İlk önce şunu söylemeliyim, tertemiz, kavgasız ve gürültüsüz bir maç oldu. İki
takım da iyi niyetle mücadele etti.
Fenerbahçe tahminimin de ötesinde çok sakindi. İki ön orta sahası alternatif isimler olmasına rağmen
Galatasaray’ın taktiksel hatası yüzünden sıkıntı yaşamadılar, aksine rakibine büyük üstünlük sağladılar.
Teknik Direktör
Rijkaard göbekte
Mustafa Sarp, Mehmet
Topal’a şans tanırken,
Mehmet Topal,
Alex’i markaj altına alınca Galatasaray orta alanda tek kişi kaldı. Buna karşılık Fenerbahçe dört kişiyle bu bölgeyi istediği gibi tuttu. Özer ve
Vederson sürekli bekleri ile oynayınca, Alex de geriye gelince Galatasaray uzun top oynamaya mecbur kaldı. Fenerbahçe de fazla pozisyona girmese de rakibinin üzerinde
baskı kurmasına izin vermedi.
Fenerbahçe takımı maksimum gücüyle oynadı. Ligin en iyi hücum yapan ekiplerinden biri olan Galatasaray’a karşı bu kadar stressiz mücadele etmeleri, geriden hiç gelişi güzel top çıkarmamaları, sürekli pas yapmaya çalışmaları galibiyetin anahtarıydı.
Daum iyi çalışmış
Maçın durgun geçmesi, Galatasaray ağırlıklı gidiyor gibi görünse de pozisyonun kısır olması tamamen Fenerbahçe’nin marifetiydi. Bir kere iki stoper
Lugano ve
Bilica mükemmel oynadılar. Andre dos
Santos da müthişti. Keita’ya bariz üstünlük sağladı. Vederson karşısındaki Sabri’yi hiç çıkarmadı. Diğer
oyuncular o kadar iyi değillerdi. Ama kendilerine verilen görevi başarıyla yerine getirdiler. Ekstra işler yapamadılar.
Galatasaray, Santos’un oyunun başında çizgilere katederek yarattığı bir kaç pozisyonun dışında etkili olmadı. Bunun sebebi de Rijkaard’ın ciddi hatalarıydı. Hollandalı 4-3-3’ü bu kadar iyi oynayan bir takımın saçma bir şekilde formatını bozdu. Büyük
kumar oynadı. İlk 11 tercihi, oyuncu değişiklikleri hep Fenerbahçe’nin işine geldi. Hele hele Arda’yı oyuna sokması
intihardı. Hadi Arda’yı sokuyorsunuz, orta sahadan Mehmet Topal’ı çıkarmak hatayı ikiye katladı. Zaten bu bölgede üstün olan Fenerbahçe bu değişiklikten sonra kontrolü tamamen eline aldı. Baskıdan kurtuldu.
Bir
derbi ancak böyle kazanılır. Sonuçta deplasmanda gümbür gümbür oynayarak üç puan alan takım bulamazsınız. Ancak Daum’un dersini iyi çalıştığını gördük. Belki üretkenlikleri yine azdı ama önce durdurdular, sonra da galibiyeti buldular.