Düne takılı yaşamak bazen çığırından çıkabilir. Sözlerine "Nerede o eski kavunlar karpuzlar" diye başlamayı
bağımlılık haline getirmiş olanlar, sonunda "Nerede o eski nostaljiler" yakınmasına kadar tırmandırabilirler düne olan özlemlerini.
Galiba bu sırada ben de nostalji bağımlılarından biri olmak üzereyim.
Dünyadaki
ekonomik ve siyasal bunalımları izlerken kendi kendime "Nerede o eski krizler" diyerek sık sık iç geçirdiğim oluyor.
Global ekonomiden başlayalım isterseniz.
Yunanistan'ın içinde bulunduğu ekonomik krizin çapını öğrenmeyen pek kalmadı.
Yunan tahvillerini stoklarında tutan dünya bankaları bu
ülkedeki siyasal anlaşmazlıklar sonucu
Yunanistan iflas edip ödemezlik durumuna düşerse ihtimalini titreyerek değerlendiriyorlar.
Eski güzel günler
Çünkü euro sisteminde böyle bir
çatlak olursa, arkasından İtalya'nın, İspanya'nın ve Portekiz'in ve belki de Fransa'nın gelmesi tehlikesi var. Şimdi bu durumda gelin de nostaljik takılmayın.
O eski güzel günlerde her ülke kendi kendine iflas eder ve başka ülkelere zarar vermezdi.
Bizim iflaslarımızı hatırlayın.
Döviz kurlarının Ankara'daki maliye bürokratları tarafından belirlendiği, dünyada petrol fiyatları tırmanırken bizde petrolün ucuza satıldığı, tüm ihracatımızın enerji gereksinmelerinin karşılığı olan miktarı yaratamadığı, 1 milyon TL'nin 1 dolar bile etmediği o eski güzel günlerde, biz de kendi kendimize krize girip, ödemezlik durumuna düşmez miydik?
Sonunda IMF müfettişleri Türkiye'ye gelir, sıkı bir devalüasyon yapılırdı.
Arkasından da muhtemelen bir askeri
darbe gelirdi.
Zavallı Yunanistan ve Çin
Bir de bugünün Yunanistan'ına bakın.
Euroyu basamadıkları için devalüasyon yapamıyorlar.
Ve 350 milyarı aşkın euro dolayında dış borçları var.
Bunun yarısı silinse bile, geri kalan borcu ödemeleri için en az 10 yıl kuşak sıkmaları gerekecek
Yunanlıların.
Euroyla borçlandıkları için, onların ödemezlik durumuna düşmeleri Çin'i bile endişelendiriyor. Çünkü Çin'in rezervlerinde 1.4 trilyonluk dolar ve euro stoku var.
Bu 1.4 trilyonun dörtte biri de euro bölgesinin tahvillerinde bulunuyor.
Yunan siyasetçileri oy almak için
emekli maaşlarını bile binlerce euro yapmışlar.
Neticece ayda 60-70 dolar kazanabilen Çinli işçilerin
Merkez Bankası, euro müsrifi Yunanlı işçilerin, memurların ve emeklilerin riskini taşıyor.
Dolar riski
Bu yetmezmiş gibi bir de
Amerikan veya dolar riski var Çin'in sırtında.
Geçen hafta MF Global adlı
Wall Street firması 600 milyon dolarla batınca Çinli maliyeciler herhalde yine ürpermişler ve "Ya bu iflas yakın geçmişteki gibi zincirleme etkiler yaratırsa" ihtimaline takılmışlardır.
Neticede Çin'in yöneticileri de Yunan başbakanı
Papandreu ile muhalefet lideri
Samaras arasındaki
ağız dalaşının bir uzlaşma noktasına ne zaman geleceğini izlemek durumundalar. Bir "Büyük Koalisyon" kurulmalı ki, Yunanlılar kuşaklarını tavizsiz sıkmak noktasına gelebilsinler. Aksi halde euro duvarında bir gedik açılır ve sonra bu duvarın güney cephesi toptan yıkılabilir.
Büyümek iyi mi oldu?
Şimdi sizler de "Nerede o eski güzel günler" demiyor musunuz?
Herkesin kendi krizi vardı.
Yunan siyasetçileri eurolara drahmi muamelesi yaparlarken,
Paris ve
Berlin bunu sadece seyrederlerdi.
Bizde de Demirel'le Ecevit birbirlerine en ağır sözleri söylerken, buna ne
Almanya ne de Çin önem verirdi.
Washington'dakiler de "Bakalım bizim çocuklar ne zaman darbe yapacak" diye beklerlerdi. Ama şimdi Türkiye'nin ekonomisi ile dış riski de büyüdü.
Ayrıca darbe girişimi bile artık suç fiili oluşturuyor. Kısacası globalleşme
icat edildi mertlik de egemenlik de bozuldu.