Erdoğan, partisince
Çorum Abide Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi.
12 Eylül'de yapılan
halk oylamasında Çorum'dan çıkan yüzde 68 oy için vatandaşlara teşekkür eden Erdoğan, Çorum'un kadim bir tarihe ve kadim bir medeniyete sahip olduğunu belirtti.
Çorum'u ''Alimlerin Şehri'' olarak nitelendiren
Başbakan Erdoğan, 3
Kasım 2002'de çıraklık dönemlerinin başladığını, 2007'de kalfalık dönemine geçtiklerini, 12 Haziran'dan sonra da ustalık dönemine başlayacaklarını dile getirdi. Mimar
Sinan gibi yola çıktıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Onların izinde gidiyoruz, onların rotasında gidiyoruz, onlara layık olacağız ve
Türkiyemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkaracağız inşallah'' dedi.
8,5 yıl önce ayakları üzerinde zor duran, bugün ise dimdik, sapasağlam, gururla, onurla yükselen bir Türkiye olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''8,5 yıl önce kendisine yetemeyen bir Türkiye vardı. Bugün dünyanın her yerinde mazlumlara, mağdurlara el uzatan bir Türkiye var. 8.5 yıl önce krizlere mahkum bir Türkiye vardı, bugün tarihin en büyük
finans krizlerinden birini atlatan, hem de kendi aylakları üzerinde duran bir Türkiye var'' diye konuştu.
İktidarı,
CHP'nin yavrusu olarak nitelendirdiği DSP ile MHP'nin de bulunduğu koalisyondan aldıklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, bu dönemde IMF'ye 23,5 milyar dolar borç yapıldığını anlattı. Bu borcu 5 milyar dolara düşürdüklerini dile getiren Erdoğan, ''İstesek şu anda hemen çıkar öderiz. Ama ekonomide finans yönetimi diye bir şey var. Biz bunu çok ucuza almışız. Çok ucuza aldığımız için de önümüzde 2013'ün Nisan'ına kadar bir süre var. Rahatlıkla biz o parayı yatıracağız'' dedi.
AK Parti Hükümeti'nin 3 yılı aşkın bir süredir IMF ile standby anlaşması yapmadığını da hatırlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Çünkü biz bize yetiyoruz. Bizden önce bunlar 9 ay vade ile
kredi bulamıyorlardı. Şimdi bize '9 yıl mı istersiniz gelin verelim' diyorlar. Şimdi buradayız, neden? Çünkü Türkiye artık güvenilir bir
ülke. Burada istikrar, güven var. Bu ülkenin parası bugün değer ifade ediyor.
Ah benim kardeşlerim, bu MHP ne yapmadı.. Bizim paramızı pul yaptı. Bunlar birin yanına,
akşam yattılar sabah kalktılar, bir sıfır koydular. Bir sıfır, bir sıfır 6 tane sıfır koydular. Eskiden milyonere zengin denirdi. Biz eskiden delikli kuruşla tuvalete giderdik. Bir liraya tuvalete giderdik ama öyle bir hal oldu ki bir milyona tuvalete gider hale geldik, lüks yerlerde 2 milyon-3 milyon. O hale getirdiler bizi. Bak nereden nereye düşürdüler bizi. Biz '6 sıfırı atacağız' dedik, 'atamazsınız' dediler. 'Atarsanız enflasyon patlar' dediler.
Hayır 'atacağız, göreceksiniz' dedik,. Hatta bir
köşe yazarı, bunların içinde duayen olan bir köşe yazarıdır, 'atsınlar ben Taksim'de anıracağım' dedi. Nerede? Herhalde şu anda evinin içinde yapıyor o icraatı.
Enflasyon patlamadı, çatladı. Yüzde 30'du şimdi enflasyon yüzde 4'te. Biz buyuz. Önce bir oturup düşünmeleri lazım, çünkü yere sağlam basarak konuşuyoruz.''
''MHP 'milliyetçiyiz' diyor. Peki senin milli paranı niçin pul yaptı'' diye soran Başbakan Erdoğan, o dönemde
Merkez Bankasının kasasında 27.5 milyar dolar olduğunu, bunların yarısının da Avrupa'daki işçilerin parası olduğunu, şimdi ise Merkez Bankasının kasasında 95 milyar dolar bulunduğunu dile getirdi. Başbakan Erdoğan, ''Hey gidi Bahçeli. Bunları nasıl görmezlikten gelirsin. Bereket burada. Sen 21 bankayı batırdın, fona devrettin. Bunun da parasını benim halkıma ödettin, 40 milyar dolar bu milletin cebinden çıktı. Benim Çorumlu,
İskilipli, Alacalı
çiftçi kardeşimin cebinden çıktı.
Bunlara dersi 12 Haziran'da verecek miyiz? Gümbür gümbür verecek miyiz? Bunlar bu dersi alsınlar ki milletin karşısına çıkıp yalan söylemesinler. Şimdi çıkmış ne diyor 'asgari ücreti 825 lira yapacağım. Yahu senin 825 liranda bereket olmaz. Sen o 825 lirayı verdiğin gün faizler tekrar yüzde 7-8'den 30'a 40'a 50'ye çıkar. Enflasyon tekrar 4'ten 30'a 40'a çıkar. Neden? Anlamazsın bu işten. Dolayısıyla benim cebimdeki para büyük görünür ama alım gücü düşer gider'' diye konuştu.
-''3,5 YIL ORADA OTURAMAYAN 2023'Ü KONUŞABİLİR Mİ?''
''Görevi devraldıkları zaman asgari ücretle kaç kilo ekmek, kaç yumurta, ne kadar süt, pirinç, ayçiçek yağı, toz
şeker, çay alınıyordu bugün ne kadar alınıyor. Eğer bugün daha az alınıyorsa ben bu görevi bırakırım. Ama daha fazla alınıyorsa siz meydanlardan çekilmeye var mısınız?'' sözlerini yineleyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Ama gidemezler. Neden? Bunların zaten
iktidar olma gibi bir niyetleri yok. Bunlar muhalefete alışmışlar ama bunlar muhalefetin de dürüst olanını yapmıyorlar. İşleri güçleri yapılanı bozmak. Ben Çorum'dan milliyetçi geçinen ama aslında milliyetçilikten geçinenlere soruyorum; bu ülke için
Allah aşkına ne yaptınız? Hangi
hizmeti ürettiniz? Ne eseriniz var? Şu Çorum'da 3,5 yıl iktidarda kaldınız, ne eseriniz var?
Milletim size 5 yıllığına görev verdi, 3,5 yılda bırakıp kaçtınız. Niye? Çünkü battılar, bittiler, yürütemediler,
erken seçim kararı aldılar. Şimdi kalkmış 2023'ten bahsediyor, bize özendi ya. 3,5 yıl orada oturamayan 2023'ü konuşabilir mi?
Sivas'ın doğusunda sizin iziniz var mı? Ah benim MHP'ye gönül veren kardeşlerim; ne olur şu başımızı iki elimizin arasına alıp bir düşünelim. Futbol takımı tutar gibi nolur parti tutmayalım. Bak bu başka bir iş o başka bir iş. Çünkü burada milletin, Türkiye'nin kaderi var. Gavur Dağının ötesi vatan toprağı değil mi? Orası bu ülkenin sınırları içinde değil mi? Oradaki millet bizim milletimiz değil mi?
Milliyetçilik slogan atmak, el işaretleri yapmak değil, milliyetçilik hizmet üretmek, millete hizmetkar olmaktır.''
Vatandaşların MHP'ye 2007'de bir kez daha
yetki verdiğini ve barajın üzerine çıkardığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, ''Soruyorum 4 yıldır MHP şu
Meclis'te ne yaptı? Hangi soruna çözüm üretti, hangi meseleye kafa yordu. Türkiye'nin hangi meselesi için yapıcı bir
eleştiri getirdi. Hakaretten, iftiradan, ithamdan, küfürden başka bir şey duydunuz mu? Küfretmek midir milliyetçilik?'' diye konuştu.
Kendilerinin Türkiye'nin her yerinde olduklarını belirten Erdoğan, Türk Milletinin 81 vilayetin 80'inden kendilerine milletvekili verdiğini, yani 780 bin kilometrekarenin tamamında AK Parti olduğunu dile getirdi.
780 bin kilometrekare, 74 milyon için hizmet ürettiklerini belirten Başbakan Erdoğan, ayırım yapmadıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:
''Yola çıkarken 'tek millet' dedik. Bunun içinde
Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Romanı, Abazası... Hepsi var. Yani benim ülkemde yaşayan ne kadar etnik unsur varsa, hepsi bu millet kavramının içinde var. Bundan niye gocunuyorlar?
'Tek
bayrak' dedik. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanından, hilalimiz bağımsızlığımızın simgesi,
yıldızımız şehitlerimizin simgesi, her yıldız bir şehit, her şehit bir yıldız. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır'. Onun için 'tek vatan' dedik. Ama bu vatan 780 bin kilometrekare. Biz burada
ameliyat yaptırmayız. Burayı bölmek isteyenlere asla müsaade etmeyiz. 'Tek devlet' dedik. Devletimizi de asla... Tek milet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan. Bununla yürüyoruz.''
-''HANGİ YÜZLE BURALARDAN ARABALARINIZLA GEÇİYORSUNUZ''-
Moğolistan'daki Orhun Abideleri'ne 42 kilometre, Karakurum'dan Orhun Abideleri'ne yol yaptırdıklarını ve burayı müze haline getirdiklerini, Bosna'daki camilerden,
köprülere, imaretlere kadar ata yadigarlarına sahip çıktıklarını dile getiren Erdoğan, ''Çorum'daki çiftçi kardeşimin alın terinin hakkını verdiğimiz gibi Kudüs'teki mazlumun da hakkını savunan biz olduk'' dedi.
PKK terör örgütü ve BDP'nin, MHP'yi savunduğunu MHP Genel Başkan Yardımcısının da PKK'ya iltifat ettiğini anlatan Erdoğan, ''Bu nasıl muhabbet. Siz bu muhabbeti MHP'ye gönül vermiş olanlara nasıl açıklayacaksınız. AK Parti karşıtlığı bu kadar mı gözünüzü döndürdü'' diye konuştu.
Kel Ali ya da Cellat Ali lakaplı Ali Çetinkaya'nın Merhum Çorumlu İskilipli Atıf hocanın idamına karar veren hakim olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''
Savcı İskilipli Atıf Hocamızın 3 yıl hapsini istedi. Bu Ali Çetinkaya sanığın idamına, şahitlerin bilahare dinlenmesine karar verdi. Şahitleri önceden dinlemiyor, idamdan sonra dinliyor. Böyle
adalet olur mu? Ve İskilipli Atıf Hocamızı böyle idam ettiler.
Ankara Saman Pazarı'nda hocayı astırdı.
Nuri Demirağ Türkiye'ye çok büyük hizmetleri olmuş, büyük yatırımlar yapmış ve ilk Türk uçağını
icat edendir, yapandır. 1930'lu yıllarda Türkiye'de
uçak sanayinin kurulması için çaba harcamış bir zattır. Şu anda bizim
İstanbul Milletvekilimiz bu dönem Sivas Milletvekili adayımız Nursuna
Memecan hanımefendinin dedesi bu zat. Nuri Demirağ, ki biz Sivas
Havalimanının adını Nuri Demirağ Havalimanı koyduk, çünkü kendisi Divriği'dendir. 1931 yılında İstanbul'a bir köprü yapılması için
hazırlık yapıyor ve ayrıntılı şekilde projeyi hazırlıyor. Yıl 1931.
Atatürk çok heyecanlanıyor. Proje'den dolayı kutluyor. Nuri Demirağ'ın derhal Ankara'ya gitmesini ve projeye başlanmasını istiyor. O sırada Bayındırlık Bakanı Cellat Ali. Ali Çetinkaya, İsmet
İnönü ile birlikte bu projeye hayır diyorlar. Hatta Nuri Demirağ 'vasiyetimdir bu köprüden İnönü ve Çetinkaya geçemez' diyor.
Bu Ali Çetinkaya nereden çıktı? Ankara'daki CHP'li Yenimahalle Belediyesi 3
Mayıs 2011'de bir karar aldı ve İskilipli Atıf Hocamızın katili bu Ali Çetinkaya'nın ismini bir parka verdi. AK Partili meclis üyelerinin bütün itirazlarına, mücadelelerine rağmen adeta İskilip ile, Çorum ile, ilimle, Türkiye ile alay edercesine bu çirkinliği yaptılar.
Sayın Kılıçdaroğlu, hani sen bu milletin değerlerine saygılıydın?
Başörtüsü,
Mevlana,
Kutlu Doğum Haftası diyorsun kameraların önünde türbelerde dua ediyorsun. Bu ne perhiz, bu ne
lahana turşusu. Bunların genlerinde bozmak, engellemek var. CHP 1970'lerde değil, daha 1930'larda köprüye karşı çıkan bir partiydi. Birinci, ikinciye karşı çıktılar şimdi
3. köprüye de karşı çıkıyorlar ama biz onu da yapacağız. İstanbul Boğazı'ndan tüp geçide de raylı sisteme de karşı çıktılar. Bitiriyoruz, 2 yıl kaldı. Hangi yüzle buralardan arabalarınızla geçiyorsunuz.''
Kılıçdaroğlu'nun Siirt'te türbede dua ettiğini, ancak kürsüde, ''statükonun Allah'ı'' dediğini hatırlatan Erdoğan, ''Bunlar şecaat arzederken sirkatin söylüyor. Rabbimizin yüce zatına
hakaret ediyor'' dedi. Erdoğan, şunları kaydetti:
''Milletvekili adayı çıkıyor; İstanbul
Zincirlikuyu Mezarlığındaki kitabede, kapı girişinde 'Her nefis ölümü tadacaktır' yazıyor. Profesör bu bayan diyor ki 'sinir bozucu. Onu görünce sinirleri bozulmuş hanımefendinin. Şimdi de televizyon kanallarında manevra yapıyor. Bazıları da onlara
destek veriyor 'düzeltecek diye'. Düzeltemezsin. Benim inançlı milletim bunları bağışlamaz. Sen bunun ne olduğunu biliyor musun. Nasıl buna sinir bozucu dersin? Bu
Kadir Topbaş'ın sözü değil ya Allah'ın sözü. Yarın öldüğün zaman tabutunun üstüne örtülen ayeti bilmiyor musun? Örtünün üzerinde yazar. 'Her nefis ölümü tadacaktır'. Bundan niye rahatsız oluyorsun?
Bunları anlamak mümkün değil. Çıkıyor bir CHP'li Belediye Başkanı başörtüsü rahibe kıyafetine benzeten
afiş asıyor sen kimi kandırıyorsun, sen bu milleti neden aptal yerine koyuyorsun. Ne diyor Mevlana 'Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol'.''