Dün
yeni yılın ilk günüydü...
Sabah kalkıp,
gazete manşetlerine göz atınca, aklıma çok sevdiğim bir "
Temel Fıkrası" geldi. Temel kompartımanın kapısını açıp, içeri bakınca...
Bir
İngiliz, bir
Fransız ve bir Alman’ın oturduğunu görmüş...
-“Ulan gene mi siz”, diyerek kapıyı kapatmış...
***
Seferberlik Tetkik Kurulu’nda
arama yapan
Ankara 11. Ağır
Ceza Mahkemesi Hâkimi
Kadir Kayan’ı takip ettiği belirtilen Kangoo
model iki araca Terörle Mücadele Ekipleri
operasyon düzenlemiş... Durdurulan araçlardan 4.
Kolordu Komutanlığı ile Deniz Kuvvetleri’nde görevli
sivil giyimli yedi asker çıkmış...
Askerler, Ankara
Merkez Komutanlığı’na götürülmüş...
Haberin yanı başında ise
Genelkurmay Başkanı’nın,
Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına yayınladığı yeni yıl mesajı vardı:
“Türk Silahlı Kuvvetleri olarak Ebedi Başkomutanımız Atatürk’ün engin düşüncelerinin rehberliğinde yürüttüğümüz tüm faaliyetlerimizle, güçlü bir
Türkiye idealine ulaşmanın gayreti içindeyiz. Vatanın gayretli kimselerin omuzları üzerinde yükseleceğine inanarak çalışan nitelikli personelimizle, enerjimizi başka alanlarda tüketmeden, emin adımlarla bu hedefe doğru ilerlemeye devam ediyoruz.”
***
Daha yeni yıla “Bismillah” demeden, dünkü gazetelerde askerlerle ilgili bir diğer haber, Genelkurmay Başkanlığı’nın ardından Jandarma Genel Komutanlığı’nın da
Diyarbakır 3.
Ağır Ceza Mahkemesi’ne kuruluş ve kadrolarında “
JİTEM” adı altında bir birimin bulunmadığını bildirmesiydi...
3.
Ağır Ceza Mahkemesi, Diyarbakır,
Mardin,
Batman ve Şırnak’ta çeşitli tarihlerde birden fazla adam öldürme,
kundaklama ve
bombalama eylemi gerçekleştirdikleri iddiasıyla yargılanan ve aralarında
PKK itirafçılarının da bulunduğu 11
sanıklı
davaya bakıyordu...
Jandarma Genel Komutanlığı’nın
mahkemeye gönderdiği yazıdaki şu cümle dikkatimi çekti:
“JİTEM isminin bir süre daha
bölgede bazı vatandaşlarla bir kısım devlet görevlileri tarafından kullanılmasının, tamamen bilgisizlikten veya
jandarma ile ilgili olmayan kötü niyetli bir kısım çevrelerin yaklaşımından kaynaklandığı değerlendirilmektedir.”
Dönemin
OHAL Asayiş Bölge Komutanı
emekli Orgeneral Necati Özgen’in NTV’deki Canlı Gaste programında “JİTEM denilen insanlar da
subay” dediğini hep birlikte gözlerimizle görüp, kulaklarımızla işitmedik mi?
***
Tabii amaç, “yargılananları” kurtarmak... Yoksa bu kadar göz göre göre
komik bir hale düşe düşe üfürülür mü?
Diyarbakır’daki 11 sanıklı davaya
bakan mahkeme, bu
cevap üzerine
görevsizlik kararı vererek dosyayı özel yetkili ağır ceza mahkemesine gönderdi, sizinle iddiaya girerim, bu dava da aynı
Şemdinli gibi olacaktır...
***
Bunları yazıp çizen, “hukuka saygı, tutarlılık, açıklık, saydamlık” isteyene...
Ne yapıyorlar?
Mehmet Baransu’ya yaptıklarını...
Genelkurmay
Adli Müşavirliği,
Adalet Bakanlığı’na “yeterli, etkili ve caydırıcı işlem yapılması”nı isteyen bir yazı gönderiyor, Adalet Bakanlığı yazıyı oradaki bir genel müdür yardımcısı marifetiyle ilgili savcılığa iletiyor, oradaki “kahraman” bir savcı da “basın suçu” için eşi menendi görülmemiş olsa da, Genelkurmay’ın işaret ettiği sanık için derhal “tutuklama” istiyor...
***
Gördüğünüz gibi, “Temel Fıkrası” insanın aklına boş yere gelmiyor.
Askeriyenin, AB “tam üyeliğine” yönelik çok samimi bir reform süreci olmadan kendiliğinden “demokratik” bir zihniyete kavuşacağını sanan çok yanılır...
Keşke tersi olsaydı da bunca skandaldan sonra, hiç olmazsa yeni yıla askeriyenin komedi dizisine dönen “pişkin beceriksizliğiyle” başlamasaydık...
Askerler, Türkiye’yi yönetme konusunda inat etmekten vazgeçip, kendi işlerini yeryüzü standartlarda yapmaya karar verseler de, biz de Türkiye’nin temel sorunlarına dönebilsek...
Ne güzel olurdu ama bunun faydası anlaşılmış olsaydı İttihat Terakki Osmanlı’yı batıramazdı...
Batırmadan anlamıyorlar... Gerçi batırsalar da anlamıyorlar ya...