Yeni anayasa yapımı partilerin uzlaşmasına kaldı, iyi de oldu.
Bu
seçimin birinci galibi şüphesiz
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ve AK Parti’dir. Söylemini ve icraatlarını toplumun en azından yarısı kesinlikle destekliyor. Bunu teslim etmeliyiz.
İkinci önemli galibi ise
Kürt siyasi hareketidir. Özellikle Güneydoğu’da tam anlamıyla bağımsızların diğer bir deyimle BDP’nin geçmişe göre ilerleyen egemenliği ortaya çıktı. Hakkari’de yüzde 82, Van’da yüzde 60’ın üzerinde, Diyarbakır’da da benzer şekilde yüzde 60’ın yine üzerinde bir orandan söz edebiliriz.
Şırnak,
Siirt, Muş, gibi kentlerde de
oy oranları çok yüksek.
Üçüncü başarılı siyasi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’dur. 2007 Temmuz seçimlerinde
CHP’nin yüzde 20.88’lik oyunu yüzde 26’ya çıkarmış görünüyor. Bu yüzde 5’lik bir artış anlamına geliyor. Yani kendi içinde yüzde 25’lik bir artış anlamına geliyor.
Devlet Bahçeli’yi de başarılılar arasında sayabiliriz. Başına gelen
kaset kazaları az buz bir şey değildi. Onların seçim kampanyası enerjilerini söndürücü bir etki yaptı. Buna rağmen 2007 seçimleriyle karşılaştırıldığında aldığı oy oranını küçümsememek gerekir. Ancak dilini de dünyaya bakışını değiştirmesi gereken bir noktaya geldiğini de vurgulayalım.
Uzlaşma mecburi
Meclis’e gelecek milletvekillerine baktığımız zaman sayılar ilginç sonuçlara neden oluyor. Birincisi Başbakan anayasayı tek başına değiştirecek kadar milletvekilliğini kazanamadı. O zaman yeni anayasa yapımı partiler arasında uzlaşmaya kalmış görünüyor. İyi de oluyor. CHP, oy sayısında artış sağlamasının nedenlerinden birisi hiç şüphesiz siyaseten uzlaşmacı bir yeni dil tutturmasıydı. Kişisel konuşmalarındaki sertliğe rağmen siyasi çözüm önerilerinin uzlaşmacı olduğunu vurgulamak isterim.
Anayasa değişikliği,
Kürt sorununa çözüm, asker
sivil ilişkisinde siviller lehine tutumu yeniydi ve olumluydu. Seçmen bunu destekledi. Kılıçdaroğlu da bu şekilde rüştünü ispat etmiş oldu. Şimdi uzlaşmacı bir dille yeni dönemi okuması gerekiyor.
Yarından itibaren temel olarak anayasa değişikliği konusu gündeme gelecek. Tabii bu uzlaşma Kürt sorunuyda birleştirilerek yürütülmek zorunda.
Türkiye yeni bir döneme giriyor. Umarız siyasi liderler, yeni tabloyu bir gerginlik için değil, bir çözümsüzlük için değil uzlaşma olarak anlayıp okuyabilirler.
Yeni anayasa gündemde
Toplumun iradesine saygı göstermek gerekiyor. Toplumun en azından yarısı AK Parti’nin 8.5 yıllık uygulamalarından memnun ve bu iktidarın devamını istiyor. Tabii umuyoruz ve bekliyoruz ki, Başbakan Tayyip Erdoğan da Türkiye’nin kilitlenmiş konuları çözmek konusunda muhalefetle, geçmişten farklı olarak daha iyi bir
diyalog içine girer. Kalıcı çözümlere yönelir.
Asker gölgesi yok
Türkiye ilk kez asker gölgesi olmayan bir seçim yaşadı. Bu da tarihimizde bir ilk ve olumlu bir durumu ifade ediyor. Çünkü şimdiye kadar her seçim bir şekilde militarizmin etkisi altına giriyordu. Bu nedenle toplumsal irade serbest olarak kendisini ifade edemiyordu.
Tabii bu seçimin en önemli handikaplarından birisi yüzde 10 barajıydı. Bağımsızların bu engelleri aşarak Meclis’e geçmişe göre daha fazla sayıyla girmeleri de yeni bir durum.
Şimdi yeni anayasa için düğmeye basılmasını bekleyeceğiz...