USAK Genel Koordinatörü Doç. Dr. Sedat Laçiner’in Bugün Gazetesi’ne yaptığı Heron açıklaması çok dikkat çekiciydi. Terörle mücadelede kullanılan insansız
hava aracı Heron görüntülerinin
yazılım programı nedeniyle önce
İsrail’in eline geçtiğini belirten Laçiner, önemli bir iddiada bulundu.
Dedi ki: “İsrail isterse o görüntüyü durdurabilir. Bugüne kadar bir kez durdurdu. Ne zaman?
İskenderun’da
deniz üssüne saldırı yapıldığı gün, biz göremedik. İsrail durdurdu.”
Hatırlatalım,
PKK’nın
Akdeniz kıyısındaki İskenderun saldırısı ile İsrail’in Akdeniz’in ortasındaki Mavi
Marmara gemisine kanlı
baskını eş zamanlıydı. İki saldırı arasında paralellik olduğunu gündeme getirdiğimizde, ilk tepkiyi PKK göstermişti.
Murat
Karayılan,
Fırat News haber ajansına yaptığı açıklamada, “Bizim İsrail’le hiçbir alakamız yok. İsrail’in aynı gecede gemilere saldırı yapabileceğinden haberi asla olmamıştır” dedi.
Bir de
Milliyet Yazarı Aslı Aydıntaçbaş gibi uzun süre Amerika’da görev yapıp
Türkiye’ye dönen yazarlar, iki olay arasında ilinti kurulmasına karşı çıkan yazılar kaleme aldılar.
Şimdi yeni bir durumla karşı karşıyayız.
Genelkurmay’ın, hatta
Milli Savunma Bakanlığı’nın hükümet adına bu iddiaya açıklık getirmesi gerekir.
Soru gayet basit: İsrail, Laçiner’in dediği gibi,
Mavi Marmara baskınından kısa süre önce İskenderun deniz üssüne yönelik PKK saldırısı sırasında Heron görüntülerini durdurdu mu durdurmadı mı?
Cevap evetse, durum çok vahimdir. İsrail-PKK işbirliğinin somut delilidir.
Komutanların
Hantepe baskını sırasında
seyirci kaldığını ortaya koyan Heron skandalı haberleriyle ilgili sessizlik sürerken, bir tarafı İsrail olan bir başka Heron skandalı hakkında açıklama yapılır mı bilmem.
Kamuoyu bekliyor.
Bu arada Milli
Savunma Bakanı Vecdi Gönül’e de buradan bir çağrım var. Lütfen, hayatınızda hiç olmazsa bir kere elinizi taşın altına
koyun,
bakanlık görevini sadece
kırmızı plaka için sürdürmeyin.
Bakın, geçen hafta Ege Bölgesi
Sanayi Odası’nın Balçova Termal Otel’de
Başbakan Erdoğan onuruna verdiği “
İzmir’in Temsilcileri Buluşuyor” yemeği vardı, basına kapalıydı.
Yemek esnasında Türkiye
Harp Malulü Gaziler Derneği İzmir Şube Başkanı
Volkan Kaya, yanınıza yaklaşıp skandal Hantepe Heron görüntülerini sordu ve dedi ki: “Eğer böyleyse biz komutanlarımıza nasıl güveneceğiz? Ben haybeye mi gittim?”
O bir gaziydi, 1995 yılında yedek
subay olarak askerlik görevini yaptığı Cudi’de
mayın patlaması sonucu sağ gözünü kaybetmişti. “Haybeye mi gittim?” derken, sağ gözünün hesabını soruyordu.
Peki ne dediniz? Belki hatırlamazsınız, cevabınız aynen şöyle: “Böyle bir şey yok. O videonun koordinatları başka yerden alınmış sonra
servis edilmiş. Hiçbir basın mensubu böyle görüntüler elde edemez. Böyle şeylere inanmayın. Gönlünüz rahat olsun. Genelkurmay’a söyleyeyim bir açıklama daha yapsın.”
O görüntüler gerçek değilse, 3 sorum var:
1- Bu bilgiyi neden kamuoyuyla paylaşmıyorsunuz? Hadi siz sorumluluk sahibi değilsiniz, Genelkurmay neden sessiz?
2- Askeri
savcılık, görüntülerin sızdığı adresi bulmak için 30 ayrı yere sabaha doğru neden baskın düzenledi?
3- Video koordinatları başka bir yerden alındıysa, o yer neresi?
Eğer, bu sorulara verilecek cevabınız yoksa, bir de o görüntüler gerçek ve örtmeye çalışıyorsanız, yazıklar olsun.
27
Nisan gecesi pek ortalıkta olmadığınız söylendi, geçtik. Askeri
sivil yargı yolunu açan yasal düzenlemeye itibar etmediniz, onu da geçtik. YAŞ sürecinde adı
Ergenekon,
Balyoz,
İnternet andıcı dava ve soruşturmalarına karışan generallerin terfisinde mahsur olmadığını söylediniz, hadi onu da geçtik. Ne hikmetse YAŞ öncesi Cumhuriyet’e konuşmayı yeğlediniz, hele onun üzerinde hiç durmadık.
Ama bu vebal, sizi asla iflah etmez, haberiniz olsun. Çünkü akan o kan, eli kınalı kuzucukların...
İnancım o ki, bu dünyada olmasa bile ahrette iki elleri yakanızda olur.