Erdoğan, "Kendi iç hesaplaşmalarınızı okyanus ötesine fatura etmeniz çok çirkin." dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin partisindeki kaset skandallarıyla ilgili hükümeti suçlamasına tepki gösterdi. İddialarını yalanlayan Erdoğan, Bahçeli'nin "Bize yönelik oyunları tezgahlayanları ortaya çıkar." çağrısına "Teknolojinin bu kadar geliştiği bir dönemde kasetleri yayımlayanları ortaya çıkarmak çok kolay bir iş değil. Ancak olay ortaya çıktıktan sonra yargı anında müdahale ederek söz konusu yayınları durduruyor." şeklinde cevap verdi. Bahçeli'nin kaset skandalına karışanlar hakkında istifayla yetinmeyip partiden ihraç etmesini de istedi. Başbakan, MHP liderinin 'okyanus ötesinden kumanda edilen internet siteleri' nitelendirmesini de ağır bir dille eleştirdi. "Bahçeli'nin bunu okyanus ötesi diye bir yaklaşımla ortaya koyması anlaşılır gibi değil." diyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Okyanus ötesiyle ne demek istediğini açıkla. Kalkarsın bunu açıkça ortaya koyarsın. Bir yerlere fatura ediyorsun. Kendi iç hesaplaşmalarınızı oraya fatura etmeniz çok çirkin." Başbakan Erdoğan, kaset olayının 'Bu özelidir' diyerek geçiştirilmesinin de doğru olamayacağını vurguladı. Erdoğan, "Bu olay, halkın yüzde 99'u Müslüman olan bu toplumun ahlaki değerlerine ters bir davranıştır. Bunlarla mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Siyasetin içinde yer alanlar örnek olmalı. Bunu yapamazsak yazık olur." şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan, Kanal 7'de canlı yayınlanan Başkent Kulisi isimli programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan'ın konuşmasında satırbaşları şöyle: Anketlerde son durum: Açık ara önde görünüyoruz. Birkaç anket kuruluşu ile çalışıyoruz. Baştan beri yapmakta olduğumuz uygulama bu. Eksiklerimiz nedir bunu görmeye çalışıyoruz. Araştırmalar 45-50 aralığında olduğumuzu gösteriyor. CHP 25 civarında, MHP ise sınırda görünüyor. Siyasi kampanyaların yürütülüşünde hakaretler var: Benim sadece (Kılıçdaroğlu'nun) 'Statükonun Allah'ı Ankara'dadır' sözüne, 'Bu alçaklıktır' cevabım oldu. Bunun dışında kimse Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye hakaretimi söyleyemez. Kılıçdaroğlu'nun SSK'daki başarısızlığını dile getirmeyeyim mi? Biz iktidarı Anasol-M hükümetinden aldık. Devletin o zamanki borç oranını söylediğimde Bahçeli bundan alınmamalı. Kasetle geldin sözü yanlış mı? Baykal'ı evinde ziyaret edince Kılıçdaroğlu 'Aday değilim.' dedi. Ardından adaylığını açıkladı. Böyle bir tablo var. Bundan alınan kişi öyle hakaretler ediyor ki, avukatlarım gereğini yapıyor. CHP, MHP ve BDP'liler, genel başkanlarının kullandığı bu dili 12 Haziran'da cezalandıracaklarını düşünüyorum. Hemen yandaş damgası vuruyorlar: Reklama reklamla cevap vermek gibi bir düşüncemiz yok. Yaptıklarımızı halkımıza reklamla anlatalım istedim. Vatandaşlarımızın bütün hizmetleri takip etmesi mümkün değil. Yaptığımız açılışları birkaç televizyon ancak yayınlıyor. Ona da hemen yandaş damgası vuruyorlar. Biz yaptıklarımızı halkımıza gösterelim istedik. Biz CHP'ye karşı ne yapacağız? O bize karşı yapıyor. Onların yaptığı ne var? Yeni bakanlıklar yolda: Çok daha farklı işlevler üstlenecek bakanlıklar kurulacak. Mesela, Bayındırlık Bakanlığı yerine Şehircilik Bakanlığı kurulacak. Artık bütün Türkiye'de altyapısından üstyapısına kadar tek nazardan bakış olsun ki çarpık kentleşmeyi ortadan kaldıracak adımı yerel yönetimlerle atabilelim. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı da ayırabiliriz. Turizm ve Tanıtma Bakanlığı getirebiliriz. Terör saldırılarının hedefi AK Partidir: Bir endişe olarak değerlendirirsem yanlış olur. Ama teröristlerin nerede ne yapacağı belli değildir. Güvenlik güçlerinin tedbirine rağmen bir Recep'imizi kaybettik. Burada önemli olan soru şu: Niye şimdi? Telsiz konuşmalarında ne diyorlar: Hedef AK Parti. Yani AK Parti terörle mücadelede başarılı demek. Terör örgütü bundan rahatsız oluyor. Hep tehditle bugüne kadar oy aldılar. Yoksulluk ciddi oranda azalmaya başladı. Altyapıda iyileşme var. Terör azalsın, yatırımlar noktasında bölge atılım yapacak. Kürt kökenli anneler, evlatlarınıza ne olur sahip çıkın: Evlatlarınız dağa çıkmasın, siz de üzülmeyin biz de üzülmeyelim. Öte yandan evladını askere gönderen anneler de evladının şehadet haberini alıyor. Buna karşı ortak mücadele vermeliyiz. Bunlar, hükümetin tek başına çözeceği bir konu değil. Bunun için projenin adı 'milli birlik ve kardeşlik' projesidir.