Geçmişin elemi gider lezzeti kalır.
O yüzden geçmişe duyulan özlem hep dile getirilir, tıpkı eski bayramlara duyulan özlem gibi.
İnsan hafızası geçmişin izlerinden tortuları arındırır ve anılarda hep o pürüzsüz resim kalır.
Bu sadece hafızamızın bizi mutlu etmek için yaptığı
küçük bir oyun, bir tür rahmet aslında.
Bu yüzden de geçmişe, geçmiş bayramlara özlem duyulması şaşırtıcı değil.
Ne var ki gerçek, pek de eskisi gibi değil.
Çünkü 50 yıl önceki
Türkiye ile bugünkü Türkiye aynı değil.
Bugün iyi kötü işleyen demokrasisiyle, 10 bin dolarlar seviyesindeki kişi başına milli geliriyle,
ekonomik istikrarını sağlamış, yarının büyüklerine daha iyiyi vadeden bir Türkiye var.
Çocuklarımızı, geçmişin bayram masallarıyla değil, şimdi yaşayacakları güzel anlarla beslemeli, büyütmeliyiz.
Bunu yapmanın yolu da bayramı bayram gibi yaşamaktan geçiyor.
Her şeyden önce yaklaşan
kurban bayramının bir
tatilden çok daha fazlası olduğunu onlara anlatmalı, öğretmeliyiz.
Birçoklarının sandığı gibi bu; 9 günlük bir tatil değil.
Her şeyden önce bu bir dini bayram, manevi bir gelenek, kökleri Hazreti İbrahim'e kadar uzanan, referansları çok derinlerde çok ama çok önemli bir olay.
Toplumsal barışı, uzlaşmayı sağlayacaksak, toplumsal kutuplaşmadan kaçacaksak; işe öncelikle bu bayramda neyi kutladığımız üzerinde anlaşarak başlayabiliriz.
Sadece bizimle değil
Kuzey Amerika dışındaki hiçbir ülkede neredeyse kutlanmayan "Cadılar
Bayramı/Halloween" hadisesini içselleştirmiş, sanki bin yıllık bir geleneğimiz gibi sahiplenmiş insanlar var bu topraklarda.
Amerika'nın bütün eyaletlerini en ince detayıyla bilirken,
Amerikan başkanlarının hayat hikâyelerini ezberlemişken, kiliselerde geçen birçok film sayesinde Hristiyanlığın gizli tarikatlarına bile vakıfken, içinde yaşadığımız toplumun "bayramını" sıradan bir "tatile" dönüştürmek bize yakışmaz.
Dini inançlarımız kuvvetli olmasa bile, sırf bu toplumun bir parçası olduğumuz...
Bu toprakların manevi dinamiklerinin kıyısından, köşesinden dahi olsa beslendiğimiz için...
Sadece bu kadarcık bir bağlantı ile...
Yüzünden bile olsa bayramımıza sahip çıkmalı, çocuklarımıza en azından neyi kutladığımızı doğru dürüst anlatmalıyız.
İşte bunu yapabildiğimiz takdirde, bayramımız bayram olacak.
Herkese ama herkese iyi bayramlar.
Kurban bayramımız bayram gibi olsun.