Bizim meslekte insanların kaderlerinin bir cümleyle değişebileceğine Günaydın'da çalışırken
tanık olmuştum.
Yazı işlerinde önemli konumda bulunan bir
arkadaşımız vardı.
Bir gün Haldun Simavi geldi ve bu arkadaşa "Sen bu işi çok kanıksadın. Bundan sonra ilan servisine geçeceksin" dedi.
Böylece o arkadaş
gazeteciyken ilancı oluverdi.
Meğer çalıştıkları gazeteye ve
yöneticiye göre "Kendilerinden farklı şeyler çıkarılan gazeteciler" de olabilirmiş.
Bunu da dün Akşam'da Özlem Akarsu Çelik'in
Ertuğrul Özkök'le yaptığı söyleşiyi okurken öğrendim.
Özlem "Hangi yazarları beğenirsiniz" diye soruyor.
Ertuğrul Özkök de çeşitli isimleri sıralarken sözü
Ahmet Kekeç'e ve Hasan Karakaya'ya getiriyor ve şöyle diyor:
"-...Benim profesyonel bir deformasyonum var. Gazetecilere düşünceleriyle bakmıyorum. Bunda değer nedir, diye bakıyorum. Star'da yazan Ahmet Kekeç mesela. Benim gazetemde olsa ondan çok farklı bir şey çıkarırım. Hasan Karakaya da öyle..."
Kabuklar ve altındakiler
Bunları okuyunca Ahmet Kekeç'e ne düşündüğünü sordum...
- Özkök bu konuda bir isim üzerinde başarılı oldu açıkçası... Bir kişiden farklı şey çıkartabildiği için, bunun hep mümkün olabileceğini sanıyor, dedi.
Yıllar önce Hasan Pulur'la gazete yazarlarının gazetelerini değiştirmeleri üzerinde konuşuyorduk.
- Biz kaplumbağalar gibiyiz. Evimizi sırtımızda taşırız, demişti.
Oysa bu yeni duruma göre, gazete ve yönetici değiştiren kaplumbağaların kabuklarından
salyangoz veya tavşan çıkartmak da mümkün artık.
Acaba bu "Farklı şey çıkarma" süreci nasıl geçiyor?
Bir gazetede "İkna odası" olamayacağına göre, başka yöntemlerin var olması gerekiyor.
Çıkarma yöntemleri
Diyelim ki hayatında hiç içkili bir lokantaya gitmemiş ve kendisinden yeni şey çıkartılacak genci, Boğaz'da bir
balık meyhanesine götürüyorsunuz.
İstediğiniz mezeleri sıralarken lakerda da söylüyorsunuz.
Lakerdayı ilk kez tadan
genç "Bu balık turşusu mu" diye soruyor size...
Ona lakerdanın ne olduğunu ve en iyi lakerdanın torikten yapıldığını falan anlatıyorsunuz.
Kendisinden farklı şey çıkartılan öğrenciniz ertesi hafta köşesinde yemek eleştirileri yapmaya ve balık lokantalarına not vermeye başlıyor.
Bu "Kendisinden farklı şey çıkarma operasyonu" kolay bir şey olmasa gerek.
Hani filmlerde mafyadan kaçan tanıkların yüzleri ve hatta
parmak izleri bile ameliyatla değiştirilir ve kendilerine yeni bir kimlik verilip uzak bir kente yerleştirilirler ya...
Ama ne yapılırsa yapılsın bir noktada gerçek kimlikleri açığa çıkar bunların.
Bunun gibi iyi oldukları sanılan
akıl hastaları da bir noktada yine sapıtmazlar mı?
Sapan yaparmış
Ne sorsanız "Sapan yaparım" diye
cevap veren takıntılı bir akıl hastasına doktoru "Hastaneden çıkarsan ne yaparsın" diye sorunca "Evlenirim" cevabını almış.
Doktor hastanın iyileştiğini düşünüp, sormaya devam etmiş:
- Evlendikten sonra ne yaparsın peki?
Akıl hastası gülümsemiş...
- Gelini soyarım, donunu çıkartırım ve donunun lastiğinden sapan yaparım, demiş.
Kendisinden farklı şey çıkartılanlardan bazılarının böyle takıntıları olursa, onları yaratanların işleri zorlaşabilir.