BM
Güvenlik Konseyi'nin aldığı "dünyanın nükleer
silahlardan arındırılması" kararı,
İsrail'i fazlasıyla rahatsız etmişe benziyor. Şüphesiz bu tedirginliğin altında bir dizi gelişme var. Onlardan ilki, BM'de alınan kararın ABD Başkanı Obama'nın önerisiyle kabul edilmiş olması.
İkincisi, Obama'nın BM'de yaptığı konuşmada dünyanın karşı karşıya bulunduğu tehditlerle mücadele edebilmek için "çok taraflı
işbirliği" çağrısında bulunması ve yeni bir çağın başlayabilmesi için aralarında nükleer silahsızlanmanın da olduğu dört ilkenin bu işbirliğine kılavuzluk etmesini istemesi.
Üçüncüsü de Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (
UAEK) "İsrail'in
Nükleer Yetenekleri" başlıklı karar tasarısını kabul etmesi.
Şüphesiz bu son gelişmeler önemli.
Neden?
Çünkü bunlar, İsrail'in sahip olduğu nükleer cephaneliği açığa çıkarmayı amaçlayan bir dizi hukukî sürecin altyapısını hazırlıyor.
Örneğin BM kararı, nükleer silahların yayılmasının önlenmesini, nükleer silahların sökülmesini ve nükleer denemelere son verilmesini amaçlıyor.
Ayrıca...
Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'na (NPT) taraf
ülkelerden tüm yükümlülüklerini yerine getirmelerini istiyor.
Anlaşmayı
imzalamamış İsrail gibi ülkelere de imza atmaları çağrısında bulunuyor.
UAEK'da alınan karar ise İsrail'in şimdiye kadar hakkında hiçbir bilgi bulunmayan nükleer kapasitesiyle ilgili.
Bundan böyle UAEK, İsrail'in nükleer programına ilişkin
yönetim kuruluna
rapor sunmak mecburiyetinde.
Ne anlama geliyor bu peki?
Ortadoğu'da nükleer silah sahibi tek ülke olan İsrail'in, UAEK'nın güvence denetimlerine ve NPT antlaşmalarına taraf olmamakta ısrar etmesini zorlaştırıyor tabii ki.
İsrail de gelişmelerin farkında işin doğrusu.
Bütün bu kararların alınmasını hızlandıran asıl faktörün Obama'nın "nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya için çaba harcayacağı vaadi" olduğunu biliyor.
Bildiği için de
Amerikan yönetimine
baskı kurmaya çalışıyor.
Nasıl?
60 yıl önce yapılan gizli bir
anlaşmayı gündeme taşıyarak.
Neocon'lara (yeni muhafazakârlar) yakınlığıyla bilinen The
Washington Times gazetesinde yayınlanan bir habere göre, İsrail'e baskı yapmayacakmış Obama.
Hangi konuda?
-İsrail'in nükleer cephaneliğini uluslararası denetime açması hususunda...
Niçin?
-25
Eylül 1969 tarihinde dönemin ABD Başkanı Richard Nixon ile İsrail Başbakanı Golda Meir'in imzaladığı "gizli" anlaşma, nükleer faaliyetlerini serbestçe sürdürebilme iznini veriyormuş İsrail'e.
Hatta bu konu en son İsrail Başbakanı Netanyahu'nun mayıs ayında gerçekleştirdiği Washington ziyaretinde de bir kez daha teyit edilmiş.
İsmini vermeyen yetkililere göre Obama, anlaşmanın devam edeceği sözünü vermiş Netanyahu'ya.
O halde İsrail neden endişeli?
ABD'nin bu gizli anlaşmadan cayabileceği endişesi taşıyor. Zira Obama, kamuya açık konuşmalarında nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya
vaat ediyor.
İlginç olan ise şu:
Tam da bu sırada Amerikalı Yahudilerin Obama'ya büyük
destek verdiğine dair haberlerin İsrail gazetelerinde yer alması.
Gallup'un yaptığı son ankette Amerikalı Yahudilerin yüzde 64'ü Obama'yı destekliyormuş. Aynı oran Katoliklerde yüzde 54, Protestanlarda yüzde 47 ve Mormonlarda ise yüzde 32 çıkmış.
Hâsılı...
Obama'ya mesajlar veriliyor "nükleer" politikasını revize etmesi için.