2007
Türkiye cumhurbaşkanlığı
seçimi, eski
cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresinin dolması üzerine başlayan ve birinci seçimde
Sabih Kanadoğlu'nun müdahalesiyle başlayan 367 sürecinde seçilemeiş ancak genel seçimlerden sonra
Abdullah Gül'ün yeni cumhurbaşkanı seçilmesiyle sonuçlanan, Türkiye
Cumhuriyetinin 11. cumhurbaşkanının belirlendiği seçimlerdir.
1. seçim süreci
Abdullah Gül'ün AKP tarafından seçilmemesi için Türkiyenin her tarafında
Cumhuriyet mitingleri tertip edilmiştir. İlk tur seçimlerinde seçilebilmek için 367 şartı gerektiği
Sabih Kanadoğlu tarafından dile getirilmiş ve ana muhalefet partisi CHP'nin desteğiyle ilk tur
Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleştirilememiştir. Bu arada diğer muhalefet partileri Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi
Erkan Mumcu ve
Mehmet Ağar, bir anda fikirlerini değiştirmiş ve
Köşk seçimleri için
Meclis'e girmekten vazgeçerek Kanadoğlu'nun toplantı yeter sayısı 367 olduğu tezine uygun bir şekilde meclis oturumuna katılmamışlardır. DP ve Anavatan yönetimine Meclis'e girmemeleri için
baskı yapıldığını açıklayan DP genel Başkanı Soylu, "Bunların hepsinin kayıtları vardır. Son günlerde ismi çok geçenlerden bir tanesinin direkt müdahil olduğu söyleniyor. Bire bir siyasi parti yöneticilerini aradığı ve baskı yaptığı söyleniyor." demektedir. Dönemin Anavatan
Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi
Hüseyin Kocabıyık, dönemin Genel Başkanı
Erkan Mumcu'nun 367'ye 'saçmalık' diyerek Meclis'e girilmesini istediğini ancak bir
telefon görüşmesiyle fikir değiştirdiğini söylemişti. Soylu'nun iddiası, sürecin yeni bir boyutunu ortaya çıkartırken, dönemin Anavatan lideri Erkan Mumcu ile DP Genel Başkanı Mehmet Ağar'a telefon eden kişinin
emekli Orgeneral İsmail Hakkı
Karadayı olduğu ileri sürüldü.
24
Nisan 2007 tarihinde yapılan Adalet ve Kalkınma Partisi Grup toplantısında
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan "Abdullah Gül kardeşim" adayımız diyerek Gül'ün 11. Cumhurbaşkanı adayı olduğu açıklanmıştır.[2].
27 Nisan tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı birinci tur seçimlerinde 357 kabul oyu çıkmasına karşın 367 sayısına ulaşılamadığı için, seçim ikinci tura kalmış;
Anayasanın ilgili hükmü gereği, ilk oturumun açılabilmesi için 367 üyenin Mecliste hazır bulunması gerektiği gerekçesi ile
Cumhuriyet Halk Partisi tarafından oturumun iptali için Anayasa Mahkemesi'ne açılan
dava sonucu Meclis'in bu birinci oturumu, Anayasa Mahkemesi'nin 1
Mayıs 2007 tarihli kararı ile iptal edilmiş ve bu karar aynı gün saat 16.13'de kamuoyuna açıklanmıştır. [3]6 Mayıs 2007 tarihinde Mecliste yapılan iki yoklamada da toplantı yeter sayısının bulunamayışı yüzünden 11. Cumhurbaşkanı seçilememiştir.
2. seçim süreci
İlk seçim sürecinde
cumhurbaşkanlığı seçimi yapılamaması üzerine genel seçime gidilmiştir. 22 Temmuz 2007 seçimlerinin ardından AKP'nin tek başına iktidara gelmesinde Gül'ün cumhurbaşkanı seçilememesinin etkili olduğu görüşü öne çıktı. Bunun sonucu olarak da Abdullah Gül tarafından "bunun cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin açık bir
mesaj olduğu" yorumu benimsendi. [5] 13
Ağustos tarihinde kulislerde konuşulan 11. Cumhurbaşkanı adaylığı kesinleşti.[6] 20 Ağustos 2007 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi birinci turunda 341 oy aldı.[7] 24 Ağustos 2007 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turunda 337 oy aldı. Anayasaya göre ilk iki turda üçte iki çoğunluk olan 367 sayısına ulaşılamadığı için cumhurbaşkanı seçiminden bir sonuç alınamadı.
Abdullah Gül 28 Ağustos 2007 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin üçüncü turunda 339 oy alarak Türkiye Cumhuriyetinin 11. cumhurbaşkanı seçildi.[8] Böylece Nisan 2007'de başlayan Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanını seçim süreci sona erdi.