Vatandaş Türk yargısının çalışmasından, “
adalet dağıtması”ndan memnun mu, değil mi? Güçlü bir yargı
reformu gerekli mi değil mi?
Şu anda Meclis’te görüşülmekte olan yargıyla ilgili
yasa değişikliklerine tümüyle karşı çıkanlar, önce kendilerine bu soruları sorsunlar ve samimiyetle
cevap versinler.
Türkiye’de yargı “reformu” neredeyse kırk yıldır gündemde.
Konuya sadece “vatandaşa
hizmet” açısından yaklaşıldığı zaman bile ciddi bir “çöküntü” tablosu ortaya çıkıyor.
O tablodaki en somut görüntü de on yılda bitirilemeyen davalar ve
Yargıtay’da birikmiş 1.5 milyon
dosya!..
Bu durumun devam etmesinin önüne geçmek siyasi iradenin ve bizzat yargının kendi görevidir, acil görevidir.
***
Şu andaki çöküntüyü gidermek için Yargıtay’da yeni dairelerin açılması isteniyor.
Hayır deniyor.
Yargıtay’ın yükünü hafifletmek ve süreleri kısaltmak için ara mahkemeler kurulsun deniyor. Hayır diyorlar. Yüksek yargının “birbirini seçmek” üzerine kurulu düzeninin yarattığı “kapalı kast” durumu değişsin ve bütün yargının katılımıyla sağlanacak bir düzen kurulsun deniliyor. Buna da hayır...
CHP’nin önce “halkı direnişe çağıran”, sonra da çalışmaları terk eden
komisyon üyesi milletvekillerinin yargının içinde bulunduğu tablodan çıkarılması için ne yapılmasını istedikleri, bu konuyla ilgili bir fikirleri duyulmadı. Söyledikleri tek cümle “siyasi
iktidar yargıyı ele geçiriyor.” Bu sözü her fırsatta tekrarlayanlar, “peki ne olsun” sorusuna herhangi bir karşılık getirmedikleri sürece de halkı direnişe çağırmak, çalışmaları boykot etmek gibi girişimlerinin hiçbir ciddiyeti olamayacağını görmemekte ısrar ediyorlar.
***
Türkiye’de yargı bugün siyasallaşmadı, yargı hep siyasi idi, “vatandaşa karşı devleti korumak” mantığıyla çalışan yargı, siyasetin ta kendisini yapmaktadır.
12 Eylül’de
darbe yapıp iktidarı ele geçirenlerin istediği gibi çalışıldığının, yukarıdan talimatla idam cezası verildiğinin tanıklıklarıyla dolu bir yargı tarihimiz var.
Askeri yönetimin istediği gibi işleyen yargı, siyasetin emriyle çalışan bir yargıdır. Bunun yüzlerce değil binlerce örneği vardır.
***
Yargının olduğu gibi kalmasını isteyenlerin, iki vatandaşından birisinin yargıyla ilişkisi olan bir ülkede bu taleplerine nasıl bir karşılık bulacağını tahmin etmek zor değildir.
Sosyal demokrat bir siyasetin yargı konusunda, bizim yargımız konusunda çok daha köklü reformlar talep etmesi ve bunun önerilerini getirmesi gerekir.
Vatandaşa hizmet vermek değil devleti korumak üzerine kurulu bir yargı sistemine karşı çıkmak yerine “bugünkü yargı düzeni olduğu gibi kalsın” mücadelesini vermeye çalışmak en kaba devletçi ruhun ürünüdür ve CHP bu kadar önemli bir konuda o noktada durmaya devam ediyor.