Ankara 3. Ağır
Ceza Mahkemesi’nin
Mehmet Ağar’ın ‘
Susurluk Davası’ kapsamında yargılandığı
dava ile ilgili
görevsizlik kararı vererek, dosyayı
terör ve organize suçlara bakmakla görevli Ankara 11.
Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermesi...
2455 sayfalık iddianamenin okunmasının önceki gün tamamlanarak sorgulara geçildiği
Ergenekon Davası’nın ‘bombaların sırrını’ çözmeye yönelmesi...
Hepimizin her şeyden çok canını yakacağa benzeyen
ekonomik büyümeye ilişkin gelen kötü sinyaller...
Sanayi üretiminin ardından...
Şimdi de kapasite kullanımının ciddi oranda gerilemesi...
Ekim ayında kapasite kullanım oranının 6.4 puan düşerek yüzde 76.7’ye inmesi...
Doların tırmanışa geçmesi...
İstiklal Madalyası sahibi,
Kurtuluş Savaşı’na katılan hayattaki son gazi Mustafa Şekip Birgöl’ün 105 yaşında
İstanbul’da
vefat etmesi...
Haberler eşliğinde gün akıp gidiyordu.
***
Ama...
Ben öncelikle Baş
bakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısındaki konuşmasına baktım...
Acaba
Başbakan’ın konuşmasında,
Aktütün Baskını tartışmalarında sırra kadem basan
Savunma Bakanı Vecdi
Gönül’ün AB Savunma Bakanları Troykası toplantısı için gittiği
Brüksel’de 10
Kasım Atatürk’ü
anma töreninde yaptığı konuşmayla ilgili bir şey var mıydı?
Hayır, yoktu...
***
Başbakan’ın konuşmasında şu vurgu vardı:
‘Tayyip Erdoğan, bugüne kadar hiçbir yerde ‘ya sev ya terk et’ ifadesi kullanmamıştır. Bunun patenti MHP’ye aittir,
AK Parti’ye ait değildir. Tayyip Erdoğan’a da ait değildir. Ben bu ifadenin karşısında olan biriyim.’
Sonra şöyle devam ediyordu:
‘Benim söylediğim şu; Biz bu ülkede Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abhazasıyla, Boşnağı ile biriz, beraberiz. Hiçbir etnik unsur, bir diğer etnik unsura üstünlük mücadelesi vermemelidir, veremez. Bizim bir üst kimliğimiz var. Bu üst kimlik de
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır’...
***
‘Üst kimlik’ gerçekten ‘
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı’ mı?
Başbakan’ın
Kürtlere ‘Siz de Türksünüz’ demesi anlamına gelecek ‘tek
halk’ söylemine ne gerek var?
Bırakalım ‘vatandaş’ kim olduğuna kendi karar versin...
Ama Savunma Bakanı’nın söylediklerine bakınca, meselenin özünün başka olduğu endişesi ağır basıyor...
Askeri konularda ağzını açmayan Bakan ne diyor?
‘
İzmir Ticaret Odası’nda bir dönem görev almıştım.
Bu odanın kurucuları arasında bir tek
Müslüman yoktu ve tamamı Levantenlerden müteşekkildi.
Cumhuriyetin kuruluş öncesi de Ankara’da
Ermenilere,
Rumlara, Musevilere ve Müslümanlara ait dört mahalle bulunurdu.
Ege’de verimli topraklar azınlıkların elindeydi.
Ulus oluşturma sürecinde en önemli adım mübadele olmuştur.
Düşünün Ege’de Rumlar veya Türkiye’nin pek çok yerinde Ermeniler devam etseydi, bugün acaba böyle milli bir devlet olabilir miydik?’
Siz Rum asıllı bir Türkiye Cumhuriyet’i vatandaşıysanız...
Siz Ermeni asıllı bir Türkiye Cumhuriyet’i vatandaşıysanız...
Savunma Bakanı’nın bu konuşmasından sonra ne düşünürsünüz?
Kendinizi nasıl hissedersiniz?
Durun daha bitmedi...
***
Bakan’ın asıl bombası dolaylı yollardan
Kürtlere...
‘Bugün dahi
Güneydoğu’da verilen mücadelede tehcir sebebiyle kendini
mağdur sayanların katkısını hep biliyoruz.’
Bu ne demek?
‘Kürt yok Ermeniler var’ mı demek?
‘Kürtler de milli unsur değil’ mi demek?
Ne demek?
***
Savuma Bakanı’na göre:
‘Çağdaş medeni ve aydınlanmış insanların ülkesi olabilmemizde Cumhuriyetin başlangıçtaki prensipleri en önemli prensiplerdir.’
Yani bu mantığa göre...
‘Çağdaş’ olabilmek için ‘etnik ve dinsel
temizlik’ mi lazım?
***
Başbakan’ın ‘söylemedim’ diye yırtındığı ‘ya sev ya terk et’ yakıştırması galiba durup dururken çıkmıyor...
Sloganı telaffuz etmese de , ‘baklayı’ Savunma Bakanı ağzından çıkarıyor...
Söyledikleri dehşet verici...
‘Önce Müslüman, sonra da Türk değilsen, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsan da, milli değilsin’...
Vatandaşlık, ‘devlet ile birey arasındaki hukuksal bağ’...
2008 yılında bunu ırka ve dine bağlayan bir söylemle karşı karşıyayız.
Üstelik askeri konularda dilini yutmuş gözüken bir bakan bunları bizim de içinde yer almaya çabaladığımız AB gibi ‘ulus-ötesi’ bir topluluğun başkenti Brüksel’de söylüyor...
***
Başbakan dünkü grup toplantısında ne diyor?
‘Benim söylediğim şu; Biz bu ülkede Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abhazasıyla, Boşnağı ile biriz, beraberiz. Hiçbir etnik unsur, bir diğer etnik unsura üstünlük mücadelesi vermemelidir, veremez. Bizim bir üst kimliğimiz var. Bu üst kimlik de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır’...
Buna herkesin duyup, inanmasını istiyorsanız...
Öncelikle Savunma Bakanı’na anlatın...
Sonra da
vakit kalırsa sorun:
‘Aktütün’de sen neredeydin bakan bey?’