Balyoz belgesindeki bazı maddi hataların -kasıtlı olarak- kafa karıştırmak maksadıyla sonradan belgelere dahil edilmiş olması ihtimali yok mu?
Bence var.
Gölcük'te çıkan 5 no'lu hard
disk hakkında, Askeri Bilirkişi Heyeti'nin beyanlarına bir göz atalım. Bu
heyet, Balyoz iddianamesinde yer alan
Suga ve
Oraj harekât planlarıyla ilişkili 144 adet dosyanın 28 Temmuz 2009'dan sonraki bir tarihte, tarih ve saati değiştirilmiş bir başka bilgisayardan aktarılarak kaydedildiğini ileri sürüyor. Demek, daha sonra kaydedilmiş olmasına rağmen, herhangi bir belgenin eski bir tarih ile son kaydı yapılabilir.
Gölcük'te
İstihbarat Karşı Koyma (İKK) biriminde,
Binbaşı Kemalettin Yakar'ın odasının zemininden çıkan 5 no'lu hard diske ulaşıp, kim bu manipülatif kaydı yaptı? Unutmayalım ki, tutuklanıp sorgulanan kişiler, 5 no'lu hard diskin kendilerine ait olduğunu kabul ediyorlar. Son olarak bu hard diski 28 Temmuz 2009'da kullandıklarını söylüyorlar. Ama hard diskin içinde yer alan Suga ve Oraj harekât planlarından haberdar olmadıklarını beyan ediyorlar. Askeri Bilirkişi Heyeti'ne göre, birileri, 28 Temmuz 2009'dan sonraki bir tarihte, nerede olduğu belli olmayan bir bilgisayardan yararlanarak, eski tarihli bir
kayıt yapmış.
Bilirkişi Heyeti'nin bu tespiti, "
Çete bu planı hazırladı" anlamına geliyorsa, Gölcük
Donanma Komutanlığı'nın kalbine kadar giren "çete" askerlerden müteşekkil olmalı.
Peki ya, çete değil de, bir başka cunta "karartma maksadıyla" bunu yaptıysa?
Diyebilirsiniz ki: "Karartmayıp, delilleri, tamamen ortadan kaldırsaydı ya!"
Buna cevabım şöyle:
Türk Silâhlı Kuvvetleri içindeki cunta oluşumları Balyoz'dan sonra da birbirini takip etti. Dolayısıyla, söz konusu belgeler, "bir gün yararlanırız" diye saklanıp, ele geçtiği takdirde düzmece havasını yaratacak kayıtlar ilave edilmiş olabilir. Belki de, muhafaza edilmesinin sebebi, bir gün
şantaj için kullanmaktır.
İki iddia var.
Birinci iddia: 5-8
Mart 2003'teki
Harp Oyunu'nun belgeleri, 2003 Ağustos'undan sonra, Birinci Ordu'nun kozmik odasından, dönemin
Genelkurmay Başkanı
Hilmi Özkök marifetiyle dışarı çıkarıldı. (Bizzat
Çetin Doğan bu iddiayı seslendiriyor.) Bu sayede, birileri (Çete), plan seminerindeki jenerik
senaryoya göre, Balyoz
darbe planını hazırladı. (Bu iddia doğruysa
Hilmi Özkök de, sahtecilerin işbirlikçisi oluyor)
İkinci iddia: Çetin Doğan, darbe planını hazırlattı.
Harp Oyunu, bunun kamuflajı olarak kullanıldı. "Sadece dış tehdit boyutu olmaz, iç tehdit de senaryoya dahil edilsin" diye ısrar etmesinin sebebi buydu. O toplantıda,
komutan Çetin Doğan'a tekmil veren X şahıs aynen şöyle diyordu: "Gözaltına alınan ve tutuklananlar, başlangıçta
Üsküdar bölgesinde
Burhan Felek Tesisleri'nde,
Ümraniye'de Netaş misafirhanesinde, Kadıköy'de
Fenerbahçe Stadyumu'nda toplanacak ve bilahare sorgulanmak üzere Ümraniye Kapalı Cezaevi'ne götürülecek.
Jandarma ve polis
sorgulama timleri vasıtasıyla sorgulanacaktır."
Aynı jenerik senaryoda, Milli Mutabakat Hükûmeti'nin kurulması, MİT'in başına bir askerin
tayin edilmesi gibi konuların yanı sıra, Balyoz darbe planıyla benzerlik arz eden paralel söylemler mevcuttu. Amaç, planın ortaya çıkması halinde "karartma" yapılmasını kolaylaştırmaktı.