Bursa'da 14 yaşındaki bir kız
poşet içine sıkıştırılan
çakmak gazını çekerek "eğlenirken" ölmüş.
Polis aynı eğlence türüne bağımlı olmaları ihtimaline karşı, ölen kızın üç arkadaşını
Çocuk Şubesi'ne götürmüş.
"
Madde bağımlılığı"nın yeni bir alandaki yansımasını gösteriyordu bu haber.
"Bağımlılıklar" konusunda internette geniş bilgiler var.
Şu maddeler
bağımlılık yapıyormuş.
Sigara,
alkol, uçucu maddeler, esrar, eroin, morfin, ketamin, meskalin, steroidler,
kokain, Rohipnol, LSD, GHB, crack, mantar, Ritalin, v.b.
Sigara (veya nikotin) bağımlısı olarak, bağımlılığın ne olduğunu bilenlerdenim.
Yıllar önce bir
seçim kampanyası döneminde Güneydoğu'da bir köyde söyleşiler yapıyordum.
Gizli alkolik
Beni köyün
bilge kişisi olarak bilinen ve "Hace Hanım" diye hitap edilen
yaşlı bir kadının evine götürdüler.
Bir saate yakın bu hanımın karşısında oturdum, sohbet ettim.
Hace Hanım benimle konuşurken yanındaki
kolonya şişesinden avucuna sık sık kolonya boca ediyor ve bunu burnuna çekiyordu.
Bir saatlik sohbetimiz sona ererken o bir şişe kolonyayı burnuna çekerek bitirmişti.
Belli ki alkolikti.
Ama içinde bulunduğu toplumda itibarını yitirmemek için alkolü ağzından
içki olarak değil burnundan kolonya olarak alıyordu.
Bağımlılıklar "Ruhsal" ve "Fiziksel" olmak üzere iki ana b
ölümde ele alınıyormuş.
Örneğin "Kokain" ilk kullanımdan sonra bile bağımlılık yaratırmış. "Alışkanlık" kavramı ile de anlatılan "Ruhsal bağımlılık" maddenin yarattığı doyum, rahatlama, haz gibi duygulara dayalı olarak oluşurmuş.
İrade ve mantık devre dışı
Merkezi sinir sistemi hücrelerinin normal görevlerini yapabilmeleri için alışılan maddeye sürekli ihtiyaç duyulmasına "Fiziksel bağımlılık" denilirmiş... Alışılan maddenin alınmaması halinde vücutta ortaya çıkan belirtilere de "Yoksunluk belirtisi" adı verilirmiş.
İrade ve mantık ile önlenemeyen bağımlılıklar böylece başlarmış.
Hukukta "Kriminoloji" dersinde gece bakkalların vitrinlerini kırıp içki arayan alkoliklerle ilgili vakaları da incelemiştik.
Madde bağımlılıklarını ele alan internet sitelerinde, "Siyasal ya da ideolojik bağımlılıklar" ele alınmamıştı.
Aslında bunlar da madde bağımlılıkları ile aynı semptomlara sahiptirler.
Örneğin bir "izm"in yeryüzü cennetinin şifresi olduğuna inanarak buna bağımlı olanlar kendilerini güncel gerçeklerden kopartırlar.
Mesleki deformasyonlardan kaynaklanan siyasi bağımlılıklarda ise mesela
sivil siyasetçiler kendilerini askermiş gibi görüp, seçimle iktidara gelmeye çalışmak yerine "
darbe bağımlısı" olurlar.
Düşkünlük dönemi
Bunun tersinin görülmesi ve askerlerin siyaset bağımlısı olduklarına rastlanması da mümkündür.
Her çeşit bağımlılığın trajik son aşaması da şöyle anlatılıyor:
Düşkünlük Dönemi: Bu dönemde organlarda ağır hasarlar ve ruhsal çöküntü görülür. Kalp ve solunum problemleri,
karaciğer hastalıkları ortaya çıkar. Aşırı
zayıflama,
kusma,
kalp ve
solunum yetmezliği görülür. Bağımlının hastalıklara karşı direnci azalır. Zatürree, hepatit (sarılık),
AIDS gibi hastalıklar meydana gelir. Beyin hasarı, kişilik kaybı, ağır ruhsal problemler ortaya çıkar. Kişi kendine bakamaz ve
yardıma muhtaç hale gelir. Madde bulabilmek için her yolu dener, hatta suç işleyebilir. Yaşantısını devam ettirebilmek için aldığı uyuşturucu miktarını artırmak zorundadır.
Uyuşturucu kullanımında aşırı doz alımına bağlı olarak zehirlenme ve ölüm olayı görülebilir.
SABAH