CHP Lideri
Kemal Kılıçdaroğlu, ''Birileri çıkıp bizim adımıza birilerini üzüp, kırarsa CHP'nin genel başkanı olarak kırılan herkesten, üzülen herkesten gönül rahatlığı içinde özür dilemesini biliriz" dedi..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarının ana
yasa değişiklikleri ile 12
Eylül paşalarının bile yapmaya cesaret edemediğini yaptığını ileri sürerek, ''
Danıştay'a başvurma hakkını milletin elinden alıyorlar ve diyorlar ki 'bu anayasayla
demokrasi gelecek'. Bunun adı Recep demokrasisidir. Bunu reddediyoruz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, partisince
Tandoğan Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmaya ''Geliyoruz bir değil, bin değil milyonlarla halkın iktidarını kurmaya geliyoruz'' diyerek başladı.
Ankara'nın başkent olduğunu bunun anayasanın değiştirilmesi
teklif edilemeyen maddeleri arasında olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, meydanda bulunanlara ''Bağımsızlığın başkenti, özgürlüğün başkenti, demokrasinin başkenti, merhaba Ankara. Demokrasinin, özgürlüğün, bağımsızlığın başkenti, aynı zamanda Mustafa Kemal'in başkenti, merhaba Mustafa Kemal'ler...'' diye seslendi.
Vatandaşlardan
12 Eylül'de yapılacak referandumda ''hayır'' oyu vermelerini isteyen Kılıçdaroğlu, ''hayır'' diyerek değişimin yolunu açacaklarını, Türkiye'yi ve dünyayı değiştireceklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman ve hiçbir yerde kimseyi kırmak istemediklerini, kimseyi ötekileştirmediklerini belirterek, şöyle devam etti:
''Birileri çıkıp bizim adımıza birilerini üzüp, kırarsa CHP'nin genel başkanı olarak kırılan herkesten, üzülen herkesten gönül rahatlığı içinde özür dilemesini biliriz. Çünkü biz adamız, adam gibi adam olacağız. Eğer birileri bir arkadaşımızı üzdüyse biz gereğini yaparız. Ama ben merak ediyorum, Recep Bey'e soruyorum; Sen çiftçiye 'ananı da al git' dediğin zaman bütün analardan özür dilemesini bildin mi? Buradan, Ankara'dan Türkiye'deki bütün analara sesleniyorum, sizi aşağılayan, çiftçinin anasını aşağılayan 'ananı da al git' diyen Recep Bey'i, bütün anaları göreve davet ediyorum, 12 Eylül'de onu sandığa gömün.''
-''SANIRSIN Kİ ADALET VE KALKINMA BANKASI''-
CHP'nin üç aydır kendi olanakları ile adım adım Türkiye'yi gezdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, harcamalarında hazineden aldıkları yardımları ve aidatları kullandıklarını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın is
e devletin imkanlarını kullanarak referanduma ilişkin
kampanya yürüttüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Diyor ki 'Devlet bana dedi ki gidip yatırımları açabilirsin' Yatırımları açabilirsin ama gidip orada
seçim propagandası yapamazsın. Sende ahlak varsa önce devletin uçağını kullanmaya son ver. Adalet ve Kalkınma Partisi, ama sanırsın ki Adalet ve Kalkınma Bankası. Nereden buluyorsun sen bu paraları? Türkiye'de Edirne'den Hakkari'ye kadar her tarafta '
evet'. Bilboardlarda 'evet', gazeteleri açıyorsun 'evet', havaya bakıyorsun 'evet', yere bakıyorsun 'evet' iyi de bu değirmenin suyu nereden geliyor Recep Bey. Çık şu millete bir anlat bakalım'' diye konuştu.
AK Parti'nin artık zemin kaybettiğini ve
hesap verme telaşı içine girdiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, bu kadar çok 'evet' vurgusu yapılmasının nedeninin de bu olduğunu savundu.
Anayasa değişikliğinin AK Parti'nin söylediği gibi demokrasinin ve özgürlüğün yolunu açmadığını, işsizlere iş, aş vermediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Bu anayasa 12 Eylül anayasasının uzantısıdır" dedi.
Ankara'da bir süre önce toplu
taşıma ücretlerine zam yapıldığını, ancak Danıştay'ın yüksek zammı iptal ettiğini, bunun bir hakkın kullanımı olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu,
anayasa değişikliklerinin hayata geçmesi halinde ise artık bu hakkın kullanılamayacağını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, ''Recep Bey'in
adaleti bu. Bu adaleti her yerde anlatın. 12 Eylül paşalarının bile yapmaya cesaret edemediği, yurttaşa hak olarak verdiği Danıştay'a başvurma hakkını milletin elinden alıyorlar ve diyorlar ki 'bu anayasayla demokrasi gelecek'. Bunun adı Recep demokrasisidir. Bunu reddediyoruz'' şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, değişikliklerin kamu kaynaklarının yandaşlara peşkeş çekilmesine de anayasal zemin hazırladığını iddia etti.
-''O HAP ZEHİRLİ HAPTIR''-
CHP'nin toplumda daha fazla hak ve
özgürlükten yana olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ancak söz konusu anayasa değişikliğinin bunu sağlamadığını savundu. Kılıçdaroğlu, ''Önümüze getirilip dayatılan '26 soruya tek
cevap vereceksin, ya evet diyeceksin ya hayır diyeceksin' diyen demokrasiden nasibini almamış zihniyete hayır diyeceğiz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, 26 soruya tek
yanıt istemenin milletin aklına güvenmemek olduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın anayasa değişikliklerine ilişkin olarak ''hap gibi'' ifadesini kullandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, ''Doktorluk yapmayan bir adamın verdiği hapla millet sağlığına kavuşur mu? O hap zehirli haptır. Onun millete yuttururlarsa demokrasiyi askıya alırız, haklarımızı askıya alırız, özgürlüklerimizi askıya alırız'' dedi.
AK Parti'nin anayasa değişiklikleri ile Ekonomik ve Sosyal Konseyi getirdiğini söylediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ancak konseyin zaten yasası olduğunu aktardı. Kılıçdaroğlu, yasa gereği 3 ayda bir toplanması gereken konseyin 3 yıldır toplanamadığını da kaydetti. ''Buradan bütün iş dünyasına sesleniyorum, bütün aydınlara sesleniyorum, bütün sanatçılara sesleniyorum; bu referandumda 'evet' çıkarsa bir sabah eviniz basılabilir. Bir sabah gözaltına alınabilir, tutuklanabilir, aylarca hapiste kalabilirsiniz. Ve siz
tahliye olduktan sonra sizi haksız yere gözaltına alan, tutuklatan yargıya, yargıca, savcıya karşı hak
arama talebiniz dahi olmayacak''diyen Kılıçdaroğlu, özgürlük ve hak isteyenlerin anayasa değişikliğine 'hayır' demesi gerektiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın kendisine yönelik ''meydanlarda anayasa değişikliğini anlatmadığı'' eleştirisinin de gerçeği yansıtmadığını savunarak, şöyle konuştu:
''Ben anayasayı anlatıyorum da onun kulakları duymuyor. Niçin kulakları duymuyor? Çünkü ben miting meydanınında söylüyorum, cep telefonundan söylesem dinleyecek.
Telekulak hükümeti bunlar. Geçen gün
Yargıtay üyeleri dinlenmiş, Danıştay üyeleri dinleniyor. Eminim içinizden çok kişi de dinleniyor. Bizim dinlenmek zaten kaderimiz. Bizi de dinleyecekler ama varsın dinlesinler. Dinlemezlerse namerttir bunlar. Hiç korkmuyoruz biz. Sayın Başbakan yasa dışı dinlemelerin arkasına saklanıyor, yeri zamanı gelince onlardan söz ediyor. Peki şimdi ben Sayın Başbakan'a sorayım; Sen bir işadamından Amerika'daki kızına 25-30 bin dolar parayı nasıl istedin? Hangi gerekçeyle istedin? O sana borç mu verdi, yoksa sen onun ortağı mısın? Çık millete anlat bakalım. Anlatamaz.''