CHP yetkilileri böyle gittiği takdirde önümüzdeki 50-100 yıl içinde asla demokratik yollardan
iktidara gelemeyeceğini gördüğü için dümeni askeri düzene ve
sokak çatışmalarına kırdı.
Genel Başkan
Kemal Kılıçdaroğlu ise partisinde yaşanan son olayları "Su akar Türk bakar" sözünde ifadesini bulan bir şekilde sadece izliyor.
Şu
Süheyl Batum isimli adamın söyledikleri aslında demokratik bir ülkede yenilir yutulur şey değil.
Adam açıkça askeri
siyasete müdahaleye davet ediyor.
Askeri vesayetin bitmesinden, zayıflamasından rahatsızlığını belirtiyor ve bunun üzerinden askere
çağrı yapıyor.
Bu yaptığı demokratik bir ülkede resmen suçtur ama bu suçu düzenleyen bir
yasa olmadığı için belki kendisine müdahale edilemiyor.
Demek ki hükümetin bu türlü suçları düzenleyen bir yasaya ihtiyacı olacak. Yoksa böylesi şom ağızlar başka türlü nasıl susturulur ki!
Şimdi...
Bu ana muhalefet partisinin iktidar alternatifi olabilmesi mümkün mü?
Asla!
Genel başkan dışında herkes bir acayip.
Neler söylüyorlar, neler ima ediyorlar?
Şu son iki hafta içinde CHP'li sözcülerin söylediklerini alt alta yazalım bakalım karşımıza nasıl bir tablo çıkacak?
. Bu milletin Tunus'tan ve Mısır'dan beter
isyan etmesi lazım.
.
Türkiye sokak sokak direnişe geçmeli.
.
Ergenekon sanıkları CHP'den
aday gösterilmeli.
. Türkiye'de asker kağıttan kartonmuş, biz onu
aslan sanıyorduk...
Ne demek bütün bunlar?
Bunları Deniz
Baykal yapıyordu zaten ve bunlar CHP'ye
halk nezdinde asla puan kazandırmıyordu. Kılıçdaroğlu'nun yönetimindeki CHP de aynı şeyleri yapacaksa ne anlamı var bu değişimin?
Süheyl Batum'un askeri
kağıttan kaplana benzeten açıklamasına
Genelkurmay sert çıktı ve dün yaptığı bir açıklamada "Siyasilerin, Türk Silahlı Kuvvetleri'yle ilgili söylemlerinde daha özenli olmaları ve asker üzerinden siyaset yapmamaları beklenmektedir" dedi.
Peki Süheyl Batum ne yaptı?
Kıvırdı!
Evet tam tabiri ile söylemek gerekirse kıvırdı.
Meğer bütün askerleri değil de
Hilmi Özkök'ü kastediyormuş muş:
"Sayın
Hilmi Özkök, neden kağıttan kaplan? Onların tepesindeki Özkök, "ben kasaplık ete soğan doğramam" diyerek, altınızdaki herkes yargılanıyor, siz nasıl buradan kendinizi kurtarıyorsunuz? İkinci olarak, 27 Nisan'da Sayın Büyükanıt'ın açıklaması, onun üzerine tüm Türkiye'nin kaderi değişti. Hayatı değişti. İnsanlar güvenle yürürken birden her şey değişti. Ben kağıttan kaplanmış derken, TSK'nın genelini kastetmedim."
Meğer Hilmi Özkök'ün ordu içinde askeri
darbe yapmaya yeltenenleri engellemesi Süheyl Batum'u çok rahatsız etmiş.
Demek bu sözlerle hedefi TSK içinde darbeye karşı çıkanlarmış!
Bir süre önce Encümen-i Daniş Başkanı Necmettin Karaduman, Süheyl Batum'u DP'nin başına getirmek için çalıştıklarını söylemişti.
Hüsamettin Cindoruk başaramayacak, yerine Batum geçecekti.
Ama Batum acele etti ve CHP'ye geçti.
Necmettin Karaduman, Süheyl Batum için "Bizde iyi intiba bırakmıştı. Sabret dedik ama sabretmedi" demişti.
Şimdi...
CHP'nin en kısa sürede Süheyl Batum ve onun gibilerden kurtulması gerekiyor.
Aksi takdirde Baykal'ın Ergenekon avukatlığından sonra Süheyl Batum'un ordu içinde askeri darbeyi engelleyen komutanlara yönelik saçmalamaları CHP'yi iyice geriletecek!
Olup bitene bakınca Süheyl Batum'un CHP'yi
baraj altına düşürmek için CHP'ye geldiğini düşünmüyor değilim.
Ha bir de "CHP'de bir genel başkan var mı" diye sormak isteriz.