Dedi ki: ‘
Başsavcı yetkisi kapsamında
dava açmıştır. Tüm bireyler ve kurumlar yasalara uygun davranmak, saygı kurallarının dışına çıkmamak koşuluyla
eleştiri hakkını kullanabilir.’
Bir de başkanlığını
Yargıtay Savcısı Ömer Faruk
Eminağaoğlu’nun yaptığı Yargıçlar ve Savcılar Birliği’nin (
YARSAV) yaptığı açıklama var. Açıklamada, herkese haddini bilmeye davet eden ifadelere yer verilirken, cumhuriyeti korumakla görevli başsavcılığın şeriata yönelik kalkışma olduğu gerekçesiyle dava açtığı iddia edildi.
Eminağaoğlu Yargıtay Başsavcısı Yalçın
kaya’ya bağlı olarak çalışan ve iddianamede tuzu bulunan bir savcı olduğu için açıklamasının üzerinde pek durmuyorum. Ama
Yargıtay Başkanı’nın bu iki cümlesine yürekten katılıyorum.
Teorik olarak; Elbette şu anda tartıştığımız bir iddianamedir, hükmü verecek olan yüksek
mahkeme heyetidir. Yargıya intikal etmiş bir konuda
tartışma açmak yerine yargının kararını beklemek gerekir!
Şemdinli kabusu
Kamu vicdanını kanatan hadise, hukuk çevrelerindeki çifte standarttır. Hatırlayın. Şemdinli İddianamesini hazırlayan Ferhat
Sarıkaya, dönemin
Kara Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın ismini iddianameye ekledi diye başına gelmedik kalmadı. Önce görevden alındı sonra görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca meslekten
ihraç edildi. İhraca karşı çıkan tek üye
Adalet Bakanlığı Müsteşarı Fahri Kasırga oldu.
Sadece bu mu?
‘Operasyon
Ergenekon’ isimli son kitabımda tüm ayrıntılarını yazdım. Burada kısaca özetleyelim.
-Çıkardığı ‘
Karanlık İlişkiler’ kitabıyla savcı Sarıkaya’ya
destek veren savcı Gültekin
Avcı,
İzmir’den
Kars’a gönderildi.
-Sarıkaya’nın hazırladığı Şemdinli iddianamesini kabul eden Van
Cumhuriyet Başsavcısı Kemal Kaçan görevden alınarak
Trabzon’a atandı.
-
TBMM Şemdinli Komisyonu’ndaki açıklamasıyla Sarıkaya’ya destek veren Emniyet
İstihbarat Daire Başkanı
Sabri Uzun görevden alındı.
-Şemdinli davasını karara bağlayarak sanıklara 39 yılı aşkın
hapis cezası veren Van 3. Ağır
Ceza Mahkemesi Başkanı
İlhan Kaya,
Bakırköy’e düz hakim olarak görevlendirildi.
-Aynı mahkemenin diğer hakim üyeleri
Muharrem Ballı
Ordu’ya Ferhat
Erbaş Bursa’ya yollandı.
-Van 3.
Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan
itirazları karara bağlayan Van 4.
Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mahir Merdun,
İstanbul Kartal’a düz hakim olarak
tayin edildi.
-Bu mahkemenin diğer hakim üyeleri Vahit Baltacı ve
Sinan Sivri’nin yeni görev yerleri ise
Adana oldu.
-Van Cumhuriyet Başsavcıvekili İbrahim Özer, Trabzon’a atanan başsavcı Kemal Kaçan’dan bir yıl sonra kendini
Kocaeli’nde buldu.
-Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, ‘Adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs etmek’ suçlarından mahkumiyet kararının verildiği Şemdinli dosyasını,
terör ve devlete karşı işlenmiş suçların görüldüğü Yargıtay 9. Daire’ye göndermesi gerekirken 1. Daire’ye gönderdi.
-Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ok’a itiraz ederek
görevsizlik kararı verdi ve dosyayı 9. Daire’ye gönderdi.
-Yargıtay 9. Ceza Dairesi, davayı bozdu ve yargılamanın askeri mahkemede yapılmasına hükmetti.
-Son
sürpriz: İyi çocuklar tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı ve yeni görev yerlerine tayinleri çıkarıldı. Şimdi iş başındalar.
‘Hukuk cinayeti’
Bu arada, dava süreci devam ederken,
Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Yaşar Büyükanıt, 12
Nisan 2007 tarihinde düzenlediği basın toplantısında, Şemdinli iddianamesini ‘hukuk cinayeti’ olarak değerlendirdi ve ‘karalama kampanyasının parçası’ olarak saydı.
Büyükanıt şöyle dedi: ‘Şemdinli olayındaki bana yapılan saldırılar, benim kişiliğimle alakası yok, TSK’ne yapılan saldırılardır. Ben onun bir örneğiyim. Dünya hukuk tarihine geçecek bir hukuk cinayeti işlendi. Sırf TSK’ni ne kadar yıpratabiliriz diye ve maalesef bu tür kampanyalar başladığı zaman bunlar
faili meçhul olarak kaldı. İşin dikkat
çekici tarafı bu.’
Şimdi hukuk dersi verenler, ‘herkes haddini bilsin’ diyenler o zaman çıkıp neden şöyle demedi: ‘Bu bir hukuki süreçtir. Savcı takdir hakkını kullanmıştır. Yargının kararına saygı duymak lazım.’
Yargıç ve savcı örgütü olan YARSAV,
Abdurrahman Yalçınkaya’ya sahip çıkarken
Ferhat Sarıkaya’ya neden sahip çıkmadı? Sarıkaya meslektaş değil miydi? Ayrıca, bir
cumhurbaşkanı ve başbakan, genelkurmay başkanından daha mı az haysiyet sahibidir?
Dün hukukun üstünlüğüne gölge düşürdüyseniz, bugün doğruyu söyleseniz bile inandırıcılığınız kalmaz. Hukuk,
silah namlusuna ve tankların palet sesine göre balans ayarı yapmaz.
Hukuk önünde herkes eşittir, herkese hukuk eşit uygulanır. Ey savcılar, ey
yargıçlar, elinizi vicdanınıza
koyun ve bu ilkeye ne kadar uygun hareket ettiğinizi bir defa daha
test edin.
‘Rejim tehdidi yok’
Kaldı ki, Yargıtay Başkanı Hasan
Gerçeker’in daha dün denecek kadar yakın tarihte, 20
Şubat’ta yaptığı açıklama hala hafızalarımızda: ‘Ben rejim tehlikesi görüyorum diyemem. Rejim tehlikesi görmek mümkün değil, böyle bir şeyi söylemek mümkün değil. Birey olarak da Yargıtay’ın temsilcisi olarak da böyle bir şeyi söylemek mümkün değil.’
Peki, aradan geçen 3 haftada ne değişti de, Yargıtay Başsavcısı, laik rejimin tehdit altında olduğu iddiasıyla 14
Mart’ta dava açtı?
Bu sorulara makul cevaplar verilemezse,
Kültür ve
Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay’a kızmaya hakkınız olmaz.