Repliklerimiz fısıldaşıp dururlar


Tam doğru kelime nedir, bilemiyorum. Üzülmek mi? Bunalmak mı? Hayıflanmak mı, belki hepsi birden... Çünkü... Örneğin, “Tomas Fasulyacıyan” dediğimde... ... bana geri dönüşü olmayacak o kadar çok bakışla karşılaşacağımdan eminim ki... Ve o boşluğu çırpına çırpına anlatacaklarımızla dolduramayacağımızdan da... *** 1843’de İstanbul’da doğup, 1901’de İskenderiye’de öldüğünü... Osmanlı tiyatro yöneticisi, yönetmeni ve oyuncusu; Fasulyacıyan Topluluğu’nun kurucusu olduğunu... Türk tiyatrosunun oluşumunda önemli bir rol oynadığını hatırlatsak bir anlamı olur mu ki? *** Ya da daha yakına gelsek, Haldun Taner’e, onun unutulmaz eserlerinden biri olan “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı”na ve oradaki Tomas Fasulyacıyan’a... Oyundaki Fasulyacıyan karakterini dün gibi hatırlarım, Münir Özkul canlandırmıştı. Piyeste, Haldun Taner’in ölümsüzleştirdiği şu sözler Tomas Fasulyacıyan’a ait: “Zaten aktör dediğin nedir ki? Oynarken varızdır. Yok olunca da sesimiz bu boş kubbede bir hoş seda olarak kalır. Birazdan teatro bomboş kalacak. Ama teatro işte o zaman yaşamaya başlar. Çünkü Satenik’in bir şarkısı şu perdelerden birine takılı kalmıştır. Benim bir tiradım şu pervaza sinmiştir. Hıranuş’la Virjinya’nın bir diyalogu eski kostümlerin yırtığına sığınmıştır. İşte bu hatıralar, o sessizlikte saklandıkları yerden çıkar, bir fısıltı halinde yine sahneye dökülürler. Artık kendimiz yoğuz. Seyircilerimiz de kalmadı. Ama repliklerimiz, fısıldaşır dururlar sabaha kadar. Gün ağarır, temizleyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır. Perde!” *** Bugün ne? 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü. Tomas Fasulyacıyan, Haldun Taner ya da “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı”nı pek konuşmadığımıza göre “reytingi” düşük bir gün. Hâlbuki... Afrika’daki küçük bir köyde... Ermenistan’daki bir dağın yakınlarında... Pasifik’teki küçücük bir adada tiyatro yapılabilir. Bütün gereken boş bir alan ve seyircidir. Bunları kim söylüyor? Bu yıl “Dünya Tiyatrolar Günü Bildirisi”ni kaleme alan ünlü İngiliz aktris Judi Dench... Ve devam ediyor: “...Tiyatro bir eğlence ve ilham kaynağıdır. Dünyanın dört bir yanında var olan değişik kültürleri ve insanları birleştirebilecek gücü vardır. Fakat tiyatro bundan çok daha fazlasıdır, aynı zamanda eğitme ve bilgilendirme olanağı sağlar. Tiyatro bizi güldürebilecek ve ağlatabilecek güce sahiptir; fakat aynı zamanda bizi düşündürmeli ve düşüncelerimizi dile getirmemize olanak sağlamalıdır.” *** Dünya Tiyatrolar Günü 1961’de Uluslararası Tiyatrolar Birliği tarafından yaratıldı. Ve her yıl 27 Mart’ta dünya çapında kutlanıyor... Pek çok ulusal ve uluslararası etkinlik kutlamalarda yer almakta... En önemli etkinliklerden biri de bu yıl Judi Dench’in yaptığı gibi, dünya çapında başarı kazanmış bir tiyatro oyuncusu, yönetmeni veya yazarın yazdığı evrensel bildirgeler. İlk bildirge 1962’de Jean Cocteau tarafından yazılmıştı... Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin de 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nün hem tiyatrocuların hem de seyircilerin bayramı olduğunu belirterek, “matine ve suare olmak üzere Türkiye genelinde 112 oyunumuzu ücretsiz sahneleyeceğiz, bir bayram buluşması yapacağız” diyor... *** Bugün Dünya Tiyatrolar Günü... İsterim ki, tüm tiyatroları doldursak... İsterim ki Tomas Fasulyacıyan’ı, Haldun Taner’i yüreğimizin derinlerinden ansak... O muhteşem repliği biraz daha unutulmaz kılan Münir Özkul’a şifa dileklerimizle birlikte tekrarlasak: “Zaten aktör dediğin nedir ki? Oynarken varızdır. Yok olunca da sesimiz bu boş kubbede bir hoş seda olarak kalır. Birazdan teatro bomboş kalacak. Ama teatro işte o zaman yaşamaya başlar. Çünkü Satenik’in bir şarkısı şu perdelerden birine takılı kalmıştır. Benim bir tiradım şu pervaza sinmiştir.” Ve reytingi düşük bu günü, Fasulyacıyan’ın şahsında üzülmeden, bunalmadan, hayıflanmadan olması gereken yere taşıyıversek...
<< Önceki Haber Repliklerimiz fısıldaşıp dururlar Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER