Başbakan Erdoğan dün
akşam katıldığı canlı yayında
Hopa mitingi sonrası atılan taşlarla otobüsten düşerek ağır yaralanan
polis memuru Servet Erkan'ı hatırlattı: "Ben gazetelerde, televizyon programlarında kimsenin Servet'ten bahsettiğini görmedim"
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, NTV'de katıldığı 'Seçime Doğru' programında gazetecilerin sorularını
cevapladı. Programın son b
ölümlerinde gazeteci
Ruşen Çakır, "Hopalı olduğunu, burada çıkan olaylarda hayatını kaybeden
Metin Lokumcu'nun da akrabası olduğunu, Erdoğan'ın memleketinde yıllarca
öğretmenlik yaptığını" dile getirerek, "Sizin ilk günkü tepkinizi gerçekten yadırgadık. Aradan geçen zaman içinde herhalde bu konuyu düşünmüşsünüzdür. Diyeceğiniz bir şey var mı?" diye sordu.
Bu soru üzerine Erdoğan, "Ben öncelikle başınız sağ olsun diyorum ama size bazı resimleri ve ses kasetlerini ulaştırsınlar. O ses kasetlerini dinlediğiniz, bir de o resimleri gördüğünüz zaman acaba
emekli bir öğretmene bunlar yakışır mı diye, herhalde siz de akrabanız da olsa hakkı teslim etmeniz gerekir diye düşünüyorum" dedi.
Çakır'ın "Ama öldü efendim" demesi üzerine de Erdoğan, "Sadece bunu söylüyorum. Çünkü bu noktada ben böyle bir emekli öğretmene o ifadeleri yakıştırmam. Elinde taşla bir emekli öğretmeni görmem çünkü o taşların karşısında ben varım, o taşlar bana atılıyor. Ben
Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanıyım veya konvoya,
sivil halka atılıyor. Bakın orada Hopalı insanlar var hemşehrilerine atıyor. Herhalde bunun da olmaması lazım değil mi? Öbür tarafta da bugün Kılıçdaroğlu açıklama yapıyor ve 'polis kendisi düştü' diyor. Eline, diline dursun, ne polis kendisi düştü?
Polis, taşı
hedef alıyor, o aldığı hedefle polis ondan sonra düşüyor. Şu anda bu polis hala yoğun bakımda yatıyor. Yani ziyaret etmekle işi çözeceğim zannediyor. Orada bakın isyanlar var.
Anne isyanda,
baba isyanda,
aslan gibi delikanlı gidiyor. Oraya niye geldi? Başbakanın koruması olarak geldi, aynı otobüste benimle beraber gidiyor. Bunları da lütfen görelim, görmemiz lazım. Kendisine Rabbimden
şifa diliyorum. Bundan sonra da geride ne kalacak bilemiyoruz. Doktorlar sağ olsun elinden gelen müdahaleyi yaptılar, ettiler ama ben gazetelerde, televizyon programlarında kimsenin Servet'ten bahsettiğini görmedim. Kenara, köşeye sıkıştırılıyor. Her zaman zaten polis, şamar oğlanı olarak görülüyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı, tüm
ekip adeta şamar oğlanı...
Bunlarla ilgili programlarınızda Ruşen Bey ne yaptınız? Acaba ne gibi bir kınama yaptınız? Bizim ne günahımız vardı orada gidip sadece miting yapmaktan başka? 'Sizi buraya sokmayız, sizin çocuklarınızı buralarda okutmayacağız, eşleriniz buraya gelemeyecek, tek yol
sokak, tek yol devrim'.
Allah aşkına bu mudur
demokrasi, bu mudur
özgürlük? Bizi üzen bu. Hem de Rizeli, sen Hopa'lısın, aramızda çok fazla bir yer yok ama bu olmamalı" şeklinde konuştu.
Aynı yanlışın bir bakana da yapıldığını hatırlatan Erdoğan, "
Biber gazı kullanımı biraz abartılmıyor mu?" sorusuna da "Emniyet, nerede, neyi, nasıl kullanacağını en iyi bilen onlar. Yani o taşları atanlara karşı, herhalde
biber gazı ondan daha tesirli değil. İşte şu anda komada yatıyor" dedi.
"O da olmasın, o da olmasın" denilmesi üzerine Erdoğan, Suriye'deki olaylara işaret ederek, "Biber gazı orantısız gücün ifadesi değil. Şu anda dünyanın en
modern manada, yani bu tür şeyleri yatıştırmada kullandığı biber gazıdır" dedi.
Erdoğan, Lokumcu'nun ölüm nedeninin kalpten kaynaklandığına da dikkati çekti.