"Söz gümüşse, sükût altındır" derler. Öyle değil mi Sayın Edibe
Sözen? "Kevin Costner,
Kürt açılımından yana" deyip de, elalemin ağzına düşmeye ne gerek vardı? Üstelik, Kevin Costner'le bu yakınlığın, ticari bir alışverişten doğduğu da biliniyor. Costner, THY reklamlarında oynamadı mı? Ayrıca, kendisi, bir
bilim adamı mı, ya da Kürt konusunda uzman mı ki, açılımdan yana olması,
AK Parti için önemli bir
destek sayılsın? Açılımı, AB ülkeleri ve
Amerika Birleşik Devletleri destekliyor zaten. Costner'in görüşü neyi değiştirir ki! Maalesef bizim Türk insanında, Batı'ya karşı -haydi aşağılık duygusu demeyeyim- bir eziklik var. Bu yüzden ilgili ilgisiz, herkese paye vermekte üstadız.
Siyasetçi, "ip cambazı" gibi hareket etmek zorunda. Yanlış bir hareket,
facia ile neticelenebiliyor. Mübalağa etmeyelim, ortada bir facia yok ama, Kürt meselesinin ciddiyetini zedeleyen bir durum var.
Edibe Sözen, geçen senenin
Ağustos ayında da, Gençleri Koruma Kanunu taslağı hazırlamış, buna göre, ilkokullarda
ibadethane ve pornografik yayınlarda bir nevi
fişleme teklif etmişti. Tayyip Erdoğan'ın uyarısı üzerine, bunun bireysel bir çalışma olduğunu söyledi ve geri çekildi.
***
Birkaç gün önce de,
Selma Kavaf, potaya düştü;
aile yapısını bozan diziler için şifre uygulanmasını önerdi. Belli ki bir soru üzerine böyle konuşmuştu. Yoksa yıllar önce Dallas dizisini şifresiz izleyen Türk halkı,
yerli dizilerden mi korunup kollanacaktı?
Sinek küçük ama
mide bulandırır. Özellikle, söz konusu kişi, muhafazakâr bir partinin bakanıysa ve bu parti halkın bir kesiminde hâlâ kuşku uyandırıyorsa, daha özenli davranmak gerekir.
Hem Edibe Sözen, hem de Selma Kavaf, fevkalâde değerli, iyi eğitim almış kadınlar. Herhalde, medyanın alâkasızlığından olacak, yaptıkları hiçbir ciddi iş gündeme gelmezken, seslerinin sadece bu gibi lüzumsuz çıkışlarla duyulması, partilerinin yanı sıra onlara da zarar veriyor. Siyasette, zaten çok az sayıda kadın yer buluyor.
Edibe Sözen Genel Başkan Yardımcısı, Selma Kavaf ise,
Devlet Bakanı. Onlar bizim temsilcilerimiz sıfatıyla, erkek
egemen bir siyasette ön sıralara gelebilmişler. Bu yüzden, polemik yaratan tavırlarla değil, daha ciddi olaylarla gazetelerde yer almaları en büyük dileğimiz.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN