Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, partisinin
Adıyaman Emniyet Müdürlüğü yanında düzenlenen mitinginde konuştu.
Erdoğan, son günlerdeki
molotoflu saldırılara değinerek, şunları söyledi:
"İşte görüyorsunuz ne diyorlar birileri, '
Kürtlerin dini Zerdüşlüktür'. Benim Kürt kardeşlerimi bu şekilde bir zan altında bırakmaya cüret edecek kadar istikameti yok bunların. İmralı'daki böyle diyor,
akıl hocaları böyle diyor. Ve arkasından da ne diyor, '
Kürtler kılıç zoru ile
Müslüman yapılmıştır'. Daha da ileri gidiyorlar, 'Apo peygamberdir' diyorlar. Bitmedi, Cizre'de
İmam Hatipli yavrularımızın kaldığı yurda molotofla saldırıyorlar. 13-14 yaşındaki yavrularımız yanıyor. Şu anda bir tanesi Ankara'da tedavide. Aynı şekilde Diyarbakır'da İmam Hatipli çocukların kaldığı yurda saldırıyorlar. Hakkari'de sabah namazını kıldırıp evine dönen Aziz hocayı şehit ediyorlar, katlediyorlar. O kadar ileri gidiyorlar ki Cizre'de tarihi Kırmızı Medrese'ye, büyük Kürt alimi Melaye Ceziri'nin türbesine bile saldırmaktan geri kalmıyorlar."
"ÇOCUKLARI YAKANLARA MI MÜSAMAHA GÖSTERECEĞİM"
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"
Allah aşkına Şu BDP'nin sırtını dayadığı yer neresi,
terör örgütü... Sırtını oraya dayıyor, gücünü oradan alıyor. Bazı yazarlar
ağız birliği yapmışlar. 'Başbakan BDP'ye karşı çok sert'. Her gün yazıp çiziyorlar. Hatta bazıları da beraber
lojistik destek veriyorlar, geziyorlar meydanları... Ben polis katillerine mi müsamaha göstereceğim? Çocukların, kadınların olduğu arabaya saldıranlara mı müsamaha göstereceğim? 13-14 yaşındaki çocukların yüzlerini yakanlara mı müsamaha göstereceğim? İmam katillerine mi müsamaha göstereceğim?"
"KİMİ, NEREYİ YAKACAKSINIZ?"
Başbakan Erdoğan,
pazar günü İstanbul'da BDP'nin desteklediği bağımsız
milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder'in
seçim bürosunda 32 molotof kokteyli bulunmasına isim vermeden tepki göstererek, şunları söyledi:
"Önceki gün İstanbul'da BDP'nin bağımsızlarının bir seçim bürosunda onlarca molotof çıktı. Seçim bürosunu kullanan zat gittiği her yerde mağduriyet kisvesi altında 'barış,
özgürlük,
demokrasi, hak, hukuk' diyor. Peki, bu molotoflar nedir? Kimi, nereyi yakacaksınız? Barışı böyle mi getireceksiniz? Molotoflar demokrasiyi aynı kefede nasıl tartarsınız? İstanbul'da bir belediye otobüsünde öldürdüğünüz Serap kızımız size
ders olmayacak mı? Bunların nasıl bir
tahrik, kışkırtma politikası yürüttüklerini görün. Bunlar, oradan nemalanıyorlar. Oyu böyle almanın gayreti içindeler. Ya tehditle, ya korkutarak, ya da gelip yakarak, yıkarak.
Benim Kürt vatandaşım
kepenk kapatmıyor, kepenk kapattırılıyor. Bunların sorunun çözümü için sorunun devamı için nasıl çırpındıklarını görün. Bu bölgenin yoksulluğu bitmesin istiyorlar. Adıyaman'a yol, okul,
hastane, üniversite,
baraj,
sulama kanalı gelmesin istiyorlar. Akan kan durmasın,
gözyaşı dinmesin istiyorlar."
"ÇOCUKLARIN, KADINLARIN ARKASINDA SIĞINIYORLAR"
Başbakan Erdoğan, "Şimdi yeni bir şey ürettiler. Ne diyorlar biliyor musunuz yandaşları ile beraber. 'Kürtler yol, okul, su, sulama kanalı, hastane istemiyor. Kürtler kimlik mücadelesi veriyor'. Şu lafa, yaklaşıma bak. Biz Kürt'üyle, Türk'üyle, Zaza'sıyla, Arap'ıyla, Laz'ıyla, Gürcü'süyle velhasıl bütün yaratılmışları Yaratan'dan ötürü seviyoruz. Bundan ötesi yok.
AK Parti iktidarında ret, inkar, asimilasyon politikalarına yer yok." diyerek, şu ifadeleri kullandı:
"İnanıyorum ki 12 Haziran'da bu oyun, tuzak bir daha bozulacaktır. Korkuyla tehditle bir yere varılmaz. Eğer demokratsanız gel meydanda konuş. Kimse sana mani oluyor mu? Ama bunlar çocukların ellerine veriyorlar molotof kokteyllerini, dikkat edin çocukların arkasına sığınarak
siyaset yapıyorlar. Bunlar hanım kardeşlerimi sürüyorlar ileri, onların arkasına sığınıyorlar. Ama ben de diyorum ki inşallah benim hanım kardeşlerim de Adıyaman sandıklarından AK Parti'yi gümbür gümbür çıkaracak, bunlara gereken dersi verecek"