Erdoğan: Şimdi ne dersiniz buna?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisince Ankara Tandoğan Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

Erdoğan: Şimdi ne dersiniz buna?

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ankara savunma sanayimizin başkenti. İnşallah, yeni projelerle Ankara'nın bu vasfını daha da güçlendiriyoruz. Ankara'yı dünyanın en büyük savunma sanayii merkezlerinden biri haline getiriyoruz'' dedi. Erdoğan, partisince Ankara Tandoğan Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti. Türkiye'nin çok güzel bir ivme yakaladığını, iç politikada, dış politikada, ekonomide çok farklı bir sürecin içine girildiğini belirten Erdoğan, ''Hayaller gerçek oldu, sorunlar tek tek çözüldü, çözülüyor. Bunu devam ettireceğiz. 2023 hedeflerini inşallah hep birlikte yakalayacağız. Bizim, kuru vaatlerimiz değil, somut hedeflerimiz, somut projelerimiz var. Bizim 81 vilayet için hayallerimiz, planlarımız, projelerimiz var'' diye konuştu. Bu projelerden Ankara için olanları açıkladığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Ankara savunma sanayimizin başkenti. İnşallah, yeni projelerle Ankara'nın bu vasfını daha da güçlendiriyoruz. Ankara'yı dünyanın en büyük savunma sanayii merkezlerinden biri haline getiriyoruz. 2016 yılındaki savunma sanayii ciro hedefi 8 milyar dolar. Bunun en az 6 milyar doları Ankara'daki savunma sanayi şirketleri tarafından gerçekleştirilecek. 100 milyon dolar civarında bir yatırımla uzay ve havacılık tesisi kuruyoruz. Bununla birlikte TÜRKSAT'a ait haberleşme uydularının üretimi gerçekleştirilecek. Ankara'ya yeni bir adalet sarayı yapıyoruz, 300 bin metrekare kapalı olan bir adalet sarayı. İnşallah Ankara'nın yerel mimarisiyle de uyumlu olur. Ankara'yı, bölgenin sağlık merkezi haline getirerek, ulusal ve uluslararası bir sağlık başkentine dönüştürüyoruz. Toplam 7 bin yatak kapasitesiyle 2 milyon 800 bin metrekare alana kuracağımız iki şehir hastanesinde, 2 genel ve 16 ihtisas hastanesi yer alacak. Bu iki şehir hastanesinin birini Etlik'te, bir diğerini Bilkent'te kuruyoruz. Son derece modern bir mimariyle Ankara'nın siluetini değiştirecek 40 bin kişilik bir stadyumu, sporun kalbinin attığı bir merkez olarak Ankara'ya kazandıracağız. Ankara'da Yıldırım Beyazıd Üniversitesini farklı bir konseptle tasarlayarak, uluslararası bir bilim merkezi olarak Çubuk'ta büyüteceğiz. Akyurt ilçesine 1 milyon 800 bin metrekare alan üzerinde uluslararası standartlarda devasa bir fuar merkezi inşa ediyoruz.'' -''SİZE EĞLENECEĞİNİZ BİR YER HAZIRLADIK''- Ortadoğu'nun en büyük hayvanat bahçesini Ankara'da kuracaklarını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Şimdi Kılıçdaroğlu ne diyor, 'Bu projelerde insan yok.' Bir tanesinde çıktı diyor ki 'Çıka çıka içerisinden bir hayvanat bahçesi çıktı' diyor. Şimdi ne dersiniz buna? Size eğleneceğiniz bir yer hazırladık, başka ne diyeyim, ne diyeyim. Ankara'nın merkezinde, Hıdırlıktepe'de, bir inanç ve tarih müzesi inşa edeceğiz. Hacı Bayram Camii merkez olmak üzere, tüm o çevreyi, Kale'nin eteklerini, Altındağ'ı, Ulucanlar Cezaevi ve çevresini gecekondulardan, çirkin görüntülerden tamamen temizleyerek, Ankara'nın kalbindeki çarpık yapılaşmayı estetik bir görünüm ve mimariye kavuşturacağız. Kızılay'daki bütün binalara, kent estetiğine, yerel mimariye uygun şekilde farklı bir görünüm kazandıracağız. Eskişehir yolu üzerindeki, 2 bin dekar alan üzerine, 83 milyon lira tutarında yani 83 trilyon tutarında bir yatırımla botanik parkı inşa edeceğiz. Kızılcahamam, Güdül, Haymana, Çubuk, Çamlıdere, Ayaş ve Beypazarı'ndaki termal su kaynaklarını değerlendirecek, Ankara'yı termal sağlık turizminin de başkentine dönüştüreceğiz.'' Ankara-Konya hızlı tren hattının bittiğini, test sürüşlerinin yapıldığını kaydeden Erdoğan, ''Ankara Konya arasını 1 saat 15 dakikaya indiriyoruz. Ankara-Yozgat-Sivas-Erzincan hattının çalışmaları devam ediyor. Ankara-Niğde, Ankara-İzmir, Ankara-Samsun arasında otoyol inşa ediyoruz'' dedi. Böylece Ankara'nın merkezi konumunun güçleneceğini ifade eden Erdoğan, ''Kızılay–Çayyolu, Kızılay-Keçiören ve BatıkentSincan metro hatlarını hızlı bir şekilde Ulaştırma Bakanlığı olarak tamamlıyoruz. Bunlara ek olarak, Kızılay–Havaalanı-Akyurt fuar alanı arasında yeni bir raylı sistem inşaa edeceğiz. Keçiören ile İstanbul Bulvarı arasına inşa edeceğimiz tünel, Keçiören'i, İstanbul, Eskişehir ve Konya yoluna bağlayacak. Kuzey Ankara protokol yolu kentsel dönüşüm projesi devam ediyor. Şimdi bir taraftan biten konutları teslime başlayacağız, 50'nci yıl kentsel dönüşüm çalışmaları aynı şekilde devam ediyor'' şeklinde konuştu. -''İSTİYORUZ Kİ ANKARA BU UCUBE YAPIDAN KURTULSUN''- İstanbul'da olduğu gibi Ankara'da da yeni bir şehrin inşa ve imarına 12 Haziran seçimlerinin ardından başlayacaklarını anlatan Erdoğan, ''Güneykent adını verdiğimiz bu projeyle Ankara'ya, 500 bin kişilik yeni bir şehir kazandırmış olacağız. Burada iki hedef var. Bir, anlaştığımız yıkılması gerekli olan gecekondular isterlerse buraya taşınabilir, isterlerse onların yerine yapacağımız konutlara taşınabilirler, isterlerse paralarını veririz, paralarıyla çıkarlar. İstiyoruz ki Ankara bu ucube yapıdan kurtulsun'' dedi. Erdoğan, miting alanında toplananlara ''Nasıl buluyorsunuz?'' diye sordu. Erdoğan, ''Siz 'evet' demezseniz bu işe girmeyiz'' diye konuştu. Her biri uygulanabilir, gerçekleşebilir, hayata geçirilmesi çok kolay olan bu projelerin istihdama çok önemli katkı sağlayacağını vurgulayan Erdoğan, ''Binlerce, on binlerce, yüz binlerce kişi bu projelerde çalışma imkanı bulacak. Hem inşa aşamalarında hem sonrasında, Ankara kazanacak, Ankaralı kazanacak, Türkiye kazanacak. Tüm bu projelerin Ankara'ya, Ankaralılara, tüm Türkiye'ye hayırlı olmasını diliyorum'' dedi. -''KARA TAHTAYI KALDIRIYORUZ''- Eğitim alanında 163 bin derslik yaptıklarını ifade eden Erdoğan, Ankara'ya 8.5 yılda 10 bin 469 derslik kazandırdıklarını söyledi. Erdoğan, Ankara'ya 47 bin 970 adet bilgisayar gönderdiklerini, 1 milyon adetini Türkiye geneline dağıttıklarını bildirdi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Sosyal güvencesi olmayanlara, erkek çocuklara ilköğretimde 30 TL, kız çocuklara 35 TL verdik. Orta öğretimde erkek çocuklara 45 TL, kız çocuklara 55 TL verdik. Kaç çocuk olursa olsun. Kitapları bedava, ücretsiz aldık mı? Alıyor muyuz? Alacağız. Niye çünkü biz bunun çilesini çok çektik. Artık bu çile çekilsin istemiyoruz. Şimdi yeni bir döneme yürüyoruz. Artık okullarda kara tahtayı kaldırıyoruz, akıllı tahtaya geçiyoruz. Bilgisayar donanımlı dünyaya internet ağıyla bağlı akıllı tahtaya geçiyoruz, 4 yıl içinde bütün okullarımızı akıllı tahta ile donatacağız. Öğrencilerimize birer elektronik kitap vereceğiz. Bunları ücretsiz olarak dağıtacağız. Fakir, zengin ayrımı yok, herkese. Bütün dersler buraya girilmiş olacak.'' Erdoğan, elindeki elektronik kitabı göstererek çocuklara, ''Nasıl, beğendiniz mi?'' diye sordu. Çocuklara seslenen Erdoğan, ''Hepiniz alacaksınız, ayrım yok. Nasıl kitapları dağıtıyorsak bunları da dağıtacağız hepinize. Şunu düşünüyorum Amerika'da George, Edward bu imkanlardan istifade ediyor da Almanya'da Hans, Helga bu imkanlardan istifade ediyor da benim Ahmedim, Mehmedim, Akifim, Ömerim, Ayşem, Metinim, Esram, niçin bunlardan istifade etmesin. Neden? İşte şimdi bu da oluyor. Her şey tamam, hazırlıklar tamam, seçim sonrası ihaleyi yapacağız ve süratle üretmeye başlayacağız'' diye konuştu. Ankara'daki devlet üniversitelerinin bünyesinde pek çok yeni fakülte, yüksekokul, enstitü, araştırma ve uygulama merkezleri kurulduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Öğrencilerimize ne veriliyordu burs olarak 45 TL, şimdi ne veriliyor 240 TL veriliyor. Sayın Bahçeli sen 45 TL verdin, biz 240 TL veriyoruz. Kimle beraberdi CHP'nin yavrusu DSP ile. Kredi Yurtlar Kurumunda kalanlara 150 TL'de beslenme yardımı veriyoruz. Ne oldu? 390 TL. Bitmedi master öğrencilerine 480 TL, doktora öğrencisine ne veriyoruz 720 TL. Yaptığımız yurtlar, 3 yataklı, 1 yataklı. Hepsinin çalışma masaları yavrularımızın kendilerine ait. Gardıropları kendine ait. Her odada tuvaleti, banyosu her şeyi var. Geçmişte böyle bir şey yoktu Sayın Bahçeli, Sayın Kılıçdaroğlu, bunları biz yaptık biz. Bu vizyon ister vizyon, bu ufuk ister ufuk, bu aşk ister aşk, bu sevda ister sevda. Durup dururken olmuyor bu.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Komployla CHP'yi dizayn edenler şimdi de Amerika'dan ithal anketlerle siyaseti dizayn etmeye çalışıyorlar. Milletim bunlara aldanmasın. Milletim bu tuzaklara gelmesin. Milletim bunların boş vaatlerine kanmasın. Artık Türkiye'nin geleceğini dışarıdan birileri değil, milletin dizayn ediyor'' dedi. Erdoğan, partisinin Tandoğan Meydanı'nda düzenlediği mitingde halka hitap etti. Başbakan Erdoğan, 2 gün önce, 27 Mayıs'ta, 1960 müdahalesinin 51. yılında, merhum Adnan Menderes ve arkadaşlarının bir kez daha hatırlandığını anımsatarak, Menderes'in Aydınlı olduğunu ve Aydın mitinginde bu demokrasi kahramanını bir kez daha hayırla yad ettiklerini söyledi. ''Adnan Menderes, aslında Aydınlı