HSYK bu kez
istifalarla gündemde...
Yargıtay ve
Danıştay'dan seçilen 5 üyenin 4'ü görevlerini bıraktı. Sadece Ali
Suat Ertosun yerinde kaldı. İstifacılardan Musa Tekin'in
görev süresi dolmak üzereydi. Birkaç günü kalmıştı.
Kadir Özbek de son günlerini yaşıyordu, aralık ayında ayrılacaktı.
Özbek'in basın toplantısında sürelerinin dolmakta olduğunu hatırlatan gazeteciye '
ucuz kahramanlık yapmıyoruz' şeklinde
cevap vermesi gerçeğin itirafı gibiydi.
Kurul'da son günlerini yaşayan Tekin ve Özbek istifa etmese de gideceklerdi. Feragatte bulunmuş değiller yani. İstifa etmeseler de yeni dönemde zaten yoklardı.
Diğer ikisi için durum farklı... Ayrılmamış olsalardı, yeni HSYK'da iki yıl daha görev yapma imkânları vardı. Kurul'un 5 üyesinden 4'ünün istifa etmesi kuşkusuz önemli... Ancak bir deprem veya
kriz değil. Olağan bir gelişme. Referandumun
doğal sonucu... Halkın yüzde 58'i HSYK'nın yapısının değişmesini istedi.
'Evet' oylarının yüksek çıkmasında HSYK'nın kamuoyundan tepki çeken uygulamaları büyük rol oynadı. Özellikle de kamuoyunun yakından takip ettiği davaların hâkim ve savcılarına dönük müdahale girişimleri kurulu çok yıprattı. Vatandaş referandumda sandığa giderken ağırlıklı olarak HSYK'yı düşünerek oyunu kullandı. 'Oylanan HSYK idi' dense yeri...
HSYK üyeleri yüzde 58'e tepkisiz kalamazdı. Halkın mesajını doğru okuduklarını istifa ederek gösterdiler. Başka gerekçeler seslendirilse de istifaların gerçek nedeni 'yüzde 58
evet' rakamıdır. Tersinden bir soru bunu doğrular: Sandıktan 'hayır' çıksaydı yine istifa ederler miydi? Hiç sanmam. Sürelerini son dakikasına kadar tamamlarlardı.
Kurul'un güçlükle çalıştığı gerçeği bugünün tespiti değil. Birkaç yıldır Kurul 'atama kararlarını' çıkarmakta ciddi zorluklar çekti.
Korsan kararnameler, yürüyen davalara müdahale girişimleri HSYK'yı adeta bloke etti. En son unvanlı kararname sıkıntısı da bu yüzden çıktı. İstifa eden üyeler kritik davaların hâkim ve savcılarını değiştirmek için harekete geçti. Kurul'un başkanı
Adalet Bakanı haklı olarak müdahaleye 'dur' dedi.
Belki unutulmuş olabilir, anayasa değişikliğini tetikleyen en önemli faktör HSYK'da yaşananlardı... Yoksa anayasa konusu AK Parti'nin gündeminden düşmüştü.
12
Eylül akşamı eski HSYK ömrünü tamamladı, yeni HSYK'nın oluşumu start aldı. Her ne kadar geçici madde üyelerin devamını öngörse de etik, vadesini tamamlayan Kurul'la birlikte üyelerin de ayrılmasını gerektiriyordu. Hele o üyeler eski halin muhafazası için çaba harcamış ve sonunda kaybetmişlerse... O koltukta oturmaya devam etmeleri yanlış olmaz mı?
Ben istifaları 'olağan ve normal, referandumun doğal sonucu, yüzde 58'in gereği' olarak değerlendiriyorum.
Kadir Özbek ve arkadaşları olması gerekeni yaptı. Benim anlayamadığım,
Ali Suat Ertosun'un niye yerinde kaldığı... Ertosun kararnamelerde adı öne çıkan isimlerdendi. Arkadaşlarının istifa gerekçelerini haklı bulmasına rağmen o nedense ayrılmadı.
Gerekçesini de 'Bilgilerimi, birikimlerimi gelecek arkadaşlara aktaracağım.' diye açıkladı. Bilgi ve birikim için Kurul'un arşivi yeterli değil mi? Bu gerekçe bana pek ikna edici gelmedi. Gerçi 'Bu sonuna kadar gideceğim anlamına gelmez' diyerek istifa kapısını açık tuttu. Ertosun'un da arkadaşlarıyla birlikte ayrılması daha şık olurdu.
Bu hafta sonu HSYK üyeleri için yurdun dört bir yanında
seçim yapılacak. İstifa edenlerin yerine Yargıtay ve Danıştay en kısa zamanda yenilerini seçecektir. Doğru olan, yeni HSYK'nın yeni üyelerle yoluna devam etmesi. Kadir Özbek'in adı sürekli Yargıtay başkanlığı için geçiyor. Kendisi de inkâr etmiyor. Üslubu Yargıtay'dan çok
siyasete daha yatkın... Seçimlere de az zaman kaldı. Kanaatimce Özbek'e siyaset daha çok yakışır.