Deniz
Baykal ve
Devlet Bahçeli şiddetle karşı.
AK Parti ise milletvekillerini maça göndermeme kararı aldı. Bu kritik diplomatik trafiğin iç
siyasete malzeme yapılmasını istemediler.
Cumhurbaşkanının muhtemel
Ermenistan ziyaretine en sert tepkiyi MHP Lideri Bahçeli gösterdi. Gül gi
derse
Türkiye’nin onurunun zedeleneceğini söyledi. Baykal da farklı düşünmüyordu.
Oysa MHP’nin kurucusu ve
doğal lideri Alpaslan Türkeş,
Ermenistan’la ilk ciddi diplomatik ilişkileri başlatan kişi, oğlu MHP
Milletvekili Tuğrul Türkeş gizli görüşmelerin raportörüydü. Bugün
CHP’nin en hızlı
Ulusalcı yöneticilerinden
Onur Öymen ise Türkeş’i Frankfurt’ta Ermenistan’ın
Londra Büyükelçisi Armen
Sarkisyan’la görüştüren diplomattı.
Hem CHP hem MHP için ‘itibarlı’ bir yazar olan
Can Dündar,
Milliyet’teki köşesinde 25, 26 ve 27
Nisan 2005 tarihinde üç gün art arda Türkeş ailesinin Ermeni trafiğini ve Öymen’in bu süreçteki rolünü ayrıntılı olarak yazdı.
Türkeş yaşasaydı,
Erivan’a gidecekti!
41 bin ton
buğdayla başladı
1991 yılında bağımsızlığına kavuşan Ermenistan, 1992 sonunda ağır kış şartlarında ciddi
gıda krizi yaşadı.
Acil 100 bin ton buğdaya ihtiyaçları vardı,
Fransa’dan yola çıkarılan 200 bin ton buğday gecikiyordu. Açlık sorununu Türkiye’nin 1993 başında gönderdiği 41 bin ton buğdayla aştılar.
Bu süreçten Ermenistan ders çıkardı. Gıda ve enerji gibi temel ihtiyaçların karşılanması için Türkiye’ye her zaman ihtiyaç vardı. Ancak önlerindeki en ciddi engel iki ülkedeki aşırı milliyetçi akımlardı.
Bu milliyetçi bariyerin aşılması için MHP lideri Alpaslan Türkeş’le irtibat kurulması kararı alındı. Altyapıyı oluşturmak üçere eski
ODTÜ’lü ve sol görüşlü Samson Özararat’a özel görev verildi.
1993
Şubatında Alpaslan Türkeş’le Samson Özararat,
Ankara’da birden fazla yer değiştirerek sonunda güvenli buldukları Esat’taki bir adreste görüştüler. Yer değiştirirken oğul
Tuğrul Türkeş de rol aldı.
Türkeş, Samson’u nasıl şaşırttı?
O buluşmada Türkeş, ‘Birlikte türküler ürettik, yemekler
icat ettik, kız aldık, kız verdik’ diyerek iki ulus arasındaki ilişkilerin 600 yıl geriye gittiğini anlatırken Özararat’a şu soruları yöneltti:
-
Malazgirt Savaşını Türklerin Ermenilerle birlikte kazandığını biliyor musun?
-
İstanbul’un alınmasında Ermenilerin yaptığı kahramanlıklardan haberin var mı?
-
Fatih Sultan Mehmet’in Ermeni Patrikhanesini nasıl bir fermanla açtırdığından haberdar mısın?
-
Çanakkale’de
Atatürk’ün yanında savaşan Ermeni askerlerin adlarını biliyor musun?
-Atatürk’ün bugün kullandığımız alfabeyi Ermeni dil bilgini Agop
Martayan’a hazırlattığını ve sonra ona Dilaçar soyadını verdiğini biliyor muydun?
-Atatürk’ün imzasını bir Ermeni güzel yazı hocasının çizdiğini duymuş muydun?
Özararat, ‘Türkiye’de okudum ama bunların hiçbirini duymamıştım’ deyince Türkeş’in yorumu şöyle oldu: ‘Tarihe böyle geniş bir perspektiften bakmak lazım. 1915, bu 600 yıllık ilişkinin bir kazasıdır. Olaylarda
yabancı devletlerin çok dahli vardır. Buradaki insanları kullanmak istemişlerdir. Bizimkilerin de kabahatleri var, ama şimdi yapılması gereken bu kazayı telafi edip eski dostluğu devam ettirmektir.’
Bu konuşma Özararat’ı daha da heyecanlandırdı: ‘Sayın Türkeş bu söylediklerinizi Ermenistan Cumhurbaşkanına da söyleyebilir misiniz?’ ‘Evet’ deyince görüşme ayarlandı.
Paris’te gizli görüşme
Türkeş
12 Mart 1993’de Paris’e gitti. Kendisini
Dışişleri Bakanı
Hikmet Çetin’in talimatıyla de Gaulle Havaalanı’nda Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Tanşuğ Bleda ile birlikte Samson Özararat karşıladı. Büyükelçinin arabasıyla Ermenistan Devlet Başkanı Ter Petrosyan’ın kaldığı Crillon Otele geldiler.
Görüşmede Tuğrul Türkeş de sürekli not tuttu.
Türkeş, Petrosyan’a
Azerbaycan’la devam eden savaşın sona erdirilmesi için 6 maddelik bir öneriler paketi sundu. Bu dostluk kurulabilirse, Ermenistan’a Türkiye’den
transit kara ve
deniz geçişi sağlanabileceğini söyledi, hatta ‘Trans-
Kafkasya Otoyolu’ projesinin hayata geçirilebileceğini taahhüt etti. Bir nevi
İpek Yolu yeniden canlandırılacak, otoyolun yanında bir
demiryolu bir doğalgaz bir de petrol
boru hattı olacaktı. Ayrıca sınır ticareti geliştirilecekti.
CHP’li Öymen devrede
İlişkiler devam etti. 1994 Nisan’ında Frankfurt’taki Türk Başkonsolosluğu’nda
Alparslan Türkeş, Ermenistan’ın Londra Büyükelçisi Armen Sarkisyan’la görüştü. Türkeş’in yanında Bonn Büyükelçisi Onur Öymen de vardı.
Sarkisyan, Türkiye’den buğday ve enerji sorununun çözümünde iyi niyet adımı atmalarını istedi. Türkeş’in şartı, Azerbaycan’daki işgalin sona erdirilmesi oldu.
23 Şubat 1995 günü ise Ermenistan Devlet Başkanı Petrosyan’ın Dışişleri Danışmanı Gerard Libaridian, Siyaset Enstitüsü’nün davetlisi olarak Ankara’ya geldiğinde gece
Hilton otelinde Tuğrul Türkeş’le buluştu.
Tuğrul Bey, İşadamı Cefi Kamhi ile birlikte Türk ve Ermeni işadamları arasındaki temasların hızlandırılmasında önemli rol oynadı, Petrosyon’la Kireçburnu’nda yemek yedi.
Erivan’a gidecekti
Bu sıcak ilişkiler, zamanla Türkeş’in Erivan’a davetini gündeme getirdi. Ermenistan’dan Samson Özararat, Türkiye’den Cefi Kamhi yoğun çaba gösterdi.
Özararat, Mart 1997’de Ermenistan Devlet Başkanı Levon Ter- Petrosyan’a Türkeş’in Türk siyasetindeki önemini bir kez daha anlatarak, Erivan’a davet etmesini önerdi. Can Dündar’a göre, Özararat ‘O
vefat ederse Türkiye ile
diyalog en az 10 sene gecikir’ diyerek uyardı. Türkeş’i Erivan’a davet edeceklerdi ancak ömrü yetmedi. Özararat, Türkeş’in cenaze törenine katıldı.
Şimdi Bahçeli ‘Onurumuz zedelenir’ diyor.