Medyadan duyduğunuz her şeye sakın hemen inanmayın...


Hayata farklı açıdan bakabilmek herkesin yapabileceği kolay bir şey değildir. Ben bunun bir örneğine müteveffa ABD Başkanlarından Gerald Ford'un bir konuşmasını dinlerken rastlamıştım. Eşi Betty Ford'u anlattığı konuşmasında şöyle başlamıştı sözlerine: -Her akıllı ve güçlü kadının sırtında bir erkek vardır. Sırttaki erkek bu güçlü kadının kendisini neden taşıdığını hiç sorgulamaz. Kadın ise o erkeği nedense sırtından hiç atmaz. Eşim Betty Ford'la benim durumum böyle... Betty'nin beni yıllardır neden sırtında taşıdığını bir türlü anlayamadım. Önceki gün ajanslarda Betty Ford'un ölüm haberini okuyunca Gerald Ford'un bu konuşmasını hatırladım. Alkolizmini yenmişti Betty Ford, 1974-1977 yıllarında ABD Başkanı olan ve 2006'da 93 yaşındayken ölen Gerald Ford ile 1948'de evlenmişti. Gerald Ford'un kendi adına yaptırdığı kitaplığın açılış törenindeki konuşmasını dinlerken, kamuoyunun insanlar hakkındaki yargılarının yanlış olması ihtimalinin yüksekliğine takılmıştım. Çünkü kamuoyuna tanıtılan Ford aynı anda iki işi birden yapamayan, konuşurken yürüdüğü zaman ayağı bir şeye takılıp yere düşen, yeteneksiz ve zeka yoksunu bir politikacıydı. Aynı anda iki şeyi birden yapamamasına dayalı olarak üretilen mizah örnekleri arasında, onun doğum kontrol aracı olarak sakız çiğnediği benzeri fıkralar da vardı. Betty Ford ise alkol bağımlılığını "Başkan'ın eşi" konumundayken yenmiş, meme kanserini de aynı dönemde yenerek tüm Amerika'ya örnek olmuştu. Alışılmışı tekrar etmek Kısacası Gerald Ford türü insanların konuşmalarında alışılmış tekerlemeleri tekrarlamaları beklenir. Mesela "Her akıllı ve güçlü kadının sırtında bir erkek vardır" demek yerine "Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır" benzeri bilinen söylemi tekrarlasaydı, bu hiç yadırganmazdı. Bunları hatırlatmaktaki amacım, "Medya organlarında okuduğunuz ve duyduğunuz her söze inanmayın ve bunlara bakarak insanlar hakkında not vermeyin" demektir. Bazen siyasetteki kamplaşmalara, bazen futboldaki fanatikliklere bazen de sanat dünyası içindeki kıskançlıklara dayalı olarak müthiş yoğun insan harcama kampanyalarına sahne oluyor sosyo-politik yaşamımız. Haksız yargılar Gerçekte fazla değerli olmayan ama önemli konumlarda bulunan insanlar da, hak etmedikleri övgülerle şişiriliyorlar. Bunun tersi de çok oluyor... Gerçekten değerli insanlar onlarla aynı safta olmayanlar tarafından aşağılanıyor, haksız damgalarla damgalanıyorlar. Yasa ve kural dışılık polise ve adliyeye intikal ettiği zaman insanlar buna "Acaba suçlamalar doğru mu" diye bakmak yerine, "Benim tuttuğum tarafın eylemleri sorgulanamaz" diyerek tepki koyuyorlar. Bir siyasal kriz gündeme geldiğinde buna çözüm üretmeye çalışmak yerine, bu krize çözüm üretmeye çalışanlara öfkeleniyor fanatikler. Hep yanılanlar "Düşünce üreten odaklar" olarak da nitelenen medya köşecileri arasında ne yazık ki bu yanlışlığın rantını paylaşmayı hüner sayanlar oldukça fazla. Onlarca yıldır her gözlemleri ve her öngörüleri yanlış çıkanların sık sık başvurdukları savunma mekanizması ise "Ama siz de Kızılderilileri öldürmüştünüz" çizgisinden öteye geçemiyor. Kısacası her toplumun sırtında o toplumu yanıltmayı, değerli olanları aşağılamalara hedef kılmayı, o andaki önemlileri gerçek değerliler gibi göstermeyi meslek olarak seçen düşünce üretim görevlileri vardır. Önceki gün vefat eden Betty Ford'un da ve sırtında taşıdığı eşi Gerald Ford'un da toprağı bol olsun!...
<< Önceki Haber Medyadan duyduğunuz her şeye sakın hemen inanmayın... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER