New York'ta kelimenin tam anlamıyla '
Türkiye rüzgârı' esiyor. Dünyanın gözü BM toplantısı için New York'a çevrilmiş durumda. 150'ye yakın ülkenin devlet ve hükümet başkanı burada. Türkiye, zirve sırasında 'dönem başkanı' olmanın tüm avantajını kullanıyor.
Türkiye, artık sadece kendisini ilgilendiren
Kıbrıs gibi sorunlarda değil, hemen her konuda görüş ortaya koyuyor.
Çevre,
yoksulluk, kadın ve çocuk sorunları... Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, 'Türkiye o eski anlayışı kırdı.' derken son derece haklı. Bugünlerde New York'ta buna
tanık olmak mümkün. Eskiden
savunma pozisyonundaydık, enerjimizin büyük bölümünü Türkiye'ye dönük
eleştiri ve ithamlara
cevap yetiştirmek için harcardık. Uluslararası herhangi bir sorun karşısında ileri süreceğimiz tezlerimiz yoktu. Bir müeyyideye muhatap olmadığımızda kendimizi başarılı sayardık. Şimdi kabuğunu kırmış, yıldızı parlayan bir Türkiye var. BM nezdinde geliştirilen her inisiyatifte Türkiye'nin adı hep önde...
Dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, BM Genel
Kurulu'na hitap etti. Konuşması dikkatle dinlendi. Dünya kamuoyuna önemli
mesajlar verdi. Yalnızca
siyaset konuşmadı, sosyal konulara değindi, insanlığın sorunlarına dikkat çekti. Türkiye'nin dönem başkanlığı sürecinde uluslararası toplumun barış, güvenlik ve refahına katkıda bulunmak amacıyla samimi ve etkin bir biçimde çok çalıştığını anlattı. Kitle
imha silahlarından söz etti, bazı ülkelerde nükleer silahların göz ardı edildiğini söyledi. Çift yönlü bir mesaj verdi: Hem İran'a hem de İsrail'e... Gül'ü, konuşmasından sonra aralarında devlet başkanlarının da bulunduğu yaklaşık 30 kişi kutladı.
'New York'ta Türkiye rüzgârı' derken sadece BM toplantılarını kastetmiyorum. Türkiye İşadamları ve
Sanayiciler Konfederasyonu (
TUSKON) Başkanı
Rızanur Meral,
yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Amerika'nın teknoloji borsası NASDAQ'ın açılış gongunu çaldı. İyi bir görüntüydü. Önceki
akşam '
Balkan Liderleri Zirvesi'ne Türkiye damgasını vurdu.
Organizasyonu TUSKON ile
Amerikan-Balkan Dernekleri Federasyonu (FEBA) birlikte düzenledi. Zirvenin ev sahibi Türkiye'ydi.
Onur konuğu ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. Balkan Zirvesi için Manhattan'ın görkemli otellerinden Waldorf Astoria'dayız. Büyük bir salon ve heyecanlı bir topluluk... Katılım olağanüstü... Kimler yok ki; cumhurbaşkanları, başbakanlar ve dışişleri bakanları...
Bosna-
Hersek Cumhurbaşkanı Haris Sladziç,
Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge Ivanov,
Karadağ Cumhurbaşkanı Filip Vujanovich ilk göze çarpanlardan. Balkan ülkelerinin hemen hepsinin temsilcisi var. Yunanistan'ın
Dışişleri Bakanı da masada. Ve tabii Türkiye'den gelen işadamları. İlk defa bir Türk ve Balkan ülkelerinin etkinliğine katılan New York Valisi David Paterson, salondakilerin beğenisini kazanan sempatik bir konuşma yaptı.
TUSKON Başkanı
Rızanur Meral, amaçlarının ülkeler arasında ticarî işbirliğini artırarak milletlerin ve halkların zenginleşmesine katkı sağlamak olduğunu söyledi. Her Balkan ülkesinin temsilcisi sırayla konuştu. Balkanlar'ın acılı coğrafyası
Bosna-Hersek'in Cumhurbaşkanı Haris Sladziç, en çok alkış alanlardan biriydi. Sladziç, "Bosna-Hersek üzerinde
oyun oynamak isteyenlere buradan seslenmek istiyorum; Bosna üzerinde oyun oynamaktan vazgeçin. Geçmişte Bosna'yı canı pahasına savunanlar bugün yine aynı durum karşısında savunacaktır." dedi. Konuşmaların ana teması; güven ve istikrardı. Cumhurbaşkanı Gül, "Ben, böyle bir zirveye ev sahipliği yapmaktan da gurur duyuyorum." dedi ve ekledi: "Çok ortak yanlarımız var. Birçok âdetlerimiz birbirlerine benziyor. Birçok kelimeleri ortak kullanıyoruz. Yemeklerimiz birbirine benziyor, hepimiz aynı müzikten hoşlanıyoruz."
New York'un göbeğinde böylesine başarılı bir organizasyon doğrusu herkesin göğsünü kabarttı.
BM'deki etkinlikler... Cumhurbaşkanı Gül'ün Genel Kurul konuşmaları ve Gül'ün ikili görüşmeleri...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın temasları... Manhattan'da görkemli Balkan Zirvesi... Sonbaharın yaşandığı New York'ta tam bir 'Türkiye rüzgârı' estiğini göstermiyor mu?