Ne '
kriz' ne de 'deprem',
CHP'de yaşananları en iyi anlatan kavram '
iç savaş'... Ya da 'saray darbesi'. Seçime 8 ay kala CHP'nin hali içler acısı. Yaşanan,
Türkiye'de
iktidar olma
kavgası değil, parti içi mücadele... CHP'de iktidar kavgası.
Kemal Kılıçdaroğlu ile
Önder Sav birbirine girdi. İkili yapı sürdürülebilir değildi zaten. Ortalık toz
duman. Bir yanda partinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, diğer yanda eski genel sekreter
Önder Sav. Koalisyon beş buçuk ay sürdü. Deniz
Baykal, henüz sahada değil. Olup biteni tribünden izliyor. Ama 'şimdilik'...
Kavganın çıkış noktası;
koltuk... Ama giderek ideolojik nitelik kazandığını söylemek mümkün. Kılıçdaroğlu yeniliğin temsilcisi, Sav ise eski klasik katı çizginin tarafı. Karşılıklı atışmalara yansıdı. Kılıçdaroğlu'nun 'Yeni CHP' vurgusuna Sav tarihî referans yaptı ve 'Eski yeni yok, tek CHP' sloganıyla
cevap verdi.
Salı akşamı ikili arasında tüzük krizini kurultaysız çözme konusunda mutabakat sağlanınca, CHP Genel Başkanı yardımcılarını atamak için harekete geçti. Sav'a üç numaralı koltuğu önerdi;
seçim ve hukuk işlerinden sorumlu genel başkan yardımcılığını... Diğer isimleri müzakere etmeyeceğini söyledi.
Örgüt ve siyasi işleri Gürsel Tekin'e bıraktı. Sav'ın Tekin'e bakışı olumlu değil. Kavganın nedeni bu... Eğer Sav'ı iki numaralı koltuğa oturtsaydı kavga bir başka krize değin ertelenecekti. Hesaplaşma belki seçimden sonraya, belki de kurultaya bırakılacaktı. Erken patladı. Zaten fay hattında enerji ziyadesiyle birikmişti.
CHP'de kılıçlar çekildi. Kılıçdaroğlu, cesaretini toparladı ve kuşatılmışlığı yarmak için huruç harekâtı başlattı. Artık geriye dönüş yok. Karşılıklı hamleler... Kılıçdaroğlu'nun MYK'sı, Sav'ın ise PM'si var. PM'siz partiyi yönetmek imkânsız. PM'de saf değiştirenler, Sav'ın yanından ayrılıp Kılıçdaroğlu'na dümen kıranlar var. Dengeler henüz oturmuş değil.
Sürekli yeni haberler televizyon ekranlarına 'son dakika' bilgisi olarak yansıyor. Takibi bile güç. Sav il başkanlarını hafta sonu Ankara'ya çağırdı. Hangi sıfatla? Sade bir PM üyesi olarak
yetki sahibi değil. Çok geçmeden Gürsel Tekin'in açıklaması geldi: 'Partimizin böyle bir çağrısı yok.' Genel Merkez'den devamlı yeni haberler akıyor...
Bir yandan da gözler
Yargıtay
Başsavcısı'nda.
Yargıtay'a hem Kılıçdaroğlu'nun hem de Sav'ın başvurusu gitti. Başsavcı'nın kararı, gelişmelerin seyrini de etkileyecek. Bu süreci tetikleyen de Başsavcı... Üst üste 'yeni tüzüğü uygulayın' uyarısı yazdı. İşte bir son dakika haberi daha...
Abdurrahman Yalçınkaya, Kılıçdaroğlu'nun listesini onayladı.
Bu, Sav'ın yargıda pes edeceği anlamına gelmesin. Değişik kanallardan itirazlarını sürdürecektir. Sürpriz yeni yargı kararlarına açık olmak lazım. Ayrıca tüzük krizinin hukuken çözülmesi 'iç savaşı' bitirmiyor. Kavga hukuk zemininde başladı ama siyasi alana sıçradı...
CHP bu haliyle yönetilemez. Seçimli kurultay en güçlü seçenek. Önce
Deniz Baykal seslendirdi. Ardından Önder Sav aynı çizgiye geldi. Kılıçdaroğlu da kapıları kapatmadı. Henüz değerlendirme aşamasında.
Gelinen noktada parti yönetiminin yeniden belirleneceği olağanüstü kurultay kaçınılmaz görünüyor. Sav, Kılıçdaroğlu'nun karşısına
aday çıkarmayı deneyecektir. Sonucu Deniz Baykal'ın tavrı belirler. 6 ay önce Baykal'a karşı Kılıçdaroğlu-Sav
koalisyonu oluşmuştu.
Şimdi koalisyonun bir tarafında Baykal'ın olacağı kesin. Baykal aday değil. Kamuoyuna deklare etti. Ancak yeni yönetimde söz sahibi olmak isteyecektir. Tekrar dönüşünü ise seçim sonuçları belirler. Baykal, Kılıçdaroğlu'na daha yakın duruyor. Çok geçmeden rengini belli edecektir. Önder Sav'a karşı Baykal-Kılıçdaroğlu koalisyonu güçlü ihtimal.
CHP nereye? Gidiş kurultaya... Türkiye iktidarı mı? CHP, bütün enerjisini parti içi iktidara harcamakla meşgul. Seçime mecali kalacak mı? Bekleyip göreceğiz...