Teğmen
Mehmet Ali Çelebi'nin cep
telefonuna, Emniyet'te, Mahmut
Oğuz Kazancı'nın telefon numaralarının yüklendiği ortaya çıkınca,
kıyamet koptu. Hatta, perşembe akşamı, CNN Türk'te,
Kemal Kılıçdaroğlu, Çelebi, bu tertip yüzünden
Ergenekon davasına dahil edilmiş gibi konuştu. Oysa olay bambaşka. Bir ana muhalefet liderinin, hiç araştırmadan, ağzına geleni söylemesi de çok üzücü.
Neriman ve
Kemal Aydın ile Durmuş Ali
Özoğlu adlı kişiler,
Harp Okulu'ndan öğrencileri devşirip, kendi ideolojilerine kazandırmakla suçlanıyor. Bu talebelerden biri, Mehmet Ali Çelebi. Çelebi, Noyan Çalıkuşu, Eren
Mumcu,
Yaşar Tozkoparan, Hasan Hüseyin Uçar isimli arkadaşlarıyla birlikte, Aydın çiftinin yakın çevresinde bulunuyor.
Bu arada, Neriman ve Kemal Aydın'ın yönlendirmesiyle, Çelebi'nin Hizb-ut
Tahrir terör örgütüyle ilişkiye geçmesinin sağlandığı belirtiliyor.
Mehmet Ali Çelebi,
Hizb-ut Tahrir üyesi
taksici Süleyman Solmaz ile temas kurmuş; onun aracılığıyla, örgütteki kişilerle görüşmüş. Hatta arkadaşı Noyan Çalıkuşu'yla birlikte örgüt mensuplarının fotoğraflarını çekip, Neriman ve Kemal Aydın'a vermişler.
Bunların hepsi
iddianamede var. Zaten, Mehmet Ali Çelebi, bu örgütle temasa geçtiğini kabul ediyor, "Amacım istihbarat toplamaktı" diyor.
İddianame,
İstanbul Emniyeti'nde, Çelebi'nin telefonuna yüklenen numaralara hiçbir şekilde dayandırılmamış.
Mehmet Ali Çelebi, Aydın çiftinin himayesi altında, Ergenekon adına, Hizb-ut Tahrir'e sızmakla suçlanıyor.
Peki
Neriman Aydın kim?
Sadece Şener Eruygur'a yazdığı iki mektuptan söz edelim:
5.3.2004: "Türk milletine gizli öncülüğünüz, bunların defterini dürmeğe yetecektir."
20.7.2004: "Bu kez yapacağınız ihtilâlin tam
bağımsızlık ve ulus devlet varlığından yana olmasını, vatan v
e devlet hainlerinin ise, kafalarını almasını dileriz."
Kemal Kılıçdaroğlu, acaba kimlerin avukatlığını yaptığının farkında mı?
SABAH