CHP'nin
35. madde önerisi tam bir şarlatanlık. Mevcut 35. maddeden askerin
darbe yapma yetkisi, kargalara gülmekten
takla attıracak bir zorlama ile çıkıyordu.
CHP'nin önerisi ise düz ve basit bir mantıkla askere darbe görevini doğrudan veriyor.
Önerge bu maddede var olan askerin
Türkiye Cumhuriyeti'ni koruma görevini "parlamenter demokratik sistemin işlerliği çerçevesinde ve
Anayasa'ya bağlı olarak" diye tadat ediyor.
Allah göstermesin bir darbe olursa,
darbeciler CHP'nin formülünü daha rahat kullanacaklar. "Parlamenter demokratik sistemin işlerliği çerçevesinde" cumhuriyeti korumak, ne demek? "Başkanlık veya yarı
başkanlık sistemine doğru bir gidiş vardı, bu yüzden müdahale ettik" gibi bir darbe bahanesi sizce nasıl? Veya, "
iktidar muhalefetin sözünü dinlemiyor ve parlamenter sistemi işletmiyordu" diye bir
general CHP'nin avukatlığına soyunursa? "Anayasa'ya bağlı olarak Anayasa'nın tanımladığı Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak" ne anlama gelecek? TSK,
Anayasa Mahkemesi mi? Kanunları ve hükümetin icraatını Anayasa'ya uygunluk denetiminden mi geçirecek? Bu madde sandıktan çıkan iktidarlara karşı kullanılan "
laiklik elden gidiyor" veya "Cumhuriyet değerleri çiğneniyor" tarzında bayatlamış muhalefet geyiklerine yasal bir dayanak oluşturmaz mı? "Anayasa'ya bağlı değil misiniz?" diye soracak CHP Grup başkan vekili veya
Ertuğrul Özkök. Sonra ekleyecekler: "Ne duruyorsunuz?"
Onları sadece Anayasa'nın
referandumdan sonra değişecek 145. maddesi ve bu maddeye göre yeniden düzenlenmiş
Ceza Usul Kanunu durduracak. Tıpkı bugün savcılarımızın ve yargıçlarımızın yürüttükleri soruşturmalar ve kovuşturmalar gibi. Darbe planlayan 102
muvazzaf ve
emekli asker hakkında
tutuklama kararı çıkartabilecek bir yargı düzeniniz varsa, askerî darbe her TSK mensubunun sadece uyurken görebileceği bir kâbusa dönüşür. Allah aşkına CHP'nin önergesinden ne anlıyorsunuz? "Anayasa'ya bağlı olarak Anayasa'nın tanımladığı Türkiye Cumhuriyeti'ni koruma görevi" verdiğiniz ordu, kendini Anayasa Mahkemesi yerine koymaz ve verdikleri kararı
silah zoruyla icraya girişmez mi? İç Hizmet Kanunu'nun mevcut haliyle "anayasa ile
tayin edilmiş Türkiye Cumhuriyeti'ni koruma ve kollama" görevini Anayasa'yı toptan kaldırarak yerine getiren ve üstüne bu
kanun maddesini darbe gerekçesi olarak gösteren askerlere Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerini hangi akılla vereceksiniz? Unutmayın, bir ülkeyi ordusu değil anayasası korur. Anayasayı anayasaya dayanarak ilga eden bir askerî mantığa teslim olmamanın tek yolu darbecileri kulağından tutup yargılamaktır.
CHP'nin kurmayları Kılıçdaroğlu'nun "35. madde hamlesi"ni kelimenin tam anlamıyla kuşa çevirdiler. Çıkartabileceğimiz tek sonuç var: CHP bile zevahiri kurtarmak için "darbe karşıtı" görünmeye çalışıyor. Endişe etmeyelim. Bu yola girdikten sonra bir gün gerçekten inançlı bir darbe karşıtı olabilirler. Bugün için önemli olan hiç kimsenin doğrudan veya dolaylı yollardan askerin silahının arkasına saklanmaması, ayna gibi parlattıkları asker postalına bakarak kendi akislerine hayranlık duymamaları. MHP liderinin açık bir şekilde darbeci muvazzafların ordudan atılmasını istemesi,
demokrasi rüzgarının çok güçlü estiğini gösteriyor. Referandum paketi daha sandıktan çıkmadan demokrasimiz çok yol aldı.
Yargı işini yapıyor. Üstelik hakkıyla yapıyor. Peki ya diğerleri? Günlerdir gazetelerde yargının verdiği 102 muvazzaf ve emekli askerî
personel hakkındaki tutuklama kararını YAŞ'ta etkisiz hale getirmek için Genelkurmay'da yürütülen manevraları okuyoruz. İcra'nın elinde de suçu önleyici yetkiler mevcut.
Milli Savunma Bakanı,
Askerî Personel Kanunu'nun 65. maddesinin kendisine verdiği "
açığa alma" yetkisini neden kullanmıyor? Bu
darbe planları kime karşı yapıldı?
CHP'nin 35. madde hamlesi berbat bir tuluattı.
Hükümet elindeki yetkiler ise hâlâ sahici ve etkili. Bu yetkiler kullanılmalı. Eksikleri tamamlamak ve Anayasa'yı değiştirmek Türkiye'yi ileri taşıyacak. Ama mevcut yetkileri kullanmamanın bir mazereti yok.