‘One minute’ün rövanşı


Ermeni soykırımı konusunda Ankara’nın yanlış siyasetlerinin sonucu, Türkiye’nin uluslararası alanda gereksiz sıkıntılar yaşaması oldu. Dünya kamuoyunun ilgili kesiminde bu meseleye ilişkin kuşkular ortadan kalkalı çok oluyor. Buna rağmen resmi siyaset, durumu kabul etmek ve mantıklı bir konuma gelmek yerine, örneğin her yıl ABD Başkanı’nın konuşma yapacağı 24 Nisan öncesinde kendisini mide ağrıları yaşamaya mahkûm ediyor. ABD Kongresi’nin Ermeni soykırımı kararı almasını önlemek veya Başkan’ın “soykırım” sözcüğünü kullanmamasını sağlamak Türk diplomasisinin yıllık oyunu olarak bir gelenek halini aldı. Her defasında aynı şey oluyor; ABD Kongresi’ne bir karar tasarısı geliyor, Ankara ABD yönetimleri nezdinde bütün imkânlarını kullanarak tasarının Kongre’den geçmesini engelliyor. Engelleme faaliyetine, uzun süredir ABD’deki Yahudi lobileri de önemli katkılarda bulunuyordu. Bunun bir nedeninin “soykırım” kavramının “Yahudi soykırımı” olarak kalması isteği olduğu söyleniyordu. Nedeni ne olursa olsun, Yahudi lobileri bu meselede Ankara’ya hep yardım etmiştir. *** Yakın yıllarda, bazı Yahudi çevrelerinin, Ermeni soykırımını kabul etmelerine rağmen yine de Ankara’ya yardımcı oldukları da biliniyordu. Ama ABD başkentinden gelen son haberlere göre Yahudi lobileri bu yıl, Ankara’ya destek olmak yerine tam tersine bir politika izleme eğiliminde. Bu değişikliğin nedeni hakkında uzun tartışmalara ve araştırmalara gerek yok, yeni tavrın Erdoğan’ın Davos’taki “one minute” gösterisinin ve artçı gösterilerinin rövanşını almak olduğu çok açık. Diğer yandan bu sayede Türkiye, “yıllık 24 Nisan sıkıntılarından” da kurtulmuş olacağı için 4 Mart 2010’da tasarının oylanmasının “hayırlı” olacağı da söylenebilir. *** Öte yandan da Yahudi lobilerinin ABD Kongresi’nde Ermeni soykırımı kararı çıkması yönünde çalışmasıyla, İsrail ile ilişkilerin olumsuz seyri daha da derinleşecektir. Bir İsrailli diplomatın Tel Aviv Büyükelçimize yaptığı muamelenin yarattığı kriz çabuk atlatılmıştı. Ancak Ermeni soykırımı meselesi Ankara’nın yürütmekte ısrarlı olduğu politika dolayısıyla çok daha yaralayıcı olacaktır. Uluslararası politikada heyecan ve duygunun yeri yoktur. Bunlar ancak içeriye dönük olarak kendi halkına sevimli görünmek için kullanılan araçlar olabilir. Başbakan Erdoğan da öyle olduğunu bu kez çok açık olarak görecektir. Ama olayın diğer yanıyla faydasını, 24 Nisan sendromundan kurtulmamızın sağlayacağı faydayı da gözardı etmemek gerek.
<< Önceki Haber ‘One minute’ün rövanşı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER