Haydarpaşa’dan dünya nasıl gözükür?


Pazar günü İstanbul’a, Türkiye’ye ve dünyaya o güzelim Haydarpaşa gar binasından baktım... Yıllardır mefluç haldeki bir yapıyı önce ayağa kaldırıp, sonrada koşturmak için didinen Devlet Demiryolları Genel Müdürü Süleyman Karaman’ın davetlisiydim... Demiryolları yıllar boyu zamanları, mekânları ve insanları birbirine kavuşturmanın derinliğini taşır... Bu nedenle trenler, garlar, uzun paltolarıyla şef dö garlar, hareket düdükleri, hüzünler ve sevinçler edebiyatın da ilgi alanı ve çoğu zamanda konusu olmuştur... Çocukluğumun geçtiği evdeki demiryollarını da içeren yoğun edebiyat aurasına, ilk gençliğime kadar olan yurtiçi tren yolculukları ve ardından da akademik kariyer için Fransa’ya gittiğimde henüz deneme aşamasındaki hızlı tren deneyimi eklendi... Böylece hayatımın sürekli bir parçası haline gelen trenin düne ait nostaljik konumundan çıkarak küreselleşme döneminde uçak ile yarışır hale gelmesine de şahit oldum... *** Bizde ise tren hep nostaljik dönemde ve hep güdük kaldı. Cumhuriyet dönemine kadar demiryolu uzunluğu dört bin 136 kilometreydi... Cumhuriyet’ten 1950’ye kadar buna üç bin 764 kilometre daha eklendi... Sonrasında demiryolları adeta o noktada dondu; 1951 ila 2001 arası buna ilave edilen sadece 945 kilometre oldu... Mevcut demiryolu ağı herhangi bir gelişmiş ülkenin demiryolları ile kıyaslanmayacak kadar az ve köhnemiş... Kurumun araç filosunun yüzde 59’u 20 yaş ve üzerinde... Demiryolları yılda seksen milyon yolcuyla, pazar payının sadece yüzde ikisine, 23 milyon tonla da taşımacılık sektörünün yüzde beşine sahip... Kadük bırakıldığı için geçmiş yirmi yılda TCDD’nin zararı 19,2 milyar dolar olmuş... Belki de daha vahimi demiryolları cüce bırakıldığı için ulus-devlet ve ulusal pazar da boy atamamış... Dünyalaşmanın da etkin bir enstrümanı olamamış... *** AK Parti hükümetiyle birlikte göreve gelen Genel Müdür Süleyman Karaman bir yandan mevcut yapıyı çağa uygun hale getirmeye, diğer yandan da yeni ilavelerle ilerlemeye çabalıyor... 2003’den günümüze dört bin 600 kilometre demiryolu yenilenmiş, bin 76 kilometre yeni hat yapılmış... 976 kilometrenin de inşaatı sürmekte... Bir yanda da verim artırıp, personel şişkinliğini giderme peşinde... Karaman’ın hedefi 2015-2016’ya kadar mevcut yapıyı tümüyle zamanımıza uygun bir düzeyde ayağa kaldırmak ve sonrasında da demiryollarını küreselleşmenin ruhuna uygun bir sosyal değişim kaldıracı haline getirmek... Ancak... Bunun için gelecek on yılda demiryollarına 19,5 milyar dolar yatırım gerekmekte... Bize iyi bir örnek olan Almanya, 1994 ila 2006 yılları arasında 99 milyar euro yatırımla demiryollarını Avrupa’nın en mükemmeli haline getirmiş... Bugün 100 milyar dolarlık bir değere sahip olan TCDD’nin ayağa kalkıp, hazineye yük olmadan, yeni çağın parçası haline gelmesi bu taze kaynağı bulmasına bağlı... Mamafih seçim sathı mailinde telaffuz edilen 2023 vizyonunda büyük bir kısmı hızlı tren olmak üzere bugünkü yapıyı ikiye katlama hedefi var... Ancak, Avrupa’nın en gelişmiş demiryolu olduğunu belirttiğim Almanya seviyesi için ihtiyaç duyulan parasal kaynak, mevcudu ayağa kaldırmaktan biraz daha fazla: 23 milyar dolar... *** Tren sadece bir ulaşım aracı değil, çağımızın sosyal değişim enstrümanıdır... Küreselleşmenin altyapısıdır... Haydarpaşa’dan o güzelim İstanbul siluetine, Türkiye’ye ve dünyaya bakarken, bir yandan Genel Müdür’ün nasıl çırpındığı, diğer yandan da Ankara’nın freni kopmuş gözüken gereksiz abartılı şişinmeleriyle dünya gerçeği arasındaki farkı bir kez daha görme imkânını yakaladım... *** Haydarpaşa’dan İstanbul muhteşem, abartılı bir şekilde övünen Türkiye gayretli, çağdaş dünya ise epeyce uzak gözüküyordu...
<< Önceki Haber Haydarpaşa’dan dünya nasıl gözükür? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER