, bütün oy potansiyelini yüzde 42 olarak tanımlamış ve 42'den ne alıyorum olarak hedeflemiş olarak görüyor demektir bu. O zaman da
iktidar iddiası yok demektir. AK Parti nasıl kıyılardaki psikolojiyi kırmak zorundaysa hele CHP iktidar iddiası taşıyabilmek için, siyasette iddiasını sürdürebilmek için öbür 58'e açılması lazım, orayı çözmesi lazım. Oradaki kendine dair kanaatleri çözmesi lazım. Ama bu adaylarla bunu nasıl çözer bence çok zor."
'MHP merkez sağ isimlerle kaybettiği kanı alamaz, sorunu daha derin'
Rıdvan Memi:Referandumda kan kaybettiği düşünülen MHP, 2000 öncesi merkez sağın önemli bazı isimlerini aday gösterdi. Bu isimler kaybettiği öngörülen o kanı MHP'ye taşıyabilir mi?
Bekir Ağırdır: Çok zor. MHP'de üç ayrı dinamik var,
örgüt içinde anlamında kastetmiyorum, tabanı anlamında. Nedir o? 1'incisi, MHP temel olarak, geleneksel muhafazakarlığın üzerine oturan bir yapı idi bir dönem. Fakat birincisi MHP'den bağımsız olarak o geleneksel muhafazakarlığın referanslarının dini muhafazakarlığa doğru kayması gibi sosyolojik bir mesele var. MHP'nin de
cevap üretmesi gereken veya kendini yeniden konumlaması gereken. 2'ncisi, AK Parti siyaset olarak, siyaset tarzı olarak kapsama alanını genişletiyor. Genişletirken de örneğin Kürt açılımı diyor. Bir yandan bu ülkedeki önemli birtakım demokratik sözleri söylüyor ama bir yandan da yeri geldiğinde müthiş şoven bir dili kullanıyor. Bu şovenliği de kullanarak AK Parti hem geleneksel muhafazakarlar alanında kapsama alanını genişletti hem de asıl önemlisi MHP'nin asıl entelektüel enerjisi olan ülkücülerin bir kısmını çözdü. O yüzden yukarıdan da siyaset olarak bir tırpanlanma var. artı bir üçüncü handikabı var MHP'nin. CHP'deki yenilenme hamlesi, içeriği doğrudur-değildir, başarır-başaramaz ayrı, ama bu yeni olmak, yeniden bu statik hali kırmak hali oradaki göçle kentlere gelmiş geleneksel muhafazakar veya milliyetçi tabanı da MHP'nin tabanının bir kısmının CHP'ye doğru
kulak kabartmasına da yol açtı. MHP eğer bu dinamikleri anlayıp bunlara bir cevap üretmezse sadece böyle aday isimleriyle yapamaz. Sorunu daha derin.
'100 kürt seçmenin 50'si AK Parti'ye, 40'ı BDP'ye oy veriyor'
"100 Kürt seçmen varsa, 50 AK Parti, 40 BDP 10 da işte diğer partilere ayrılıyor veya
seçime gitmiyor diye tanımlamak mümkün. BDP bu aday listesiyle iki şeyi yapmış oluyor. Bir, bölgede en azından önce Müslümanım diye düşünmeye başlayan AK Parti'nin seçmeni olan kitleye bir
mesaj vermiş oluyor. İki, İstanbul'da ve Batı illerinde biraz daha, ne diyelim, solda biliyorsunuz ki
küçük küçük ayrışmalar çok fazladır, CHP'nin dışındaki solda. Orada böyle
Sırrı Süreyya Önder gibi adaylarla da hepsinin belli bir kimlik üzerinde, belli bir küçük klik üzerinde isim yapmış, nam salmış adaylar yerine, bütün o küçük grupların da
destek verebileceği, sempatiyle bakabileceği adaylar koymuş oluyor. Dolayısıyla da Baskın Oran'ın 2007 seçimlerinde başına gelen
kaza İstanbul'da muhtemelen BDP adaylarının gelmeyecek, üç bölgeden de birer ikişer aday çıkaracaklar. Ama unutmayın ki 7 milyon Kürt seçmen var, 7 milyon Kürt seçmenin 4 milyonunu almış olmak BDP'ye
barajı geçirebilirdi. Böyle bir potansiyel var ama seçim barajları nedeniyle bu yolu seçtiler ama bu yolun da
teknik handikapları ve riskleri var tabi ki."
'AK Parti yüzde 50'yi aşarsa şaşırmam, 367'yi zorlayacak'
"Üç partinin de hedefleri farklı. AK Parti'nin hedefi 50'yi geçmek. Çünkü yüzde 50'yi geçirirse 330 milletvekilini alacağı garanti ama 367'yi zorlamak.
Rıdvan Memi:Geçebilir mi?
Bekir Ağırdır: Çok şaşırmam... "Vay be, nerden çıktı bu
sürpriz" demem kendi hesabıma."
'CHP mevcut liste ve söylemle yüzde 23 bandını aşmada zorlanır'
"CHP'nin hedefi 30'u geçmek. Niçin 30'u geçmek çünkü eski yönetimden devraldı, son 10 aydır partide ciddi yenilenme var. Bu yenilenme çabası ve yeni kadroların da kendilerini orda güvenilir ve güçlü hissetmelerinin yolu kendilerine böyle bir çıta koydular, 30'u geçmek.
Rıdvan Memi:Mevcut liste ve söylemle yapabilir mi?
Bekir Ağırdır: Bu liste ve söylemle bu konuda handikapları olduğunu düşünüyorum. Özellikle dünkü aday listesinden sonra ciddi handikapları olduğunu düşünüyorum.
Rıdvan Memi:Yani o sıkıştıkları yüzde 23-24 bandını geçmeleri zor gibi gözüküyor.
Bekir Ağırdır: Yani evet orda zorlanabilirler."
'MHP şu an sınırda ama CHP'nin listesi sonrasında baraj sorununu aşar'
"MHP ise demin daha geniş analiz etmeye çalıştım. Doğrusunu isterseniz MHP tam direktedir
futbol deyimiyle öyle söyleyeyim.
Rıdvan Memi:Hala barajda takılabileceğini mi düşünüyorsunuz!
Bekir Ağırdır: Direkte olma hali çizginin, kalenin içine düşebilir, çizginin dışarıya düşebilir ama...
Rıdvan Memi:Ama sınırda diyorsunuz yani.
Bekir Ağırdır: Evet ama bu
aday listelerini gördükten sonra MHP'nin şansı güçlenmiştir. Çünkü CHP'den mutsuz olan ama AK Parti karşıtlığı konusunda da kafası ve yüreği çok net olan kesimler işte MHP ile CHP var önlerinde seçenek olarak. MHP'ye bu birtakım tartışmalı aday meseleleri yüzünden küsenler MHP'ye barajı geçireceklerdir. Onun için de MHP baraj konusunda problemi dün gece itibariyle (CHP'nin listesini açıklamasını kastediyor) aşmıştır."
'BDP 2007 tecrübesi ile 25
Milletvekilini aşar 30'u zorlar'
"Rıdvan Memi: BDP'nin bu liste ve bu dağılımla 28-32 milletvekili çıkarabileceği genel olarak düşünülüyor. Aynı kanaatte misiniz?
Bekir Ağırdır: Evet aynı kanaatteyim. Çünkü 2007 tecrübesi de var, yani pratik anlamda, siyaseti bırakın pratik olarak seçmenini bağımsız adaya yönelik organize edebilme konusunda onların da tecrübeleri var. Dolayısıyla 25'i rahat geçebileceklerini, 28-30'u zorlayacaklarını sanıyorum."
'Adaylarının seçim sonuçlarına etkisi sanıldığı kadar yok, hele metropollerde hiç'
Rıdvan Memi'nin "Milletvekili adaylarının seçim sonuçlarına, partilerin oy oranlarına etkisi nedir" sorusunda
KONDA Genel Müdürü Ağırdır'ın verdiği
yanıt ilginçti:
"Varsayıldığı kadar değil. Hemen şöyle söyleyeyim; bizim KONDA' da geliştirdiğimiz bir seçmen davranış modeli var onun üzerinden söyleyeyim. Seçmenlerin aşağı yukarı yüzde 35'i üçte biri fikri beraberlikten zaten bir parti tercihinde yani fikrine bakarak o ideolojiyi savunan parti hangisi ise zaten onun üzerinden bir parti tercihi var. İkincisi de yüzde 25'len yüzde 30 arasındaki bir seçmende liderini takip ederek, lidere bakarak oy veriyor. Yani seçmenlerin zaten 3'te 2 dürtüsünü yani tercihini belirleyen şey parti ve lider. Adaylar meselesi o modelin yüzde 10'luk bir son dakikacı dediğimiz bizim seçmen grubu var. Hele metropollerde örneğin İstanbul'da adayın kim olduğunun hiçbir seçmen için özel bir anlamı, ağırlığı yok."