Orada
teknik adamlar kameralar önünde birbirlerine sert dokunurlar.
Mourinho-Arsene
Wenger, Ferguson-Wenger, Ferguson-Mourinho ünlü çatışmaları temsil eder.
1996 yılında ise
Newcastle M.
United şampiyonluk yarışı yaparken Kevin Keegan ile Ferguson atışmaları manşetleri çalmıştır.
İngiltere'nin
futbol oyununun beşiği olduğunu bilmeyenimiz kalmadı. Sadece beşik olmanın orijinal bir tarafı yok. Zaten
İngiliz futbol evrenini büyüten o beşik üzerinde yapılan ince işçilikler, boyamalar ve sert köşeleridir.
İngiltere futbol kamuoyu konu futbol olduğunda kalemi sivritmeyi de iyi bilir, gerginliğin gazını almayı da!
Örneğin 1996
Avrupa Futbol Şampiyonası yayıncısı ITV Keegan-Ferguson gerginliğini mizahi bir reklam
kampanyasında kullanmayı ustaca başarmıştır.
Şampiyonada iki teknik adamla yorumcu olarak anlaşan televizyon
billboard reklamlarında "United For The Cup" sloganıyla ikisinin fotoğraflarını bir araya getirmiş, hiçbir konuda anlaşamasalar da '
kupa için birleştiler' mesajını vererek Churchillvari bir
siyaset uygulamıştır..
İngiltere bugünlerde içinde üstü kapalı bir intikam duygusu da barındıran benzer bir mizah üzerinde hayli eğleniyor. Mizahın konusu bu kez teknik adamlar değil, bir
Arjantinli bir
futbolcu..
Daha önce
M.United forması giyen ve şimdilerde M.United'ın ezeli rakibi M.City'de sarsıntılı bir dönem geçiren Arjantinli
Carlos Tevez..
Futbol kariyeri başlı başına fırtınalar ve karmaşık ilişkiler tünelinde gelişen Tevez,
Manchester City'nin
Bayern Münih'le oynanan
Şampiyonlar Ligi maçında sahaya yedek çıkmayı reddedince
Mancini tarafından "O artık bitti." sözleriyle gözden çıkarılmıştı. Tevez, yanlış anlaşıldım dese de Tevez için işler beklediği kadar iyi gitmedi.
Arjantinli'nin son olarak Manchester şehri ile ilgili söyledikleri milliyetçi Manchester halkı için yenilir yutulur cinsten değildi.
"Bu şehir çok sıkıcı, buraya turist olarak bile gelmem." deyince hiçbir konuda birbirleriyle anlaşamayan M. City ve M. United taraftarları birleştiler.
Bu kez 96'da İTV televizyonunun kullandığı kampanyanın benzerini bir
bahis firması organize ediyor. Bir çöp kamyonunun iki tarafını United ve City renkleriyle donatan şirket kızgın Manchester halkından 32 numaralı
mavi ve kırmızı Tevez formalarını atmalarını istiyor. Şehirde çöpe atılan onlarca Tevez forması yeni verilecek bir başka formaya duyulan
iştah olsa bile yapılanın iyi bir futbol ülkesinde
temiz bir kampanya olduğunu kimse savunamaz...
Kısacası iki ezeli
rakip yıllar sonra ikinci kez başka bir elin marifetiyle anlaşmış gözüküyor.
Son yılların en heyecanlı Manchester
derbisi
İngiltere'de bugün televizyonun en görkemli ürünü
Manchester United-Manchester City maçı olacak.
Televizyonun geçtiğimiz iki yıldaki istatistiklerine bakıldığında kaydettiği
seyirci sayısı her defasında 10 milyon civarı, Londra'dan sonra en fazla
radyo istasyonuna sahip olan şehirde günlerdir City'nin United'ı
Old Trafford'da yere indirip indiremeyeceği ile United'ın yine keyifli bir
pazara uyanması ihtimalinin yüksek olduğu atışmalarının haberleri yer alıyor. Hem görüntülü, hem sesli medya yine muazzam bir
rating yapacak.
İngiltere zamanın neresinden bakarsanız bakın Londra'yı akla getirir. Siyaset, sanat, ekonomi ve tarih önce Londra'da yazılır.
Kuzeye doğru yürüdükçe büyük açılımlar aslında yine dönüp Londra'yı etkisi altına alır.
Kuzey hem vahşi hem romantiktir. Son olay içinde taraftarlık romantizmini barındırıyor gibi görünse de aslında vahşi bir dile sahip.
1970'lerin sonunda Arjantin ile İngiltere arasındaki Falkland savaşının yıllar sonra Arjantinli Tevez'in Manchester şehrini
hedef alan sözleriyle akıllara yeniden geldiğini kimse inkâr etmiyor.
Aslında çağdaş medya dili şehir derbilerini anlatırken en büyük haksızlığı Manchester'a yapar. City ile United; Milan-
İnter, Boca-River,
Celtic-Rangers'a gösterilen rağbetten payına düşeni nadiren alır. Başta Celtic ile Glasgow'da olduğu gibi başa baş bir
rekabet, nefes kesici maçlardan bahsetmiyoruz. Bir asırdır bir tarafın diğerini hep gölgelemesine karşın, gölgede kalan tarafın her dönemde kendilerini şehrin gerçek hakimi gören güven ve gurur tablosundan bahsediyoruz.
Alex Ferguson 23
Eylül 1989'daki 5-1'lik Manchester City yenilgisini hayatının en acı tecrübesi olarak tanımlar. Manchester United için 100 yılı aşkın derbi tarihinin en dramatik mağlubiyetlerinden birisidir. Gelecekte futbolun
efsane isimleri arasına girecek olan
genç Ferguson için ışıltılı bir kariyerin şafak vaktidir.
Bugün sadece İngiltere değil hemen hemen tüm dünya, Old Trafford'daki Manchester derbisini izleyecek. United evinde son 25 maçın 24'ünü kazandığı için favori. City ise bu yıl ülkenin en iyi iki
takımından birisi olarak Old Trafford'a geliyor.
Konu futbol olduğunda aslında tüm ezeli rekabetlerde olduğu gibi anlaşmakta güçlük çeken iki takımın İkinci Dünya Savaşı'nda Old Trafford Stadı'nın bombalanması nedeniyle maçları M.City'nin Maine Road Stadı'nda oynamak için yıllık 5000 paund karşılığında anlaştıkları konuyu bir tarafa bırakırsak, iki takım yıllar sonra yeni bir derbi için sahaya çıkarken tarihte ikinci kez "Tevez" konusunda ortak düşünüyor.
Bugün Lig TV'nin canlı yayınlayacağı maçı izlemeyi düşünüyorsanız, bir de Tevez üzerinden gitmenizi öneririm..
Bitirirken, bir parça pazar yazısı kıvamında kaleme alınan bu konunun tarihin tüm çatışmalarını ve birleştikleri konuları göz ardı edip iki çağı anlatma metoduyla sadeleştirdiğini lütfen unutmayın..
İyi pazarlar...