olduğu kadar, Ankaralıydı'' diyen Erdoğan, Menderes'in ''Yeter söz milletindir'' diyerek Ankara'da milletin iktidarını tesis ettiğini; 1950'de, iktidarı devraldığı andan itibaren, çok farklı bir dış politika izlediğini; düşman değil, dost kazanmanın mücadelesini verdiğini, kardeş Ortadoğu halklarına kucak açtığını, Mısır, Suriye ve Irak ile iyi ilişkiler geliştirdiğini anlattı. Tıpkı bugün olduğu gibi, o gün de böyle bir dış politikayı hazmedemeyenler çıktığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: ''Adnan Menderes'in, ekonomiyi büyütmesini, Türkiye'yi büyütmesini, Türkiye'ye itibar kazındırmasını hazmedemediler. Merhum Menderes'in, milletin sevgisine bu derecede mazhar olmasını kabullenemediler. Nihayet, 27 Mayıs 1960'ta, CHP'nin çanak tuttuğu bir müdahale ile Menderes'i devirdiler. Ardından da göstermelik bir yargılama sonucunda idam ettiler iki arkadaşıyla beraber. Verilen hüküm şuydu: Bizi buraya gönderen irade böyle istediği için, böyle emrettiği için sizi idam ediyoruz... Bunlar bunun altından nasıl kalkacaklar? Bu CHP zihniyeti bunun altından kalkabilir mi? CHP zihniyetinin demokrasiyle bir alakası yok. Demokrasi CHP ile hiçbir zaman yan yana olmaz. CHP eşittir darbe. CHP eşittir darbeyi teşvik. Bunu kendileri zaten söylüyor.'' Önceki gün, 27 Mayıs'ta, İstanbul Üniversitesindeyken, ''başörtülü kızlara zulmeden, ikna odalarını kurmak suretiyle onlara sistematik psikolojik işkence uygulayan bir profesörün ''27 Mayıs'ta insanlar neredeyse göbek atacaktı'' dediğini söyleyen Başbakan Erdoğan, ''Arkasından genel başkanı çıkıyor, bu edep dışı, millete saygısızca ifadeleri temizlemek için farklı açıklama yapıyor. Yetişemezsin. Senin yaptığını temizlemeye kim yetişecek? Onların yaptığı yanlışları temizlemeye kim yetişecek?'' dedi. Bir başka profesörün de İstanbul'daki Zincirlikuyu Mezarlığı'nda yazan ''Her nefis ölümü tadacaktır'' için ''sinir bozucu'' dediğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Tabii bunun ne olduğunu bilmiyor. Herhalde zannetti ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a ait bir söz. Herhalde. İyi niyetle söylüyorum. 'Sinir bozucu' dedi. Bir araştır, bu neyin nesidir, sor soruştur. Sen profesörsün. Profesör dediğin araştırmacı olur. Halbuki soruştursa görecek. Profesör olmuş, ama profesör bilmediğini bilecek. Bunlar profesör olunca 'her şeyi bilirim' zannediyorlar. Sen bilimadamı olabilirsin, bilimkadını olabilirsin, ama arif olamazsın. Halbuki öleceğiz. Öldüğümüz zaman, musalla taşında hocaefendi tabutu koyacak. Tabutun üzerinde bir örtü var. O örtüde ne yazıyor. O örtüde işte o 'sinir bozucu' dediği var ya o ayetin Arapçası yazıyor. 'Her nefis ölümü tadacaktır' diyor. Yani hocaefendi orada 'Cumhurbaşkanı niyetine' demiyor, 'Başbakan niyetine' demiyor, 'profesör niyetine' demiyor. 'Trilyarder' demeyecek. 'Eren kişi' niyetine diyecek, 'hatun kişi' niyetine diyecek. Kefenin de atlastan olmayacak, ipekten olmayacak, patiskadan olacak. Saracaklar. Belki onu da bulamayabilirsin hiç belli olmaz. Nasıl öleceğimiz belli değil ki. Ondan sonra da iki metrekarelik mezara gömecekler, çekip gidecekler. Yakınların bile bir gün ağlar, iki gün ağlar. Ondan sonra unuturlar.'' -''UYUMSUZLUK VAR''- ''CHP'nin her iki profesörü de susturduğunu, her ikisini de konuşturmadıklarını'' ifade eden Erdoğan, ''Çünkü vitrinle, vitrin gerisi arasında uyumsuzluk var. Vitrinde her önüne gelene elma şekeri dağıtan bir genel başkan var. Eskiden yapıyorlardı ya, o ne verdi ben beş fazlasını vereceğim. İki anahtar dağıtan vardı biliyorsunuz. Hani arabalar geldi mi, konutlar geldi mi? Neden, çünkü bunlar yalan üstüne siyaset yaptılar'' dedi. Kılıçdaroğlu'nun Çorum'da yaptığı konuşmada ''Beni Başbakan yapın Sungurlu'yu il yapayım'' dediğini söyleyen Erdoğan, ''Bir yerler oy verecek de oraları il yapacaksak yandı keten helvam. Türkiye'de artık bütün ilçelerimizi il yapmamız lazım. O zaman Türkiye'de ilden geçilmez. İlçeden ilçeye değil, bundan sonra ilden ile gideceğiz'' diye konuştu. Erdoğan, yeni bir adım attıklarını, artık Ankara'da büyükşehir belediyesinin sınırlarının mülki sınırlar olacağını söyledi. Erdoğan, böylece artık beldelerin kalkacağını, sadece ilçelerin olacağını, beldelerin ilçelerin mahallesi haline geleceğini, oralarda çalışanların beldenin değil, ilçe belediyesinin personeli haline geleceğini anlattı. ''Yeni CHP denilenin sadece içi boş bir proje, vitrin düzenlemesi'' olduğunu kaydeden Erdoğan, ''Yeni CHP dedikleri, ilk yağmurda akacak olan makyaj demektir. Aslında bunların her şeyi makyajlı, her şeyi aldatmaca. Nasıl ki, Kemal Kılıçdaroğlu'nun söyledikleri, yaptıkları, düşünceleri birbirini tutmuyorsa; yeni CHP'nin de görüntüsüyle muhtevası birbirini tutmuyor'' dedi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanının seçim vaatlerine değinen Başbakan Erdoğan, ''Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, seçimlerde aman yarabbim... Elektrik bedava, su bedava, her çocuğa süt her sabah... Aradım Milli Eğitimi 'var mı böyle bir şey?' Dedi ki '500 çocuğa süt veriliyor, bunun dışında böyle bir şey yok.' 4 anaokulu kahvaltı olarak bir meyve suyu bir poğaça veriyor o kadar. Gene yalan söylüyorsun, doğru söyle. Elektrik bedava diyorsun, elektriği kim dağıtıyor, elektriği dağıtan devlet. Su bedava diyorsun, hani nerede verdin bedava su? Tam aksine zam yaptın. Zam üstüne zam. Ondan sonra da ne dedi biliyor musunuz? 'Benim elimde sihirli değnek yok' dedi. Bunların genlerinde dürüst olmamak var'' şeklinde konuştu. -''OYUNU ATABİLİRSE BUNU BAŞARI SAYACAK''- ''Yeni CHP'nin siyaset mühendislerinin, çetelerin tasarımı'' olduğunu bildiren Erdoğan, şunları söyledi: ''Yeni CHP'nin genel başkanı, müşterek olarak bu tasarımın bir ürünüdür. İşte, eski genel başkanlarına, Deniz Baykal'a kurulan komplolar tek tek açığa çıkıyor. Kimlerin nasıl komplolar kurdukları tek tek ifşa ediliyor. İş dünyasından kimlerin neler karıştırdığı ortaya çıkıyor. Komployla CHP'yi dizayn edenler, şimdi de Amerika'dan ithal anketlerle siyaseti dizayn etmeye çalışıyorlar. Milletim bunlara aldanmasın. Milletim bu tuzaklara gelmesin. Milletim, bunların boş vaatlerine kanmasın. Artık Türkiye'nin geleceğini dışardan birileri değil, milletim dizayn ediyor milletim. Olay budur. Kılıçdaroğlu, Batman'a gidiyor, 'genel af' diyor, Ankara'ya geliyor, 'ben öyle bir şey söylemedim' diyor. Hakkari'ye gidiyor, 'özerklik' diyor. Ama Hakkari'de karşısında konuştukları CHP'liler değil, BDP'liler. İçlerinde de ne yazık ki birçok terör eylemlerine karışmış olanlar da var. Aralarında anlaşma yapıyorlar. Alanda sadece CHP bayrağı var, aralarında bir tane Türk bayrağı yok. İşte CHP'nin yeni versiyonu bu. Niye? Çünkü BDP'linin eline Türk bayrağı veremezsin ki. Ne oldu? İki gün sonra BDP'li eş başkan yardımcısı 'Kılıçdaroğlu'nu biz karşıladık, alanda olanlar da bizim insanlarımız' dedi. Buyurun. Demek ki Güneydoğu'da BDP ile CHP el ele kol kola. Geliyoruz Orta Anadolu'ya ve Batı'ya, burada da CHP, MHP, BDP el ele kol kola. Dün İzmir'de ilk kez doğru bir şey söyledi. Ne dedi? 'CHP'yi birinci lige çıkarmaya hazır mıyız?' dedi. Ben daha başta ne dedim, 'Sen amatör kümede oynuyorsun, dur bakalım' dedim. Ama amatör kümeden hemen birinci lige çıkamazsın. Daha dur bakalım. Amatör ligden sıyrılacaksın, üçüncü lige çıkacaksın, ikiye çıkacaksın, Bank Asya'ya çıkacaksın, ondan sonra ancak Süper Lig'e çıkabilirsin. Onun için de sana dört seçim lazım Bay Kılıçdaroğlu. Öyle hesaplar yapıyor ki, dikkat edin yüzde 50'leri, yüzde 40'ları konuşmuyor. Diyor ki, 'kimin oyu düşerse genel başkanlıktan o çekilsin'. Ben de teklif ettim 'Eğer benim partim birinci parti olmazsa ben genel başkanlıktan çekileceğim, ama siz olmazsanız çekilecek misiniz? 'Kimin oyu azalırsa' diyor. Yani birinciliğe oynamıyor, muhalefeti kabul etmiş. O hala 20,9'un üzerine bir oy fazla koyarsam 'tamam' diyor. 'Ben kazandım'. Ama hesap uzmanıydın ya sen. Madem hesap uzmanısın daha büyük hesapları niye yapamıyorsun? Çünkü bu hesap uzmanlığı laf. Bunun önüne bir tane bordro koymuşlar, bordroda ne yazıyorsa onu okuyor, onu yazıyor, onu çiziyor. Çırak deyince kızar, sinirlenir; acemi deyince kızar, sinirlenir; aynı ligde oynamıyoruz deyince kızar, sinirlenir. İşte kendisi itiraf ediyor aynı ligde oynamadığımızı. Kendisinin tek hedefi var, CHP'nin oyunu bir tane artırabilmek. Eğer sandığını bulursa, kaydolmuşsa, oyunu atabilirse, bunu başarı sayacak. Çünkü belediye başkan adayıyken İstanbul'da maalesef, Kağıthane'nin yeri Kağıttepe. Sordular, 'Nerede oturuyorsun?' 'Kağıtepe'de' dedi. Halbuki İstanbul'da böyle bir ilçe yok. Ne yazık ki oturduğu ilçenin adresini bile bilmiyor. Kaydını da yaptırmamış. Herkese 'oy kullanın' derken kendisi oy kullanamadı garibim, geldi Ankara'dan seyretti. CHP, MHP ve BDP üzerinden oynanan bu projeye karşı uyanık olmanızı sizlerden rica ediyorum. Siyaset mühendislerinin komplolarıyla şekillendirilmek istenen bu siyaset tarzını elinizin tersiyle bir kez daha itmenizi sizlerden rica ediyorum.''
<< Önceki Haber Erdoğan: Şimdi ne dersiniz buna? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER