Bahçeli: Seçimler yeni bir yol kavşağı

12 Haziran'da yapılacak genel seçimin milletin geleceğinin belirlenmesinde yeni bir yol kavşağı olacağını belirterek, ''Bu kavşakta ortaya koyacağınız temel tercihler, milletimin kaderini belirleyecek ve dolayısıyla milli iradenin de önemli bir karar anı olacaktır'' dedi.

Bahçeli: Seçimler yeni bir yol kavşağı

Bahçeli, partisinin Nevşehir mitinginde yaptığı konuşmada, genel seçimin 9 yıla yakın bir süredir iktidarda bulunan AK Parti'nin ülkeyi teslimiyetçi politika, tavizci yaklaşımları, ekonomide sat-kurtulcu, milli meselelerde ver-kurtulcu bakışlarıyla iç ve dış tehlike ve tehditlerle karşı kaşıya bıraktığı bir dönemde yapıldığını öne sürdü. ''Bu seçimlere, demokrasi içerisinde siyasi iktidarlarını korumak için her türlü gaflete, hatta ve hatta ihanete varan bir çok uygulamalarla gidilmektedir. Dolayısıyla bu seçimler, milletimizin geleceğinin belirlenmesinde yeni bir yol kavşağı olacaktır'' diyen Bahçeli, ortaya konulacak tercihlerin milletin kaderini belirleyeceğini söyledi. Bahçeli, hangi partiden olursa olsun vatandaşların seçimleri önemsemesi ve yüksek bir katılımla gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. Bahçeli, seçim sonucunda ortaya çıkacak olan millet iradesinin, yüksek katılımla gerçekleştiği takdirde, herkesin tartışmasız kabul edeceğini ve buna saygı duyma mecburiyetinde bulunacağını vurgulayarak, şöyle konuştu: ''AK Parti, 2002-2007 seçimlerinde 330 ile 341 arasında değişen milletvekilliği sayısıyla tek başına iktidar olmuş ve 58-59-60. hükümetleri kurmuştur. Yakın siyasi tarihimizde özellikle koalisyonlarla yönetilen 90'lı yılların sonunda tek başına iktidar özlemi, millet iradesinin yeni kurulmuş bir siyasi partiye aniden yönelmesiyle gerçekleşmiş ve bugünkü siyasi iktidar hiç bir partiye nasip olmayan bir sayısal çoğunlukla tek başına iktidar olmuştur. Tek başına iktidar olan AK Parti, millete ne sözü vermişse hepsini sonuçlandıracak bir millet desteği almıştır. Ama, geçen 9 yıllık süre içinde bu imkan, millet lehine değerlendirilmiş midir? İşte 12 Haziran seçimlerinde bu tercihi, bu muhasebeyi siz yapacaksınız. Şöyle bir yol izlemek mümkün olabilir mi diye düşünüyorum. AK Parti'yi her iki dönemde oy veren, mahalli idareler seçimlerinde de yalnız bırakmayan AK Parti mensubu ve vatandaşların 2002 yılı ile 2011 yılını millet adına değerlendirdiğinde eğer 2002 yılında olmayan ekonomik sosyal değerlere 2011 yılında sahip oluyorlarsa, yani evladına iş bulmuşsa, evinde aş kaynıyorsa, gelir seviyesi artmışsa, hayat standardı yükselmişse ve Türkiye'yi terörden arınmış, huzur ve mutlu bir topluluk ve ülke olarak görüyorsa o zaman söyleyecek söz kalmaz. Sayın Başbakan'ın (durmak yok, yola devam) düşüncesini paylaşarak, onu tekrar üçüncü dönem iktidara getirebilirsiniz. Bu tercihe yine millet olarak karar vermişseniz ülke sizin, karar sizin, kimsenin diyeceği bir şey yoktur. Ama, bu gerçek böyle değilse, yani 2002 yılında namerde muhtaç olmayan insanlar 2011 yılına doğru gelirken gittikçe yoksullaşmışlarsa, evlatlarından en az bir kişisine hala iş bulamıyorsa, geçim darlığı içerisindeyse, gelir dağılımındaki adaletsizlikle kendisine düşen payın azaldığını görüyorsa ve toplumda huzur, güven, asayiş kalmamışsa o zaman bir kararı 12 Haziran'da vermek durumunda olacaksın. Öyleyse bu karar ne olabilmeli? (Sayın Başbakan yeter artık Abbas yolcu) demelisiniz ve bugünkü siyasi iktidardan kurtulma zamanının geldiğine işaret vermelisiniz. Bugün için gerçekte budur.'' -''ÜLKEYİ TOZ PEMBE GÖSTERİYOR''- Bahçeli, ''Şimdi bir an yine hep beraber düşünelim, sabah 06.30'dan gece 24.00'e kadar Sayın Başbakan yandaş veya zorla yandaş hale getirdiği televizyonlarda sürekli konuşuyor. Bazı sözde aydınlarla, bazı yandaş gazetecilerle bir araya geliyor, önceden hazırlanmış bir senaryo üzerinde sözde söyleşi yapıyorlar. Sayın Başbakan'ı öyle bir anlatıma zorluyorlar ki, Sayın Başbakan'ın aradığı da budur'' dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın farklı bir Türkiye tablosu çizdiğini savunan Bahçeli, ''Bu tablo herkesin mutluluk ve huzur içinde olduğu bir tablo, Sanki 9 yıl içerisinde, 87 yıldan bu yana ülkeyi yönetenler, AK Parti iktidar oluncaya kadar hiç bir şey yapmamış. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın sihirli eli değer değmez 87 yıldaki bugün ulaşılan Türkiye, sanki o gün gerçekleşmiş gibi milleti aldatan, kandıran söylemlerle toz pembe, güllük gülistanlık göstermektedirler. Şimdi Sayın Başbakan'ın bu tablosu mu doğrudur, yoksa şu meydanı şereflendiren aziz Nevşehirlilerin yaşadığı gerçek hayat mı doğrudur?'' diye konuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''İleri demokrasiden bahsediyorsun, özgürlükten bahsediyorsun da bu vatandaşın hayat gerçeğinden niye bahsedemiyorsun? Çünkü miyop. Gözleri miyop olmuş. Baktığı zaman hanedanı görüyor, yakını görüyor, yalakaları görüyor. Onların iktidardan beslenmiş halini görünce, hepsinin palazlanmış, eti budu yerinde insanlar olarak görünce; Anadolu'daki kavruk, işsiz insanları hep onun gibi zannediyor ama gerçek öyle mi'' dedi. Partisinin Nevşehir mitinginde halka hitap eden Bahçeli, Türkiye'de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkeyi tek başına yönetme hevesiyle bir otoriter rejim oluşturulmaya çalışıldığını öne sürdü. Böyle bir dönemde milletin sesini duyuracağı seçim gününün geldiğini, 22 gün sonra milletin sandık başına gideceğini ifade eden Bahçeli, ''Recep Tayyip Erdoğan'a artık dur demenin zamanı gelmiştir, diye bir ortak kanaat geliştirelim'' diye konuştu. Ülkede 6 milyona yakın işsiz bulunduğunu, Türkiye'nin en önemli sorunlarından birinin işsizlik olduğunu dile getiren Bahçeli, ''Bugün her evde en az bir işsiz vardır. İşsizlik bir ekonomik sorundur ama toplumda da büyük bir yaradır. Onun için işsizliğin çözüme kavuşturulmadığı bir ülkede sosyal huzuru, aile saadetini bulmak mümkün değildir'' dedi. Nüfusun yüzde 18.8'inin yoksul olduğunu söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti: ''Sağlıklı beslenebilmek için gerekli mutfak masrafını karşılayabilecek bir gelire sahip olamayan birçok vatandaşımız vardır. Bu gittikçe de yaygınlaşmaktadır. İşsizlik, yoksulluk beraber olduğunda, eğer iktidarlar bu iki temel soruna çözüm üretemiyorlarsa vatandaşımız kendilerine göre bir çözüm yolu olarak göçü buluyor ama göç de yeni bir sorun olarak topluma yükleniyor. Bir İstanbul düşünün; İstanbul'daki Kastamonulular, Kastamonu nüfusunun üç katı olmuş. İstanbul'daki Sivaslılar Sivas nüfusunun iki buçuk katı olmuş. Ankara, İstanbul, İzmir gibi şehirlere baktığımızda, bütün komşu illerden oraya gelen insanlar vardır. Bütün bunların yanında asayişsizlik de başını almış gidiyor. Bunlar yaşanan gerçekler. Meydanlarda Recep Tayyip Erdoğan bölücülükten bahsediyorsun, ileri demokrasiden bahsediyorsun, özgürlükten bahsediyorsun da bu vatandaşın hayat gerçeğinden niye bahsedemiyorsun? Çünkü miyop, gözleri miyop olmuş. Baktığı zaman hanedanı görüyor, yakını görüyor, yalakaları görüyor. Onların iktidardan beslenmiş halini görünce, hepsinin palazlanmış, eti budu yerinde insanlar olarak görünce; Anadolu'daki kavruk, işsiz insanları hep onun gibi zannediyor ama gerçek öyle mi?'' -''TÜRKİYE'NİN NEREYE GİTTİĞİNİ GÖREMİYOR''- Türkiye'de 6 milyonu aşkın insanın mahkemelik olduğunu belirten Bahçeli, cezaevlerinin dolduğunu, sokakların güvensizleştiğini, kadına şiddetin arttığını ileri sürerek, şöyle konuştu: ''Geçim darlığından dolayı 2008 yılından bu yana Türkiye genelinde ama büyükşehirlerde boşanma oranları artıyor. Yıkılan yuvalar var. İşte böyle bir asayişsizlik yanında bölücü terörün sürekli olarak büyükşehirlere doğru yayıldığını görüyoruz. Bugün Türkiye'de ayaklanma provaları yapılıyor. Hakkari, Şemdinli, Yüksekova'da ne vali ne de kaymakam var. Orada kamu düzenini sağlayan polis kardeşlerimiz. Her akşam peşmerge kılıklı teröristlerle sabaha kadar cebelleşiyor. Kimisi linç ediliyor, kimisi şehit ediliyor, kimisi ağır yaralanıyor ama sayın Başbakan vurdum duymaz. Sayın Cumhurbaşkanı 'iyi şeyler olacak' diye kendisini inandırmış, Türkiye'nin nereye gittiğini göremiyor ama Diyarbakır'da, Van'da ve bazı yerlerde ise yine ayaklanma provaları yapılıyor. İstanbul'un bazı semtlerinde otomobiller molotofkokteylleriyle yakılıyor. Huzur yok, güven yok. Bütün bunlar olurken, yolsuzluk başını almış gidiyor. Özelleştirmeyle devletin varlıkları, milletin varlıkları birilerine peşkeş çekiliyor. Rüşvet başını almış gidiyor.'' -''BİR PAKET EN AZ 4 OY DİYE BAKIYORLAR''- Bahçeli, vatandaşların böyle bir ortamda, tarihi bir dönüm noktasında önemli bir karar alacağını dile getirerek, ''Ama kararınızı etkileyen unsurlar çıkıyor. Dün oldu bugün de var. Hele 22 gün kala bunlar daha da artacak. Bunlardan bir tanesi; paket uygulaması ve paket demokrasisiyle yoksulun oylarının gasbedilişi. Buraya dikkat etmek lazım. Yoksulluk her insanımız için söz konusudur. Devlet yönetiminin bu yoksulların yanında olması lazımdır. Onun için yoksulluk istismar edilerek, ülkeyi sömürenlerin sürekli ve kalıcı iktidarına alet edilemez, peşkeş çekilemez, istismar konusu yapılamaz ama bunu yapan zihniyet bir kolaycılık bulmuş. O da paket uygulaması ve paket demokrasisi. Bir paket en az 4 oy diye bakıyorlar. Geleceğini garanti altına almış oluyor, iktidara tekrar hevesleniyor'' dedi. Devlet Bahçeli, milletin 12 Haziran'da AK Parti'ye ''dur'' diyeceğini öne sürerek, ''12 Haziran'da şunu söyleyeceksin; sayın Recep Tayyip Erdoğan, başka AKP'liler olarak artık sizinle birlikte bu yolları yürümek istemiyoruz, diyeceksiniz. Bunlar giderse yerine gelecek olan var mıdır? Nedir adı? Milliyetçi Hareket Partisi'dir. MHP'nin zamanı gelmiştir. MHP bu iktidarın dokuz yıllık tahribatını ortadan kaldıracak, bir toparlanma ve onarım hükümeti kurmayı düşünmektedir. Bu toparlanma ve onarım hükümeti, işsizliği, yoksulluğu ve terörü ortadan kaldırmayı öncelikli alarak, mutlaka ve mutlaka yolsuzluktan hesap sorma kararlılığında Türkiye'yi yönetmeye talip olmak demektir'' diye konuştu. MHP'nin ''Hilal Kart'' uygulamasını da anlatan Bahçeli, ''Hilal Kart''ın eve aş, esnafa iş olacağını, böylelikle durgun bir suya atılmış taş gibi, huzur, mutluluk, millet-devlet kaynaşmasının sağlanacağını söyledi. Partisinin bütün bunlara, yolsuzluğun hortumlarını keserek kaynak bulacağını belirten Bahçeli, ''Yoksullukla mücadeleye öncelik verilecek. İşsizliği ortadan kaldırabilmek için yüzde 7 kalkınma hızıyla 700 bin insanımıza her yıl iş bulunacak. Bir kişiye iş veren ister esnaf, ister işveren, ister serbest çalışan olsun, bir ekmek kapısını açanın devlet her zaman yanında olacak. Onun eli öpülecek. Dolayısıyla rekabet edebilir, her türlü imkana kavuşturulmuş bir iş dünyasının, esnafından tutun fabrikasına kadar desteklenecek. Böylelikle asgari ücreti 825 liraya çıkaracağız. İşte MHP'nin milletimize sözü budur'' dedi.
<< Önceki Haber Bahçeli: Seçimler yeni bir yol kavşağı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER