3 partinin seçim ittifakı

'Bugünlerde yeni bir kutsal ittifak içindeler.' Abdullah Abdulkadiroğlu yazdı.

3 partinin seçim ittifakı

BÜTÜN KORKULARI MHP'NİN BARAJ ALTINDA KALMASI Seçime bir ay kaldı. Ama seçim sandığı şimdiden açıldı. Sandıktan; küfürler, hakaretler, kasetler, iftiralar kısacası ne ararsanız çıktı. Ak Parti karşısında neredeyse blok oluşturan CHP-MHP ve BDP bugünlerde yeni bir kutsal ittifak içindeler. Bu üçlü aslında güçlerini ve enerjilerini birleştirip mitingleri de ortak yapsalar fena olmayacak. Zaten birbirlerinin seçim otobüslerinden birbirlerinin mitinglerinin anonsunu da yapmaya başladılar. Bütün amaç Ak Parti'yi zayıflatmak. MHP'li yöneticilerin gayr-i ahlaki görüntülerini içeren kasetlerin ortaya çıkması bu üçlüyü bir kez daha birbirine kenetledi. Yine bir panik haline büründüler. Ortadaki rezilliği görmezden gelip süreçten en az zararla sıyrılmanın hesabını yapmaya başladılar. Çünkü bu kaset işleri MHP'ye gerçekten büyük puan kaybettirdi. MHP Genel merkezine tabandan her gün binlerce tepki telefonu yağıyor. Millet; milliyetçilikten muhafazakarlıktan bahsedenlerin, vatan-millet-namus edebiyatı yapanların, kendisine bu değerleri sözde misyon edinenlerin gerçek yüzlerini görüyor. Ne ilginçtir ki; Ak Parti'nin iktidarından rahatsız olan medya organları da, sanki ortada hiçbirşey yokmuş gibi davranıyor. Deniz Baykal'ın aynı durumuyla ilgili sekiz sütüna manşet atıp Baykal'ı istifaya çağıranlar, şimdi konu MHP olunca ağızlarına fermuarı çekti. Sözüm ona CHP'nin onuru için Baykal'a istifa kampanyası başlatanlar, konu MHP olunca olayı büyütmeden kapatmanın derdine düştü. Bugün MHP'li vekillerin görüntüleriyle ilgili özel hayat nakaratı yapanlar, Baykal'ı gönderirken nedense özel hayattan hiç bahsetmiyordu. Niye ? Sebebi basit. Baykal'ın; siyaseti dizayn etmek isteyen Ergenekon yapılanmasının amaçları için genelbaşkanlıktan gitmesi gerekiyordu. Çünkü Baykal; Ak Parti karşısında istenilen varlığı gösteremiyordu. Üstelik bugün CHP'nin başında Deniz Baykal olsaydı; Ergenekon sanıklarını milletvekili adayı göstermezdi. Hele Demirel'in projelerine CHP'yi asla yedirmezdi. Baykal Ergenekon'un avukatıydı o kadar. Daha ileriye hiç gitmedi, gitmeye de niyeti yoktu. Baykal'ı göndererek CHP'yi dizayn eden yapı, şimdi MHP'yi parlamentoda tutmak zorunda. MHP kaset gibi işlerle yara alıp barajın altında kalırsa; Ak Parti tek başına Anayasa yapabilecek çoğunlukta milletvekili çıkarır. Bütün korku bu. Bülent Arınç'ın "467 ile de gelsek Anayasayı referanduma götüreceğiz" demesi Ergenekon yapılanmasını iyice deli ediyor. "Referandum" ve "milli irade" kelimeleri bu yapıda alerji yapıyor. Milletin; hele hele sivil bir Anayasa konusunda ne kadar tavizsiz olduğunu iyi biliyorlar. İşte bu yüzden bütün çaba; Ak Parti'nin 330 alt sınırına dayanan güçlü bir parlamento yapısını önlemeye çalışmak. Onun için bu süreçte muhalefetle ilgili ortaya ne çıkarsa çıksın ya fatura Ak Parti'ye kesiliyor ya da Ak Parti'ye karşı bir taarruz başlıyor. Şimdi de durum aynen bu. Bir yanda; MHP'li vekillerin kaset işini okyanus ötesine fatura ederek, suçsuz insanlara iftira atacak kadar şuurunu kaybetmiş bir genelbaşkan duruyor. Diğer yanda; bu görüntüleri sanki Ak Parti ortaya çıkarıyormuş gibi hava oluşturmaya çalışan başka bir genelbaşkan duruyor. Ve CHP-MHP dayanışmasına; “Ak Partililerin kasetlerinden Hürrem Sultan dizisi olur” diyerek iktidar aleyhinde toplumda algı oluşturmaya çalışan BDP'nin adayı duruyor. Ergenekon'un Kürt vatandaşa ettiği zulümlere karşı, bölge halkının temsilcisi olduklarını iddia eden Pkk'nın ve BDP'nin, bu yapıya hizmet edecek eylemlerde bulunması ne kadar büyük bir çelişki değil mi ? İşte sadece bu kaset işinde bile ortadaki tablo; CHP-MHP-BDP'nin candaşlığını gösteriyor. Yeter ki; Ak Parti güçlenmesin. Yeter ki; MHP baraj altında kalmasın. ABDULLAH ABDULKADİROĞLU [email protected]
<< Önceki Haber 3 partinin seçim ittifakı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER