Başbakan Erdoğan'ın; CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun türban iddialarından sonra çağrı yapıp, ''CHP'yi türban sorunun çözümü için 13 Eylül'de Meclis'e bekledikleri''ni ve önergeyi CHP'nin vermesine dahi razı olacaklarını belirtmesi gözleri Kılıçdaroğlu'na çevirdi. Siyasi kulisler Başbakan'ın son hamlesiyle, Kılıçdaroğlu'nu köşeye sıkıştırdığını belirtiyor. Zira, Erdoğan gelişmeyle ilgili 3 gün geçmesine rağmen bu konuda hala cevap alamamış durumda. Erdoğan şimdi de sorduğu bir soru ile MHP'yi çok zor durumda bıraktı. ''Hayır' cephesinde kimler var? sorusuna ne cevap verecekler?'' Başbakan'ın MHP'ye seslenerek, ''Peki şimdi 'hayır' cephesinde kimler var; CHP, MHP, BDP, Türkiye Komünist Partisi, İşçi Partisi, ÖDP, EMEP malum... MHP kimlerle beraber şimdi?'' diye sorması, özellikle 12 Eylül darbe dönemini yaşayan ve onların etkisi altında kalan MHP'li taban üzerinde büyük etki uyandıracağı kesin. Çünkü bundan önce MHP'ye oy veren hiç kimsenin Erdoğan'ın saydığı cenahla birlikte olmasına ve aynı değerlere oy vermesine, ortak hedef altında birlikte olmasına imkan ve ihtimal yok. Kısaca, MHP tabanının çok ama çok önemli bir kesimi, hayatında hiç bir zaman bu gruplarla birlikte olmamış, olmak istememiş seçmenlerden oluşuyor. ''Uşak dedikleri'' MHP'yi cezalandıracak! MHP yönetimi tarihinde hiç olmadığı kadar tabanıyla ters düşmüş durumda. Bakmayın çok fazla ses çıkmıyormuş gibi gözüktüğüne. Geleneklere ters geldiği için, kamuoyunu işgal etmek istemiyorlar ama MHP'deki bilinen çatlak sanılandan çok daha fazla. Çünkü, parti tavanı, tabanının çok büyük bir bölümü onların düşüncesini paylaşmadığı ve referanduma 'evet' dedikleri için, MHP başkanı onlara 'uşak' diyor. İşte bu durum yıllarını bu davaya adamış, büyük zorluklarla karşılaşmış MHP'li kitleleri, genel merkeze karşı her geçen gün daha fazla muhalif hale getiriyor. Diğer taraftan MHP'nin kurucular kurulu 'evet' diyor. MHP yönetimi rahatsız oluyor. Onları tanımayarak, 'Artık kurucular kurulundan hayatta olan kalmadı' diye açıklamalar yapılıyor. ''Sen bu ülkede bölücü başının idamını engelleyen insansın'' Muhalefetin bu sıralar sıkça "Menderes'in akıbetini düşün" dediği Erdoğan, MHP'yi bir başka şekilde de köşeye sıkıştırıyor. "Ey Bahçeli, sen bu ülkede bölücü başının idamını engelleyen insansın. Altında kimlerin imzası var; merhum Ecevit'in, Bahçeli'nin, Yılmaz'ın var. Sizin bir defa yaftanız bu... Bu yaftadan kurtulamayacaksınız tarih boyunca. Geçenlerde bir televizyon programını izliyorum, o televizyon programında merhum Ecevit, nasıl bunun AİHM'e gönderildiğinden bahsediyor. AB süreciyle ilgili bundan bahsediyor. Ardından Bahçeli'ye soruyorlar. Bahçeli diyor ki; 'Sayın Başbakan gerekli açıklamaları yaptı. Benim açıklama yapmama gerek yok'. İpten böyle kurtardılar, ağırlaştırılmış müebbet hapis, buraya böyle geldiler" diyor. İşte bu önemli detay, MHP ve Bahçeli'nin yumuşak karnını oluşturuyor. Seçmenleri, bu konuda liderlerinin neden böyle davrandığını merak ediyor. Bahçeli'nin ise bu konuda şimdiye kadar tatmin edici bir cevap verememesi de tabanda büyük rahatsızlık meydana getiriyor. ''Sen ne zaman ülkücü oldun?'' Erdoğan'ın Bahçeli'ye yönelik açıklamalarında dikkat çeken bir başka önemli detay da Bahçeli'ye sorduğu bir başka soru. Erdoğan, ''Bahçeli bana, 'Sen ne zaman ülkücülerin kardeşi oldun' diyor. Ben de diyorum ki sen ne zaman ülkücü oldun? Ben 12 Eylül diyorum. Mamak Cezaevi'nde yatanlar diyorum. Sen onlara 'Dönek' diyorsun'' diyor. MHP Genel Başkanı Bahçeli olmak üzere parti üst yönetiminden gelen bu ve benzeri suçlamalar, MHP tabanında zaten varolan 'Evet' olgusunun çok daha fazla netleşmesine ve 'Evet' diyenlerin oranının yüzde 60 seviyelerine yükselmesini de beraberinde getiriyor. www.toplumsalhafiza.com