Askeri
bürokrasi içinde işlerin bir şekilde "kılıfına uydurulması" konusunda hiçbir sorun çıkmaz!
Sorumluların bu şekilde davranmasında "Kol kırılır yen içinde kalır" anlayışının etkisi büyüktür.
Bu sözü kim söylediyse yaptığı yanlışı, hatayı, sorumsuzluğu, kötülüğü, hırsızlığı, hak yemeyi, gıybeti, günahı vb. gizleyebilmek için uydurmuş olmalı.
Ordu gibi 700 binleri bulan parçadan oluşan bir bütün içinde, kol kırıldığında ya da bünyenin herhangi bir yerinde bir hastalık nüksettiğinde, mesela ayağa bir diken battığında gereken yapılmaz,
tedbir alınmaz, sorumlular yasal yollardan cezalandırılmaz, iş kılıfına uydurulur, gizlenir yen içinde kalması
tercih edilirse, o kol kangren olur, o ayak iltihaplanır ve bütün bünyenin hastalanmasına sonunda da ölmesine yol açar!
Şimdi...
Kılıfına uydurma konusunda son örneği dün yine BUGÜN'de okudunuz.
Diyarbakır 2. Hava
Kuvvet Komutanı Korgeneral
Mehmet Veysi Ağar, karargâhında bulunup PKK'ya yönelik hava harekâtını yürütmesi gerekirken
Balyoz sanıklarını ziyarete gitti. Bunun için de askeriyenin uçağını kullandı!
Paşa değil malzeme
"Burada kılıf nerede?"
Paşa, Hasdal'daki Balyoz sanıklarını ziyaret için kaldırdığı Casa uçağını kayıtlara "Malzeme nakli" olarak geçirdi.
İşte kılıf bu.
Bu gidiş-geliş bize, vatandaşlara 15 bin liraya mal oldu!
Paşanın bir
tutukluyu ziyareti için vatandaşın cebinden 15 bin lira harcanıyorsa...
Bilinen örnekler var.
Mesela
Dağlıca Karakolu'nun göz göre göre basılması ve onca şehit verilmesine rağmen Dağlıca'dan sorumlu olanların yıldızları parlatıldı.
Dağlıca saldırısı sırasında şehit sayısı artmaya başlayınca "Gitti benim alay komutanlığı" diyen
Albay Metin Yerlikaya, kendisi 3.Taktik Jandarma
Alay Komutanı'ydı, Dağlıca'dan sonra kariyerinde zirve yaptı ve Jandarma Personel Daire Başkanlığı'na kadar yükseldi.
Demek ki boşuna endişelenmiş!
Önce Çanakkale'ye Alay Komutanı olarak atandı, sonra Van'a Asayiş
Kolordu Komutanı oldu, sonra da Jandarma Personel Daire Başkanlığı'na getirildi.
Oysa zamanın Dağlıca Komutanı
Onur Dirik'in açıklamaları ile bazı belgelerde Dağlıca baskınında
ihmal ve zaafta ilk sorumlu olarak Albay Metin Yerlikaya gösteriliyordu.
Vicdanları rahat
Dağlıca'da kardeşi
Selçuk Gürdal'ı şehit veren
Celalettin Gürdal saldırıyla ilgili ses kayıtlarını ve ortaya çıkan belgeleri inceledikten sonra Albay Metin Yerlikaya'ya 'Vicdanın rahat mı' diye sordu. Albay ise kendisine 'Vicdanım rahat, sen git bu soruyu diğer komutanlara sor' dedi.
Dağlıca 3. Taktik Tümen Komutanı
Yurdaer Olcan. Olcan bugün Balyoz davasından tutuklu. Olcan, Dağlıca saldırısından sonra 2008 şûrasında
korgeneral oldu ve daha önce görev yaptığı komutanlığın bir üst makamı olan Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı'na atandı. Olcan'ın Kolordu Komutanlığı döneminde 4
Ekim 2008'de 17 askerin şehit edildiği
Aktütün saldırısı ile 27
Mayıs 2009'da 7 askerin TSK mayınına basarak şehit olduğu olaylar yaşandı.
Yurdaer Olcan 2010 Askeri Şûrası'nda
Harp Akademileri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı'na getirilerek
Orgeneral Bilgin Balanlı'nın yanına verildi.
Dönemin 21. Jandarma
Sınır Tugay Komutanı
Tuğgeneral Süleyman
Yüksel, Dağlıca saldırısından sonra
Zonguldak Jandarma Eğitim Tugay Komutanlığı yaptı. Sınıftan
paşa olan Yüksel için en son rütbe tuğgenerallik olduğu için 2011'deki şûra sonrasında
emekli oldu. Fakat TSK'nın kurumları ile olan bağlantısı kopmayan Yüksel, Ankara'da askeri okullarda eğitimcilik yapıyor.
Şekilde görüldüğü gibi sadece kol değil, canlar kırılıyor, askerlerimiz şehit oluyor, aynı
karakolumuz aynı yollardan defalarca basılıyor ama sorumlular
terfi ediyor.
Orduda bu işler böyle oluyorsa, ordunun uçağı ile kendisinin Balyoz sanıklarını ziyaretini "Malzeme nakli" olarak kayıtlara geçiren Korgeneral Mehmet Veysi Ağar kesin orgeneral olur artık. Hiç şüphe yok!