Asker siyasetten uzak dursun dediysek, ağzını hiç mi açmasın? Terör ve güneydoğu konusunda fikrini hiç mi söylemesin?
- Efendim, onun asli görevi
yurt savunmasıdır, işine baksın.
***
Biraz insaf ve iz’an lâzım.
Deprem olur, yardıma ilk koşan asker’dir. Sel olur, çığ olur,
yangın olur, yetiş asker. Uçak kazası olur, helikopter faciası olur, koş asker. Ağaçlandırmada bile, çalış asker.
E hani asli görevi sadece yurt savunmasıydı?
Hayır.
Her şey ondan beklenecek. Ama hiçbir konuda ağzını açıp konuşmayacak.
***
Bu da yalan.
Birilerinin hoşuna giden lâflar edecekse, konuş asker... Şu utanmazlara haddini bildir asker.
Mesele budur.
Darbeleri
teşvik ederken, muhtıraları alkışlarken asker ne karışıyor demek hiç akıllarına gelmez ama beğenmedikleri bir laf ederse, sus asker.
Niye sussun?
Terörle o boğuşmuyor mu? Senin turist olarak bile giremediğin yöreleri o gözlemiyor mu?
Konuştuğu da nedir ki?
Vatanın bölünmezliği’yle ilgili birkaç cümle... Siyasetle ilgisi yok.
***
Eleştirenlere de bir bakar mısınız? Kimler?
28 Şubat’ın ayıpları hâlâ paçalarından akan adamlar bunlar. Hiç utanmıyorlar.
Haa... Bunlar böyledir de, öbürleri nasıldır? En demokrat olanı bile çıkıp demiştir ki 12 Eylül’de:
- Bu ihtilâller hep bizi mi buluyor?
Yani, başkasını bulsa
itiraz etmeyecek... Yâni, ihtilâlden şikâyeti, sadece muhatap olmak...
Nitekim 28 Şubat’ta ne kadar mutluydular.