Savaş elbiseleriyle, arkasına generalleri alarak
savaş gemileri üzerinden başta yargı, dünyaya nizam vermeye kalkan
Genelkurmay Başkanı’nın aslında kendi kurumuna dönüp...
...çok daha dikkatli bakmasında büyük fayda var galiba...
Dışarıya nizam vereyim derken, içerlerdeki hava ve
görünüm tüm
Türkiye’yi hop oturtup, hop kaldırmaya başladı çünkü...
***
Yarbay Ali Tatar’ın
intiharıyla birlikte
Ergenekon şüphesi altında hayatını gizemli bir şekilde kaybeden
subay sayısı kaç biliyor musunuz?
Tabii buradaki “Ergenekon” lafına bir mim
koyun...
Yarbay Ali Tatar’ın intiharıyla birlikte
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda son iki yılda
şüpheli bir şekilde intihar ederek yaşamına son veren subay sayısı altıya yükseldi.
Ancak,
Özel Harekât Dairesi Başkanı
Behçet Oktay’ın makamında ölü bulunması...
Ve Ergenekon konusunda çok fazla şey bildiği söylenen
emekli Albay Birol Atakan’ın da şüpheli bir
trafik kazasında öldüğünü de buna ekleyin.
Demek ki son iki yılda Ergenekon soruşturmasıyla bağlantılı sekiz
ölüm var.
“Peşine düşülmeyen bu ölümler normal mi” sorusunu sormaya imkân kalmadan bu sefer de Çanakkale’nin Ezine ilçesinden bir intihar haberi geldi; Jandarma Komutanı Üsteğmen
Önder Galip makamında intihar etti.
***
Ergenekon etrafındaki bu sır dolu ölümlere, her şeye anında hamle eden Genelkurmay’ın mutlak sessizliği içinde, maalesef resmen tam netleşmeyen çok vahim bir gelişme daha eklendi.
Ve anlaşıldığı kadarıyla “gayri resmi” olarak bilinenler dehşet verici...
Bu dehşeti elle tutup, gözle görmek için bizim gazetedeki şu cümleyi okuyun:
“Arınç’ın evinin önünde ‘suikast’ şüphesiyle gözaltına alınan Albay E.Y.B. ve
Binbaşı İ.G.’nin Özel Harpçi olduğu ortaya çıktı.
İ.G.’nin önemli bir delili yutarak yok etmesi son anda önlendi”...
Bu özel harpçiler nerede görevli?
Karargâh’ta...
Haberin en vurucu bölümüne beraberce göz gezdirelim:
“Cumartesi 23.40 sularında Arınç’ın evinin bulunduğu Cadde’de bir ihbar üzerine durdurulan biri TSK’ya ait, diğeri
kiralık iki araçta Karargâh’ta görevli iki subay gözaltına alındı. Nöbetçi
Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgin olaya el koyarken, İstihkam Binbaşı İ.G. ile
Topçu Albay E.Y.B,
Merkez Komutanlığı yetkilileri gelinceye kadar gözetim altında tutuldu.
Merkez Komutanlığı yetkilileri beklenirken Savcı Bilgin’in talimatıyla araçlarda ve iki subayın üzerinde
arama yapılmaya başlandı. Bu sırada Binbaşı İ.G.’nin bir not kâğıdını ağzına götürerek yemeye çalıştığı fark edildi. Savcı not kâğıdına el koyarken, notta ‘1424 Cadde...’ şeklinde devam eden Arınç’ın adresinin bulunduğu tespit edildi.”
***
Dün
iktidar grubu infial içindeydi...
Hükümet sözcüsü de “olayın önemini” vurgulayarak, ortadakilerin söylenti olmadığını teyit etti.
Tabii bir de hükümetin bildiği ancak henüz kamuoyuna yansımayanları düşünün...
Genelkurmay Karargâhı’nda çalışan biri albay diğeri binbaşı iki özel harpçinin başbakan yardımcısına suikast için evinin civarında dolandıkları iddiasının yargıya taşındığı bir ülkede yaşıyoruz...
Bulundukları katta olup bitenlerle pek ilgilenmediği anlaşılan sorumlular ise yargı başta hepimize
akıl öğretmekle meşgul...
***
Tabii Genelkurmay’ın Arınç’a suikast iddiası ile ilgili soğukkanlı sessizliği de ilginç...
Fantezi gözüyle bakılıyordu ama galiba bize yeni bir Genelkurmay ve yeni bir
ordu lazım.
Hayata düpedüz militarist gözlüklerle bakıp, “güçlü ordu, güçlü Türkiye” sloganına sonuna kadar sahip çıksanız da bu gerçek belki de fazlasıyla ortada...
Demokrasiye sahip çıkmayan...
Evrensel hukuka aldırmayan...
Kendisinin asla denetlenemeyeceğinde ısrar eden...
Cuntacıları...
Darbecileri...
İttihatçıları
tasfiye etmek yerine koruyan, kollayan, ısrarcı ve bağnaz bir zihniyetle nereye ne kadar gidilebilir?
***
Benim “2. Genelkurmay” olarak adlandırdığım; kurum içi çürümeyi önlemek için olup biteni dışarı yansıtan insanlar da herhalde bunun çok farkında...
Demokratik bir cumhuriyet olacak ise, çağa uygun yeni bir Genelkurmay ve yeni bir orduya ihtiyaç var.
Belki de intiharlardan şüpheli ölümlere, Ergenekon’dan
Bülent Arınç suikasti iddiasına ortaya dökülen hem ürkütücü, hem şaşırtıcı gelişmelerde bu doğumun sancısıdır...
***
Haa...
Başlıktaki soruyu mu merak ettiniz?
Suikastçi ne mi yer? Vuracağı adamın adresini yazdığı kâğıdı... Bakalım o yenmeğe çalışılan kâğıttan neler çıkacak?