Çelik, merkez
Çukurova ilçesindeki
seçim bürosunun açılışında yaptığı konuşmada, 2002 yılında iktidara geldiklerinde
Türkiye için yapacakları projeleri ortaya koyduklarında, bu düşünceler için ''imkansız'' denildiğini anımsattı.
Bir ticaret odası başkasının o dönem açıkladıkları seçim beyannamesiyle ilgili bir
karne hazırladığını hatırlatan Çelik, ''Bu karneyi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a getirmiş, 'Ben bu karneden çok iddialıyım. Bu karneden
AK Parti sınıfı geçemez' demişti. Aradan yıllar geçti biz o karnedeki dersleri en yüksek puanla başardık ama şimdi
Ergenekon davasından yargılanan o oda başkanı gitti CHP'den
aday oldu. Dolayısıyla kendilerinin yaptıkları bir karneden bile geçmiş bir AK Parti hükümeti var ortada'' dedi.
Çelik, dün kendisine ait bir seçim bürosuna
molotofkokteyli atıldığını hatırlatarak, fikri olmayan insanların şiddete başvurduğunu söyledi.
Kendilerinin ise fikirlerine,
siyasetlerine ve demokratik mücadelelerine inandıklarını anlatan Çelik, şöyle devam etti:
''O
molotofkokteylini atan
gençlere seslenmek istiyorum. Esas mesele sizin arkanıza saklanıp, sizi teröre ve şiddete davet edenlerdir. O yüzden sizlere kızmıyorum. Siz bizlere molotofkokteyli bile atsanız biz AK Partililer size sadece gül ve
karanfil atacağız. Siz molotofları patlatsanız bile, ses bombalarını patlatsanız bile bu çıkar yol değildir. Sizin
ses bombası patlatmanıza karşı biz sadece sandıkta oy patlatması yaşatacağız. Ses bombası ve molotofkokteyli atan genç kardeşlerim, molotofkokteyli, ses bombası atacağına seçim bürolarımıza gel, sana kızgın değiliz. Sen bu ülkenin vatandaşısın. Senin arkanda birileri sana şiddetin çıkar yol olduğunu göstermeye çalışıyor.
Şiddet çıkar yol değildir. Sen bu milletin bir parçasısın. Şiddetin bir gücü yoktur. Şiddet korkakların siyasetidir. Cesurların, yiğitlerin siyaseti demokratik siyasettir.''
Çelik, molotofkokteyli atanları seçim bürosuna davet ederek, burada Türkiye'yi ve demokrasiyi konuşmaya, beraberce
Şivan Perver'i dinlemeye çağırdı.
Molotofkokteylini gençlere verenlerin Türkiye'ye
hizmet etmediğini, gençlerin hakkı ve hukuku ile ilgisi olmadığını ifade eden Çelik, ''Gel seninle Mem U Zin'den parçalar okuyalım beraber. Gel seninle
Ahmed-i Hani'yi konuşalım. Gel bırak o molotofkokteylini, bırak o ses bombasını, gel Dersim'in acısını beraber paylaşalım, Nevruz'un sevincini beraber paylaşalım'' diye konuştu.
''Biz halkın arasındayız. Önce Allah'ın emanetiyiz, sonra milletimize emanetiz'' diyen Çelik, hiç bir güçten, çeteden veya oligarşik gruptan talimat almadıklarını, sırtlarını onlara dayamadıklarını belirtti.
Siyaseti millete hizmet etmek için yaptıklarını anlatan Çelik, şöyle devam etti:
''Yıllarca hizmet kelimesini bile kirlettiler. Biz hizmet kelimesine şerefini iade etmek üzere bu yola çıktık. Biz hizmet kelimesini de muteber kıldık. Bizim her seçim büromuz barış evidir, kardeşlik evidir. İster Mehmet Akif Ersoy'u oku, ister Nazım Hikmet'i oku, ister Ahmed-i Hani'yi oku. Gel burada ne düşüncen varsa paylaşalım, karşılıklı olarak konuşalım. Gel Şivan Perver'in müziği ile hüzünlenelim ve sevinç duyalım. Gerisi boştur. Önümüze bakalım. Türkiye, büyük Türkiye olacak. Türkiye, büyük Türkiye olduğunda Türkiye'yi
küçük Türkiye kılmak üzere
kaos ya da fitne planlarını ortaya koyanların en büyük oyunları bozulacak. Türkiye'nin büyüklüğü Türk'ü de Kürt'ü de Laz'ı da Çerkez'i de büyük kılacak. Biz hayat tarzı ne olursa olsun, bütün vatandaşlarımızın kimliklerine, hayat tarzlarına saygı duyuyoruz. Bizim demokratik siyasetimiz, Türkiye'nin kendine özgü şartları var diyerek kimsenin hakkını ve hürriyetini
gasp etme siyaseti değildir. Biz evrensel değerlere bağlı siyaset yapıyoruz. Biz milletimizin geleneğinden yola çıktık, milletimizin geleneklerine sımsıkıya bağlıyız. Ama milletimizin geleneksel değerleri ile evrensel değerler arasında da bir çatışma görmüyoruz.''
Çelik, konuşmasının ardından seçim bürosunun açılışını yaptı.