Hukukun üstünlüğünden dem vuranlar, hâkimlerin siyasi ve ideolojik tavırlarının kararlarda etkili olduğu hususunu
ihmal etmesinler.
1961
Anayasası'nda 5 üyeyi
Meclis ve Senato seçiyordu. 12
Eylül Anayasası "daha tarafsız olur" düşüncesiyle yetkiyi
cumhurbaşkanına verdi.
7 yıl
Evren cumhurbaşkanı idi. Ardından
Özal sadece 2 kişi,
Sacit Adalı ve
Haşim Kılıç'ı atayabildi. Adalı ve Kılıç, kritik davalarda çoğunluğa hep ters düştüler. Demirel'in atamaları, 28 Şubat'a denk geldiği için, dönemin manâ ve ehemmiyetine uygundu!
Yaşadığımız tecrübeler, üyelerin cumhurbaşkanı tarafından atanmasının tarafsızlığın teminatı olmadığını acı bir şekilde gösterdi. Şimdi, yeni bir sisteme geçilecek.
Millet ile Yüksek Mahkeme arasında göbek bağı yeniden kurulacak.
Fransa'da, Anayasa Konseyi,
görev süresi 9 yıl olan ve yenilenmeyen 9 üyeden teşekkül ediyor. Anayasa Konseyi, her 3 senede bir 3'te 1 oranında değişiyor. Üyelerinden 3'ünü cumhurbaşkanı, 3'ünü Millet Meclisi Başkanı, 3'ünü de Senato Başkanı seçiyor.
Alman Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinin tamamını parlamento seçiyor.
İspanyol Anayasa Mahkemesi üyelerinin 8'i parlamento tarafından 5'te 3 çoğunlukla, 2 kişi hükûmet, 2 kişi Adalet Genel Konseyi tarafından seçiliyor.
İtalya'da Anayasa Mahkemesi 15 hâkimden oluşuyor. Bunlardan 5'ini cumhurbaşkanı, 5'ini birleşik toplantı yapan parlamento, 5'ini ise yüksek genel ve idari hâkimler 9 sene için seçiyor.