Bülent Arınç'ın 'Bunlar duymak istemediğimiz şeyler' sözü, toplumun vicdanına tercüman oldu.
Evet, bunlar duymak ve izlemek istemediğimiz şeyler. Hepimizin çoluk çocuğu var. Bu pornografik siyasî gündemlerin,
ergenlik dönemindeki gençlerin ruh sağlığı üzerinde yarattığı tahribatı hesaba katıyor muyuz? Ergenlik sadece biyolojik olarak çocukluktan yetişkinliğe geçiş evresi değil. Aynı zamanda kişilik, kimlik bu dönemde oluşuyor. Gençler siyaseti takip ediyorlar. Kendi siyasî kimliklerini inşa etme telaşındalar. Bir türlü gövdenin üst kısmına çıkamayan bu siyasî gündemlerden, sizce ne anlıyorlar? Anladıkları siyasetin doğasına dair yanlış şeyler değil mi? Öyleyse bir çare düşünmeliyiz. Bu gündemleri oluşturanların oyununa gelmemeliyiz.
Bu rezil gündemleri kim üretiyor?
En başta
Ergenekon. Pornografik siyaseti Ergenekon'un
psikolojik savaş operasyonları bu kadar yaygın hale getirdi. Türkiye'nin 50 yıllık askerî
vesayet düzeni bu operasyonlarla yürüdü. Halkın egemenlik hakkını, siyasetin zirvesinde yürütülecek entrikalarla
gasp etmeye alışmış ahlâksızlık, zorbalığın hüküm sürmesine
hizmet etti.
Zorbalar şöyle düşünür: Herkesin bir zaafı ve kusuru vardır. Halktan vekâlet almış temsilcilerin de. Şayet, sandıktan çıkmış bu vekillerin zaaflarını yakalarsanız,
boyunlarına bir yular takar ve bu şekilde vekâletini aldıkları halkı da yönetirsiniz. Darbe dönemlerinde entrikaların, kumpasların, belaltı vuruşların bu kadar yaygın olmasının sebebi budur. 28
Şubat sürecini hatırlayalım. Dünün
İklim Bayraktar'ı olan
Fadime Şahin, tek başına kaç taşı yerinden oynattı. Bildikleriniz medyaya yansıyanlar. Ben daha fazlasını biliyorum. Bir gecede bütün siyasî birikimini reddedip partisinden
istifa edenlerin tamamı pornografik şantajlara boyun eğenlerdi. Milletvekilleri boyunlarındaki yular çekildiği için saf değiştirdi? 28 Şubat, bir yönüyle pornografinin ekranlardan taştığı bir süreç değil miydi?
Donanma merkezli çok önemli bir
casusluk soruşturması devam ediyor. Türkiye'nin çok hayatî güvenlik planları, TSK'yı örümcek ağı gibi sarmış bir
şebeke tarafından başka ülkelere satılmış. Bu
ihanet planlarının altında da hep belden aşağı hikâyeler var. Casusluk şebekesi elemanlarını, bir kısım TSK personelinin cinsel zaaflarını istismar ederek temin etmiş. Sadece siyasete değil, ülkemize yönelik esaslı bir tehdit bu kanaldan geliyor. Fuhuş şebekeleri,
darbe örgütleri ile iç içe.
Ergenekon soruşturması boyunca, komutanları ikna etmek için fahişelerin kullanılmasına çok sayıda örnekle karşılaşmadık mı?
En son teknoloji eseri görüntüleme ve dinleme cihazları, siyasete pornografik malzeme üretmek için kullanılıyor. Anamuhalefet partisi liderini, böyle bir malzeme ile değiştirdi. Son skandal:
Karanlık bir kadın, kendisinin yer alacağı porno görüntüleri elde etmek için, partinin genel başkanından görüntü
kayıt cihazı istiyor.
Benim asistanlık yaptığım 1980'li yılların ortalarında üniversiteli tele-kız skandalları patlamıştı. İpliği pazara çıkartılanlar arasında hep, o dönemin icazetli sol partisi olan Halkçı Parti milletvekilleri vardı. Gırgır dergisi bu olayla ilgili bir
kapak da yapmıştı. Bir siyasetçi, kucağına bir kızı oturtmuş 'Merak etme baban da oyunu bana vermişti' diyordu.
Bir çare bulmamız lâzım. Bülent Arınç'ın şikâyeti haklı. Siyaseti bu diz boyuna çıkmış rezillikten kurtarmalıyız. Çare, bu pornografik siyasetin sonuç almasını engellemek. O zaman akıllarda kalacak şekilde bir hatanın düzeltilmesi lâzım. Hata şu:
CHP Genel Başkanı, o koltuğa bir porno kayıt sayesinde geldi. Demek ki o görüntü, bu amaç için kullanıldı. O zaman CHP Genel Başkanı istifa etmeli.
İklim Bayraktar isimli kadın ile Kılıçdaroğlu'nun görüşmüş olması bile, bu istifa için yeterli gerekçe. Bir emsal oluşmalı.
Seçime üç ay kala Kılıçdaroğlu'nun istifası CHP'ye birkaç puan kazandırmaz mı? Pornografik siyaseti reddeden bir CHP, yeni
seçmen kesimlerine ulaşmaz mı?