MHP ve Kürt sorunu (II): Liderlik


Son olarak '...Türk milliyetçiliği, MHP'nin oy hesabına dayalı parti politikalarının baskısı altında eziliyor' demiştim. Milliyetçilik gibi, herkesi kuşatması gereken bir ideoloji, bir siyasî partinin kimliği haline gelince kaçınılmaz olarak toplumun bir kısmını dışarıda bırakır. Sebep milliyetçilik değil parti rekabetidir; çünkü rekabet doğası gereği ortak paydaları değil, farklı olanı öne çıkartır. Bu durumda milliyetçilik varoluş gayesine aykırı biçimde milleti kamplara bölmeye başlar. Milliyetçiliğin gücü, modern dünyada insanların ihtiyaç duyduğu siyasî bağı sağlamasından geliyor. Bir ülkeyi, onun üzerinde yaşayan toplumu ve bu toplum üzerinde hüküm süren devleti yekdiğeri ile uyumlu ve dengeli hale getiren yapıştırıcı fikir olarak milliyetçilikten daha kuvvetlisi bulunamadı. Peki MHP milliyetçiliği bunu başarabiliyor mu? Kürt sorununa çözüm arayışları MHP için bir fırsattı. MHP Türkiye'nin bütünlüğü adına parti çıkarlarından feragat etmek yerine, anti-Kürt eğilimlerden destek alarak oylarını muhafaza etmeye çalışıyor. MHP, Kürt sorununun çözümü için elini taşın altına koysaydı ve Kürtlerin de içinde rahatça nefes alıp verebileceği bir siyasî atmosferin oluşmasına katkıda bulunsaydı ne olurdu? Kuvvetle muhtemeldir ki MHP oy kaybına uğrardı. Ama MHP'ye teorik olarak anlam kazandıran değerler, en başta da ülkenin birlik ve bütünlüğü sağlamlaşırdı. Şayet MHP, sadece Kürt karşıtlığından beslenen ve milliyetçiliği olabildiğince daraltan kimliğinden sıyrılıp gerçek bir parti haline gelebilseydi, o zaman oy kaybına da uğramazdı. Daraltıcı dediğim, Kürtlere kızıp MHP'ye oy vermekten ibaret olan milliyetçilik. 'Gerçek bir parti' dediğim ise, iktidar iddiasında bulunan her partinin sahip olması gereken politikalar ve kadrolar. Soruyu tekrarlayayım: Anti Kürtçülük dışında MHP'den, ülke sorunlarına dair herhangi bir öneri veya politika duyan var mı? MHP'nin bir AB stratejisi, dış politikası, maliye politikası var mı? Veya duyduklarını ciddiye alana rastladınız mı? MHP'liler arasında, Devlet Bahçeli'den daha fazla itibar ve karizmaya sahip olan Ramiz Ongun'un, partiden ihraç edilmesi, aslında bu partinin durduğu yer hakkında açık bir fikir veriyor. MHP lideri rakiplerini temizliyor. MHP'nin lider kadrosunun temsil yeteneği marjinalleşiyor. Oy tabanını taşıyamayan bir liderlik anlayışı partiye egemen oluyor. Bu sürecin doğal sonucu oyların da azalması olacaktır. Bu kadar sığ politikalar ancak Kürt sorununun devamı sayesinde sürdürülebilir. MHP, Soğuk Savaş döneminde kuruldu. Milliyetçi ideolojinin Soğuk Savaş şartlarında MHP tarafından basit bir anti-komünist enstrümana çevrilmesi, otokratik eğilimleri güçlendirdi. Devlet Bahçeli'nin gelmesi ile MHP demokratik bir liderlik geliştirme fırsatı yakaladı. Demokratik liderlik MHP'yi sağdaki boşluğa yerleştirecek bir kitle partisine dönüştürebilirdi. Kürt sorununun ateşi ile birlikte artan destek, MHP'yi kolaycılığa meylettirdi. Kitle partisi politikalarına geçit verilmedi. Ramiz Ongun'un itirazlarını, öfke tonu yüksek olmakla birlikte parti içindeki zayıflığın belirtisi olarak almak gerekir. Şöyle diyor Ongun: 'Bugün MHP'li sayılmak şu üç vasfa indirgenmiş bulunmaktadır; Bahçeli'nin yoldaşı olmak, sadece bir kişiye yaranmak için 'sıfır tenkit', 'sıfır görüş' ilkesine bağlı kalarak siyasî mevki veya koltuk kapmak, diktatörün dışındaki herkese düşmanlık etmek. 'Milliyetçilik son iki asrı biçimlendiren en güçlü ideoloji oldu. Milletleri büyük idealler etrafında yükseklere tırmandıran da, dünyayı kana boğan da aynı ideoloji. Bir elde sağlık ve refah getiren bir manivela; diğer elde öldürücü bir silah. Demek ki milliyetçilik böler de, bütünleştirir de. Türk milliyetçiliği mazlum bir milletin kurtuluşunun adıydı. İmparatorluğun yıkıntıları arasından bağımsızlık bu ideolojinin ateş saçan enerjisi ile elde edildi. Kürtler başta olmak üzere farklı etnik grupların Türk milliyetçiliğine verdiği destek, zalime, yani müstevlilere haddini bildirmek içindi. Bugün Kürtlerin dile dair talepleri önünde aşılmaz engeller oluşturmak zalim rolünü benimsemek demek. Ne için? Üç-beş oy için. Peki değer mi? MHP liderliği Türk milliyetçiliğini temsil yeteneğini, işte bu yüzden kaybediyor. Türk milliyetçiliğinin MHP ile bir bağının kalmaması, bu liderlik sorununun ne kadar derin olduğunu gösteriyor. Türk milliyetçiliğinin yaşayan en büyük fikir adamı olan Nevzat Kösoğlu'nun hafta içinde Bugün gazetesine verdiği mülakat, bu derinliği anlatmak için tek başına yeterli.
<< Önceki Haber MHP ve Kürt sorunu (II): Liderlik Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER