-Beyler, istenildiğinde ülkede bir haftada nelerin değişebileceğini gösterdik. İstenildiğinde komplolarla asırlık çınarların nasıl devrilebileceğini ve elimizin ne kadar güçlü olduğunu ispat ettik. Medya desteğimizi de vererek "buradayız" mesajını verdik. Ama bunlar sizleri ve yoldaşlarımızı yaz rehavetine kaptırmasın. Önümüzde çok az vaktimiz olmasına karşın yapılması gereken bir ölüm kalım mücadelemiz var yani yasa değişikliği var biliyorsunuz. -Efendim süreyi uzatılabilecek en uzun süreye çıkardık. Arkadaşlarımız her gün bire bir temas içindeler. Herkes bu yasanın ülkede demokratikleşmenin önünü açacağının ve bizleri bitirecek Silivritepe'ye gönderecek yolu açacağının şuurunda olarak çalışıyor. Ama benim hissettiğim tabloyla bu işin önünü kesemeyebiliriz. Bu yüzden kırmızı ve çetin operasyonları artırmak zorunda. Ortamı daha da germeli. -Beyler yasanın önünü kesme ihtimali yüksek ama garanti değil. Bunu bilerek bu yaz sıcak geçecek demiştim. Sansasyonel eylemlerle oluşturulacak kaos ortamının önünü kesecek değiller ya. Halkın önüne düzenli olarak sandıktan önce cenazeler toplu olarak gittikçe demokratik açılımı da milli duyguları istismar ederek halkı galeyana getirecek bir iki görüntü ve fotoğrafla halkın duyguları nasıl köpürtülmüştü. Şimdi de milli duyguları yüksek kesim içinden yapılacak suikastlarla sokaklarda çatışmalar çıkacak. Halk kendini güvensiz hissedecek. Ve ülkeyi medyamızın desteği ile idare edilemeyecek bir duruma getireceğiz. -Efendim, medya olarak bir haftalık performansımız gayet iyiydi. El altından talimatlarınız iletilince istenilen ortam hazırlandı. Şimdi de eylemler büyütülecek. Küçük bir sokakta yakılacak lastiği sanki şehrin her yeri yanıyormuş gibi göstererek terör her yerde mesajı verilecek. Daha önce yaptığımız gibi. Bundan sonra bizler de kılıçlarımızı tekrar çekeceğiz, merak etmeyin. -Efendim, her şeyi en küçük detayına kadar hesaplamalıyız. Halkoylamasında ılımlı sol da evet diyebilir. Her ne kadar örgüt sessiz kaldığını deklare etse de el altından hayır diyeceklerini söylemişler. Bu işimize geliyor ama grupları daha da şiddetin içine çekmeliyiz. O bölgeyi hareketlendirdik. Her gün evlerinde acı ve gözyaşı var. Onlara ümitlerini kaybettiriyoruz. Evlere adamlarımız gidiyor. Devletin ve iktidarın aleyhinde söylenecek en ağır sözler söylenerek kin ve düşmanlık tohumları saçılıyor. Bu açıdan çalışmalar ümit verici. -2011 seçim çalışmaları nasıl gidiyor? Başkanlık maşkanlık bunların konuşulması bile bizi bitirir. -2011 seçimlerini kazanmak için projeler devam ediyor. Ama söylemler medyamızın gazıyla bir yere kadar gider. İçini doldurmak gerekir. Koalisyonların önünü açmak için temaslar sürüyor. İstediğimiz kaos ortamını oluşturamazsak, suikastlarla partileri parçalayamazsak, iktidarın önünü bu sefer de kesemezsek, bu sefer halkın devlet başkanını seçmesi ile başkanlık sisteminin önü açılır. Biz de o zaman tamamen biteriz. Artık elimizde uydurma dosyalar savaşı ile ne kadar yol alabiliriz bilemiyorum. Bu yasanın önü bu açıdan da kesilmeli. -Devlet içinde önemli birimlerin başlarının değişmesini kaos ve terör açısından fırsata dönüştüreceğiz. İçeriden gelecek tepkilerin yanında emirleriniz gereği büyük şehirlerde meydana gelecek provokasyonlarla bilgi zaafı yaşatılacak, böylece kadrolar el değiştirirken kurumlarda zaaf yaratılıyor haberleri ile iktidar yıpratılacak. Bu fırsat kesinlikle değerlendirilecek. -Bu çerçevede emniyet güçlerine vur kaç türü eylemler daha da artmalı. Bir türlü iki adamı ortadan kaldıramadık. En tecrübeli bombacıları yurtdışından getiriyoruz. Bir hamlede yakayı ele veriyorlar. Bunlar en korunaklı süper devletlerin başkanlarını gözünü kırpmadan ortadan kaldırırlar. Ama bu adamları ortadan kaldıramadık. Oysaki suikast yapmak o kadar basit. Adam her gün halkın arasında. Ama diğerini bir türlü sokağa çekemiyoruz. O hareketi sokağa çekemedikçe sokaklarda, üniversitelerde istediğimiz kaos ortamı oluşmaz. Mutlaka devletin ortadan kaldırması için o hareketi sokağın ortasına çekecek hamleleri ve o suikastları yapmalıyız. O olmazsa kim olur, hemen bir çalışma yapın ve bana getirin! Not: Bu konuşmalar STV'de yayınlanan Tek Türkiye dizisinin karanlık kurulunda geçiyor.