Başbakan TÜSİAD'a niçin kırgın?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TÜSİAD'ın halk oylamasına yönelik tavrıyla ilgili olarak, ''Şimdi biz TÜSİAD ile bu konuları görüştük. görüştüğümüzde çok farklıydılar, daha önce yaptıkları çalışma var. Daha sonra bunların bir sessizliğe bürünmüş olmaları, zaman zaman böyle farklı açıklamalar yapmaları tabii rahatsız edici'' dedi.

Başbakan TÜSİAD'a niçin kırgın?

Başbakan Erdoğan, Kanal 24'te katıldığı canlı yayında soruları yanıtlarken, halk oyuna sunulacak olan anayasa paketinde yargıyla ilgili yapacakları düzenlemelere de değindi. ''Kürsü hakimleri, katılımdemokrasinin tadına varacak, benim milletim de demokrasinin tadına varacak. Bir defa 11 bini aşkın ilk derece mahkemelerindeki, yani Hakkari'deki hakim, savcı 'benim de burada payım var' diyecek, Edirne'deki de Sinop'taki de Hatay'daki de diyecek'' şeklinde konuşan Erdoğan, ''Benim vatandaşım da 'belli bir elitin, egemen güçlerin oluşturduğu bir yapı yok artık. Geniş bir katılımla oluşmuş bir yapı' diyecek'' şeklinde konuştu. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili bazı eleştiriler yapıldığını da dile getiren Erdoğan, ''Diyorlar ki 'Adalet Bakanının, müsteşarın orada ne işi var'. Bu AB üyesi ülkelerde de var ve kaldı ki bizden önce Adalet Bakanını, müsteşarı bu şekilde eleştirmeyenler şimdi niye eleştiriyorlar?'' diye sordu. Erdoğan, ''Adalet bakanının oradaki görevi, inisiyatifi, o da belli, biz o inisiyatifi şimdi o yapıda azalttık. Eskisi gibi ciddi bir inisiyatifi de kalmadı'' açıklamasında bulundu. -''TRİBÜNDE OTURMAK, ORADAN İZLEMEK''- Başbakan Erdoğan, TÜSİAD'ın açıklamalarına ilişkin soru üzerine de, ''Şimdi biz TÜSİAD ile bu konuları görüştük. Görüştüğümüzde çok farklıydılar, daha önce yaptıkları çalışma var. Daha sonra bunların bir sessizliğe bürünmüş olmaları, zaman zaman böyle farklı açıklamalar yapmaları tabii rahatsız edici'' karşılığını verdi. TÜSİAD'ın 2001 yılındaki açıklamalarını bildiğini, o açıklamada TÜSİAD, TOBB, DİSK, Türk-İş, Hak-İş, Memur-Sen gibi kuruluşların imzalarının bulunduğunu anlatan Erdoğan, ''TÜSİAD şimdi ona gerekçe uyduruyor. Gerekçe ne? Diyor ki 'parlamentonun içinde konsensüs vardı, uzlaşma vardı'. Bakın bu dürüst bir yaklaşım değil'' dedi. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Ekonomik Sosyal Konsey'e o zaman biz sizi niye koyuyoruz? Siz talep ettiniz, 'biz de orada bulunmalıyız' dediniz ve biz sizi anayasal güvence altına alıyoruz. Peki yarın 'evet' oyu çıktığı zaman siz hangi yüzle gelip de buradaki çalışmalara katılacaksınız? Kaldı ki biz bunu söylerken 'illa evet diyin' demedik ki, dedik ki 'evet diyeceksiniz 'evet' diyin, 'hayır' diyecekseniz 'hayır' diyin. Ama 'hayır diyeceksiniz bunun neyine hayır diyeceksiniz' dedik. Ve 'bitaraf olan bertaraf olur' ifadesini de kullanırken, yani hem buna katkın olacak, bu katkın olduktan sonra da 'ben bitarafım' diyemezsin. Bana işte 'çatımın altında CHP'liler de var, şu da var, bu da var'. Tamam da o zaman bununla ilgili görüşmeleri bizimle yapan sizlerdiniz. Biz sizlerin düşüncelerini alarak bunları olgunlaştırdık. Biz burada yağmurdan kaçarken doluya tutulanlardan değiliz. Sizlerle bu işleri gayet güzel oturduk konuştuk. Yaptığınız çalışmalar vardı, o çalışmalardan istifade ettik. Katkıları var veya yok, biz bunları bu kadar önemsemiyoruz. Ama bilesiniz Türkiye genelinde odalar birçok yerde bu tür çalışmaları yapıyor, sivil toplum kuruluşları yapıyor. Bertaraf olmak, yok etmek, bu anlayışlar yanlış. Bu sadece koltuğunda oturmak, tribünde oturmak, oradan izlemek, yani bu anlamdadır. İşin içinde kalmak, sürecin içinde kalmak, bu anlamdadır.'' ''Bunlar herhangi bir sorunlarıyla geldikleri zaman bunları siz dışlayacak mısınız?'' diye sorulduğunu da aktaran Erdoğan, ''Biz bugüne kadar bunların neyini dışladık ki 22 Temmuz öncesi yaptıkları açıklama çok daha tehlikeli bir açıklamaydı. 'Biz bu dönemde çok büyük paralar kazandık, ama hiçbir zaman oyumuz AK Parti iktidarının değil' diye adını bile koydular'' diye konuştu. ''Şimdi yine bir gelişme var. Bankaların karları açıklandı, hepsi büyük kar etmişler. Fakat ilginç de bir şey oldu. Siz o zaman 'işçi çıkarmayın' diye uyarıyordunuz. İlk 500, 50 bin kişi, ikinci 500 de 10 bin kişi çıkarmış. Kar ettikleri halde çıkardıkları ortaya çıktı. Ne diyorsunuz bu konuda?'' sorusuna da Erdoğan, ''Bunları hep gördük maalesef. Üzülerek müşahede ettik'' karşılığını verdi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ve bunları söyleyenlerin içerisinde bazıları var, isim vermeyeceğim, gerek yok, ciddi manada kırgınım, çünkü çok yanlışları olmuştur, hiç dürüst davranmamışlardır, tamamen ideolojik davranmışlardır. Ve ben bazı arkadaşlarıma, 'kesinlikle davet ettikleri zaman o odada gidip konuşma yapmayacaksınız' dedim. Bunu da dedim. Niye? Yani bizi kalkıp da bir hükümeti siz enayi yerine koyamazsınız. Bir taraftan bize vuracaksın, saldıracaksın, bir taraftan işçileri çıkartacaksın, biz size hem prim vereceğiz. Diyoruz ki, 'bu işçiyi çıkarma, 6 ay, 1 sene, hatta sigorta primlerini, şunları, bunları biz ödüyoruz, ödeyeceğiz. Bu insanlar bizim insanlarımız. Çıkarmayın bunları. Çıkardılar. Şimdi peki nerede kaldı bu işin vatanseverliği? Hesapları iyi yapalım biz bu kadar teşvikse teşvik, primse prim bu destekleri veriyoruz. İşte buyurun bakın şimdi tablo ortada. 'Kazandık' diyor. 'Biz hiçbir zaman şöyle de demedik, böyle de demedik'. Yani biz 'teğet geçecek' dediğimiz zaman o odanın ilgilileri çıktılar, bizimle istihza ettiler. Ama şimdi ekonomi gazeteleri filan 'teğet bile geçmedi' diyorlar. İstihdam noktasında gerekenleri söyledik.'' -''BÖYLE ORTAK MÜCADELE OLUR MU?''- Başbakan Erdoğan, ''İşsizlik hedefiniz de tutmak üzere'' denilmesi üzerine de ''Tutacak zaten tutacak. Hedefe geldik zaten, şurada bir şey kalmadı. Yenisi açıklansın göreceksiniz, evelallah tutacak. Niye? Çünkü hizmet sektöründe çok ciddi gelişmeler var'' dedi. Dünyada turizmin ciddi manada gerilediğini, destinasyonlarda düşüşler olduğunu, Türkiye'de ise ilerleme olduğunu dile getiren Erdoğan, tarımda da çok ciddi gelişmeler olduğunu, ülkede güven ve istikrar noktasında da sıkıntı olmadığını söyledi. Erdoğan, ''Hele hele şu içeride birbirimizle uğraşmasak, yani terör belasını muhalefetle beraber el ele vermek suretiyle birlikte ona karşı bir mücadele platformunu oluşturabilsek inanın bir sıçrama yaparız. Ama biz Yüksekova'da, Şemdinli'de mücadele verirken, Ankara'da birileri çıkıyor aykırı aykırı açıklamalar yapıyor. Şimdi böyle bir ortak mücadele olur mu?'' diye sordu. İngiltere Başbakanı David Cameron'ın kendisiyle görüşmesinde ''Biz muhalefetle beraber bu mücadeleyi verdik. Biz muhalefetteydik, iktidarla beraber bu mücadeleyi verdik'' dediğini aktaran Erdoğan, ''Aynı şeyi Sayın Zapatero ile görüştüğümde de aynı şeyi söylüyor. Biz de ülkemizde bunu niçin yapmıyoruz, niye yapamıyoruz?'' dedi. Erdoğan, ''Yeni bir çağrınız olabilir mi referandumdan sonra bir kez daha masaya toplamak Sayın Kılıçdaroğlu'nu, Sayın Bahçeli'yi?'' sorusu üzerine de, ''Her zaman bu çağrımız var. Her zaman var'' karşılığını verdi. -''MEVSİM NEDENİYLE ENDİŞEM YOK DEĞİL''- Halk oylamasında nasıl bir hava gördüğünün sorulması üzerine de Erdoğan, ''Toplamda olumlu bir havayı görüyorum. Bunda huzurluyum. Tabii buradaki bu olumlu havanın ne kadar yüksek olacağı, bunu da önemsiyorum'' dedi. Başbakan Erdoğan, ''Katılım oranı yüksek olur mu sizce?'' sorusuna da, ''Mevsim nedeniyle endişem yok değil, o biraz katılımı olumsuz belki etkileyebilir'' yanıtını verdi. Erdoğan, 2007'deki halk oylamasında yüksek oranda ''evet'' sonucunun çıktığının ifade edilmesi üzerine de şu değerlendirmeleri yaptı: ''Burada dikkat ederseniz muhalefetin cumhurbaşkanlığıyla ilgili olanda, o 4 seneye indirilmesi süreçleri orada muhalefet tabii adeta bir genel seçim havasına filan sokmamıştı. Şimdi böyle bir kara propaganda var. Bir genel seçim havasına sokma gayreti var. Bir güven oylaması havasına sokma şeyi var. Bu süreçteki olumsuz tek yan bu. Ama bunun dışında, özgürlükler noktasında ileri demokrasi noktasında, gelecek haklar noktasında ki bundan öncekiler böyle bir geniş paket değildi, burada daha geniş bir paket söz konusu. Tabii bu geniş paketin oylanması sebebiyle de dikkat edilirse 2 tane Anayasa Mahkemesi ve HSYK gibi iki önemli kurumun yapısı burada vatandaşın önüne getiriliyor. Bunlar büyük önem arz ediyor. Bunun için de özellikle dikkat ederseniz, o 'hayır' cephesi farklı bir gayretin içinde. İşte CHP, MHP, BDP, TKP, İP, YARSAV ve malum bir kısım medya, çeteler, burada böyle bir gayretin içindeler ve ciddi manada da bir çalışma yapıyorlar.''
<< Önceki Haber Başbakan TÜSİAD'a niçin kırgın? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER